Okul bittiğinde Carl'a davetten bahsettim ve konuştuktan sonra akşam buluşmak üzere ayrılarak eve yürüdük.
Tüm gün Veronica'nın gözü bendeydi ve akşamı düşündükçe ürkmeye başlamıştım. Benden neden nefret ediyordu, anlamıyordum. Onun gibi biri olmayı asla düşünmemiştim ve düşünmezdim de. Yol önümde kayıp giderken elimdeki telefona baktım. Hala bir şey yazmamıştı. Beklememeliydim, yazmayacaktı.
Eve vardığımda annemlerin sesini duydum. Hazırlanıyorlardı. Vakit kaybetmeden üzerimi değiştirdim. Her zamanki gibi kot pantolonumu ve gri sweatimi giyecektim ki aklıma pembe kazağım geldi. Onu giydim.
Aynaya baktığımda tebessüm ettim. Ona olan kızgınlığım azalmaya başlıyordu ve pişmanlığım da had safhadaydı. Mutlu görünmeye çalıştım ve aşağı inmeden önce rastgele bir kitap açıp dikkatimi dağıtmaya çalıştım.
Saat geldiğinde annemlerin sesini duydum.
"Hazır mısın Rose? Gitmeliyiz."
"Geliyorum."
Elimdeki telefonu cebime yerleştirdim ve aşağı indim. Bu akşamı atlatmak zor olacak gibi görünüyordu. Arabadayken aklıma Clark gelince annemlere açıklama gereği hissettim.
"Yemekten erken ayrılabilir miyiz? Arkadaşıma ders çalışmaya gitmeliyim."
"Elbette Rose. İstersen biz bırakabiliriz."
"Evleri yakında olacak, ben gidebilirim."
Bir süre yürümek bana iyi gelebilirdi. Hem belki Carl ile de açık havada oturururduk. Şu an buna ihtiyacım vardı.
Geldiğimiz yeri biliyordum. Bizim sitenin yakınlarında bir mekandı. Annemlerin çalıştığı şirket yöneticilerinin aileleri her sene burada yemek düzenlerdi.
O ailelerden biri de Veronica'lardı. Ben küçükken gelirdim. Ancak daha sonralarda bu tarz kalabalık ortamlarda rahat hissetmediğim için katılmamaya başladım. İnsanların birbirine gösteriş yapması ve gereksizce övgü cümleleri kurmaları bana yapmacık geliyordu. Ama bu sene değişiklik yapmıştım. İyi gelmesini umarak annemlerle birlikte içeri geçtik.
Tahmin ettiğim gibi geç kalmıştık ve herkesin yüzü bize dönmüştü. İlgi odağı olmaktan nefret ettiğim anlardan birini yaşıyordum.
Kendimi bir köşeye atmayı planlarken bana doğru gelen abartılı makyajı ve kırmızı elbisesi ile Veronica'yı görmüştüm. Ondan kurtulmak zor olacak gibi görünüyordu.
"Rose, yine her zamanki gibi....sıradan görünüyorsun."
"Sen de...abartılısın, sevdim."
İkimizde birbirimize sessiz öfkemizi sunarken arkadan gelen kişi tüm dikkatimi çekmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rosemary | Texting
Teen FictionSıradan geçen hayatım, bir gün yanlış bir numaradan gelen bir mesaj ile değişecekti. Bir mesaj, iki sevgili, bilinmeyen numara ve ben, belki de oldukça basit bir denklemdeydik. Ancak hiç bir şey umduğum veya düşündüğüm gibi olmadı. Yaşadığım her şe...