Akşamüzeri olduğunda Jason köşesine çekilmiş taze kahvesini içiyordu. Belli saatlerde belli davranışları vardı. Bu da onlardan biri idi. Onun kahvesinin kokusu burnuma dolarken gitme saatinin yaklaştığını hissettim. Bilgisayarımı çantama koydum ve üzerimi giyindim. Jason gideceğimi anlayınca ayağa kalkmıştı.
"Nereye gidiyorsun? Bugün erken mi ayrılacaksın? Yoksa benden sıkıldın mı?"
Karşımda kaşlarını büzdüğünde alıngan yaşlı dedelere benzetmişim. Üzerine geçirdiği kareli hırkası ile sevimli bir yaşlıya çok benzediğini de inkar edemezdim.
"Saçmalama Jason. Bir arkadaşın evinde partiye katılacağım. Saatinde orada olmalıyım," dediğimde yüzüme baktı ve inanmayan bir ifade ile sordu.
"Sen... partiye mi katılacaksın?"
Evet, söyleyince bana da garip gelmişti. Ama bir partiye katılacaktım. Hayatımda ilk olacaktı.
"Evet, neden olmasın ki?" dedim. Normal davranmaya çalışıyordum. Ama Jason beni iyi tanırdı. Bu nedenle şaşırması normaldi.
"Bilmem. Yani tabi ki olabilir. Ama sen sevmezsin diye düşünmüştüm."
"Aslında haklısın sevmem. Ancak okuldan Veronica çağırdı. O kız ile ters düşmek istemiyorum. Hem tüm sınıf orada olacak. Keyifli olabilir."
"Buna gerçekten inanıyor musun?" dedi. Ellerini birbirine bağladı. Onun yanında asla yalan söyleyemiyordum.
"Ah! Hayır. Tüm hafta sonu sıkıntıdan patlayacağım. Ama yapacak bir şey yok. Yanıma kitap da aldım. Bir köşede okursam bana yetecektir," dediğimde ikna olmuştu.
"İstersen seni eve kadar bırakayım," diye öneri sunmuştu. Ancak bu havada dışarı çıkmasına gerek yoktu. Şu anki haliyle kalması iyiydi. Hava iyiden iyiye kötüleşiyordu.
"Ben giderim. Sen zahmet etme," dediğimde bozulduğunu hissettim.
"Neden aksak olduğum için utanıyor musun Rose?" dediğinde köşeye sıkıştırmıştı. Ancak ben onu düşünmemiştim. Bu nedenle savunma durumuna geçtim.
"Saçmalama Jason. Ben yağmurlu olduğu için seni düşünmüştüm. Bir de geri dönmek ile uğraşacaksın."
"Olsun. Seni yalnız bırakmak istemem. Hem ben de evi görmüş olurum. Sen eve girersin ben de rahatça dönerim. Anlaştık mı?"
"Anlaştık," dedim. Başka çarem yoktu. İnat edilmeyecek nadir insanlardan biriydi.
"O zaman senin şu arkadaşını görmeye gidelim," dedi ve üzerine ceketini aldı. Birlikte kafeyi kapatarak dışarı çıktık. Yol normalden iki kat uzamıştı. Taksiye binmemiştik. Yürümek istediğimi söyledim. Aslında onun nedeni de taksi parasını ödemek zorunda hissetmesini önlemek içindi. Hava serindi. Ancak şemsiyeye sığmak için kol kola yürüyorduk ve yürüdükçe üşüdüğümüzü hissetmiyorduk.
Veronica'nın evine geldiğimizde Jason ısrar edince bahçe kapısına kadar eşlik etti. Bir sakınca görmemiştim. En fazla ne olabilir ki diye düşünürken kapıda Veronica belirdi ve sonradan bizi zora sokacak o cümleyi söylemişti.
"Ah! Sonunda Rose geldi. Ve bilin bakalım yanında kim var? Sevgilisi..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rosemary | Texting
Teen FictionSıradan geçen hayatım, bir gün yanlış bir numaradan gelen bir mesaj ile değişecekti. Bir mesaj, iki sevgili, bilinmeyen numara ve ben, belki de oldukça basit bir denklemdeydik. Ancak hiç bir şey umduğum veya düşündüğüm gibi olmadı. Yaşadığım her şe...