2.9

5.2K 385 85
                                    


Günlerden sonra ilk defa güne güzel başlamanın keyfi ile uyanmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Günlerden sonra ilk defa güne güzel başlamanın keyfi ile uyanmıştım. Gözlerime işleyen ışık yüzümü ısıtırken, kalbimi ısıtan birinden mesaj gelmişti.

JohnDoe: Günaydın melek kalplim. Seni özledim. Sesini duymak isterdim.

Gülümsedim. Beni mutlu etmeye yetmişti. Ben de onun sesini duymak istiyordum. Aramayı önceden de istemiştim ama açmayacağını düşündüğüm için hep vazgeçmiştim.

Rose: Arayabilirdin.

JohnDoe: Sesimi duymak ister miydin?

Rose: Deli misin tabii ki. Yoksa arayacak mısın?

JohnDoe: Olabilir ama şu an müsait değilim.

Rose: Neden? Ne yapıyorsun ki?

JohnDoe: Bir işim var.

Rose: Şu işlerinden bahsetsen keşke... Bana ne zaman kendinden bir parça bilgi vereceksin?

JohnDoe: Sana kalbimi açtım Rose. Seni sevdiğimi söyledim.

Rose: Farklı yönlere çekiyorsun ama ben seni gerçek anlamda tanımak istiyorum.

JohnDoe: Ben de.

Rose: O zaman başlayalım.

JohnDoe: Saate bak, geç kalacaksın.

Saate baktığımda gerçekten de derse geç kaldığımı fark ettim. Ama umurumda değildi. Onu tanımak, kim olduğunu ve neye benzediğini öğrenmek istiyordum. 

Rose: Sen haricinde başka birşey ile ilgilenmiyorum. Şu an tek isteğim seni tanımak John. En azından bana adını söyleyebilirsin.

JohnDoe: İsmimi öğrendiğinde devamını da öğrenmek isteyeceksin ve bu böyle hakkımızdaki her şeyi öğrenene dek sürecek.

Rose: Hakkındaki her şeyi öğrenmek istemem kötü mü olur? Bu harika bir şey değil mi? Birini tanımak kadar bu hayatta keyifli olan başka bir şey var mı söyler misin...

JohnDoe: Evet, birini uzaktan sevmek. Asla kaybetmeyeceğini bilirsin, ona kavuşmasan da o senin zihninde yer alır ve ne olursa olsun onu hissedersin. Acı çekmezsin, üzülmezsin, üzmezsin..

Rose: Bu yaptığın kolaya kaçmak oluyor biliyorsun değil mi?

JohnDoe: Biliyorum.

Rose: Beni delirtiyorsun şu an.

JohnDoe: Onu da biliyorum. Seni üzmek istemiyorum.

Rose: Ben seninle üzülme hakkı elde etmek istiyorum.

JohnDoe: Bunlar sadece heyecanla söylenmiş büyük laflar Rose. Hayatının düzenini bozmaya, birini anlamaya çalışırken yorulmaya bu kadar meraklı olmamalısın. Önüne geçebileceğimiz olaylar için neden bu kadar isteklisin?

Rose: Sen neden olumsuzluklar üzerine bir hayatı kendi gerçeğin yapıyorsun?

JohnDoe: Seni kendimden bile koruyorum. Mutsuz olmanı istemiyorum.

Rose: Tek başına karar veriyorsun. Beni mutlu ya da mutsuz edip etmeyeceğini önceden bilemezsin. Her an mutlu olmamız da zaten imkansız ve mantıksız. Mutlu anların kıymetini bilmek için tüm duyguları birlikte yaşamalıyız. Buna acı, pişmanlık ve mutsuzluk da dahil. Bizi biz yapan duyguları filtreleyemezsin. Bu yüzden diyorum ya seninle üzülmek istiyorum. Bu hissi de yaşamak beni seninle nefes alır hale getirecek, kaçmak anlamsız. Seni anlamak istiyorum. Sadece hislerimde değil, mantığımda da yer almalısın. Ben seni düşünürken mutlu oluyorum. Lütfen bana izin ver, seni tanıyayım.

Sanırım ilk defa bu kadar uzun konuşmuştum. İçimdekilerin tamamını dökmüştüm. Umarım beni anlamıştır diye düşünmüştüm ki mesaj geldi.

JohnDoe: William.

Rose: Anlamadım?

JohnDoe: Adım William.

Gözlerimi kocaman açarak ekrana baktım. Sonunda adını söylemişti. Onca insandan şüphelenirken bambaşka bir isim duymuştum ve bu adı daha önce hiç duyduğumu hatırlamıyordum. Heyecanla ekrana baktım. Hissediyordum, yakında onu da görecektim. Onu nasıl ikna edeceğimi ise anlamıştım.

Sabırla onunla konuşmaya ve tüm kartlarımı açıkça oynamaya başlamalıydım. Bu işe yarıyordu.

Onu gözümde büyüttüğüm ilk anları düşündüm. Ve şu anı değerlendirdim. O uzak durarak beni düşündüğünü söylerken aslında benden korkuyordu. Reddedilmekten ve bir parça üzülmekten kaçınıyordu. Bunu aşabilirdik. Bana güvenmesini sağlayarak onu bana karşı açık hale getirecektim. Tek yapmam gereken şey ona karşı sabırlı olmak olacaktı.

Mutlu ettiği kadar mutsuz da edebileceğini ve bunun normal olduğunu ona anlatacaktım.

Kendimizle çatışmamız bizi yalnızca yorardı. Duygularımız ile savaşmayı bıraktığımızda aslında gerçekten yaşamın ne olduğunu anlayabiliriz. Hayat budur. Tüm yaşanılanların toplamıdır. Ve ben yaşamımda William için bir yer açmaya hazırdım. Şimdi sıra onu kazanmaktaydı.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Rosemary | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin