Attığı mesaj ile heyecanlanmıştım. Yanlış bir şey yapıyor gibi hissetsem de bu saçmaydı. Belki de düşündüğüm şeyi sorgulamıyordu. Belki de Carl'ı eve girerken görmemişti. Cevap bekliyordu ancak bir türlü ne yazacağımı bilemiyordum. Ondan korkuyordum galiba ve bu oldukça mantıksızdı. Tekrar ondan mesaj geldiğinde ise cevabımı almıştım.
JohnDoe: Neden Carl senin evinde Rose?
Rose: Konuşmak için gelmiş. Sen evimi mi izliyordun?
Bu sırada geriye dönüp pencereden dışarıyı izledim. İzleniliyoruz gibi hissetmiştim ve bu his beni rahatsız etmişti.
JohnDoe: Ne konuşması bu bir türlü bitmedi!
Rose: Sana sorgulama hakkını verdiğimi düşünmüyorum. Evde bir arkadaşımla olmamın nesi ilgini çekiyor acaba?
Ondan hoşlanmadığımı bildiği için bunu garip karşılaması belki de normaldi; ama bana bunu yansıtamazdı. Ben onun kim olduğunu bile bilmeden hayatıma müdahil olamazdı.
Bir an beynime yankılanan sinir dalgasıyla gözlerimi kapadım ve derin bir nefes aldım. Ona bu cesareti ben veriyordum. Aslında sorun onda değil bendeydi.
Belki de en iyisi onu birine anlatmalıydım ve akıl almalıydım. Tekrar mesaj geldiğinde telefon titrediği gibi açmıştım.
JohnDoe: Evde tek başınasın ve ben sakinliğimi korumaya çalışıyorum. Seni düşündüğümü göremiyor musun? Yoksa erkeklerin ilgisini çekmek Rose'un ilgi alanlarından biri mi?
Rose:Evet.
Neye cevap verdiğimi bilmeden evet vermiştim. Konuştukça sanırım ona daha da sinirlenecektim. Sabrımı sınıyor olmalıydı.
Ben bu zamana kadar yaptıklarım ile kimseye hesap vermemişken telefonun diğer ucundaki bir yabancıya mı kendimi anlatacaktım, işte burada yanılıyordu.
JohnDoe: Bilerek mi yapıyorsun?
Rose: Hayır.
JohnDoe:Normal karşılıyorsun ama sence de bir gariplik yok mu?
Rose: Ne olabilir ki?
JohnDoe: Onun sana olan bakışlarını fark etmemiş olamazsın.
Rose: Hala ondan hoşlanmıyorum ama gelip üzgün olduğunu söyledi.
JohnDoe:Sen de inandın.
Rose: Şans vermek istemiş olabilirim.
JohnDoe:Ondan hoşlandın mı?
Rose:Bu da nereden çıktı?
JohnDoe:Evet? Hayır?
Rose:Saçmalıyorsun.
JohnDoe:Cevabımı aldım ben Rose.
Elimde telefon ile kalakalınca Carl da haklı olarak sormuştu.
"Kötü bir şey mi oldu Rose?"
Ona anlatmam imkansızdı. Konuyu değiştirmek istemiştim. John da sakinleşince tekrar yazarım diye düşündüm.
"Önemli bir durum değil. İçecek bir şeyler ister misin? Kahve yapabilirim."
"Olabilir. Ödev işini de konuşmuş oluruz."
"Oldu o zaman. Ben yaparken sen netten biraz inceleyip okuyabilirsin," dediğimde itiraz etmeden telefonunu çıkardı ve araştırmaya başladı. Ben de o sırada kahve yapıyordum. Aradan birkaç dakika geçmeden kapı yumruklanmıştı.
"Bu da kim?" diye bağırdı Carl. Aklımdan geçen ilk kişi John'du. Kapıya telaşla gittiğimde Carl da peşimdeydi.
Kapıyı açtım ve gelene baktım. Genç bir çocuktu. Kızgın bir şekilde bana bakıyordu. John olabilir miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rosemary | Texting
Teen FictionSıradan geçen hayatım, bir gün yanlış bir numaradan gelen bir mesaj ile değişecekti. Bir mesaj, iki sevgili, bilinmeyen numara ve ben, belki de oldukça basit bir denklemdeydik. Ancak hiç bir şey umduğum veya düşündüğüm gibi olmadı. Yaşadığım her şe...