Hala burada olanlar bu satıra bir yorum bırakabilir mi? 🙏🏼
Medya: Fındık Ocak
Fındık Ocak
Kalabalık bir aile gibi samimi olduğumuz komşularımızdan Nilüfer teyze ve Harun amcanın evlerinin mutfağında tezgaha yaslanmışken, içimde hissettiğim tatlı heyecan yüzünden gergince tek ayağımı ritmik bir şekilde yere vuruyordum.
Karşımda, mutfak masasının çevresindeki sandalyelerden birinde oturan arkadaşım Alçin ise imalı bakışlarını da eksik etmeden bu halime kıkır kıkır gülüyordu."Alçin niye gülüyorsun Allah aşkına ya?"
Alçin'in sessiz kıkırdamaları sesli kahkahalara dönüştüğünde iki gündür kafasını telefonundan kaldırmayan Mehpare bile bakışlarını üzerimize dikmişti.
"Tüm bu heyecanının Asaf abi geri döndüğü için olması komik geliyor, kaç gündür panik halindesin."
Nazan da Alçin gibi gülmeye başladığında günlerdir kafasını telefondan kaldırmayan Mehpare durumu anlamamış bir şekilde saf saf bize bakıyordu.
"Adamı aylardır görmüyoruz, siz geldiği için sevinmiyor musunuz ya?"
"Seviniyoruz da, senin kadar heyecanlanmıyoruz. Sen niye bu kadar gerginsin, hayırdır?" dedi Alçin göz kırparak.
"Başlamayın yine."
Asaf abi, abimin en yakın arkadaşıydı. Ben beş yaşındayken taşındığımız bu mahallede, altı ailenin yıllar içinde güçlenen dostluğunda abim, Asaf abi, Seçkin abi ve Arman abinin okulda kurduğu arkadaşlığın da büyük etkisi vardı.
İlkokul yıllarından itibaren dördünün arasında kopmayan bir bağ olsa da, abimle Asaf abinin, Seçkin abiyle de Arman abinin arasındaki ilişki her zaman daha samimi olmuştu. Asaf abinin üç yaş büyük abisi Ali abiyse dört yıl önce evlenene kadar onların grubunun bir parçası sayılırdı.
Aynı şey biz kızlar için de geçerliydi. Nazan, babamın iş ortağı olmaları sebebiyle birlikte inşa ettirdikleri üç katlı apartmanda karşı komşumuz olan Süleyman amcanın kızıydı. Nazan'ın annesi Sevda teyze beş yıl önce, kansere yenilip vefat etmişti.
Mehpare'nin adı Maraz olan, bizden dört yaş küçük bir erkek kardeşi vardı. Alçin ise, Seçkin abinin kardeşiydi ve bizden bir yaş büyüktü. Mahallede sürekli birlikte olduğumuz için okulda da hep birlikte vakit geçirirdik. Abimlerde olduğu gibi bizim de çok güçlü bir dostluğumuz olsa da ikili ilişkilerimizde ben ve Nazan, Alçin ile de Mehpare daha samimiydi.
Asaf abinin amcası ağır bir trafik kazası geçirmiş, uzun süreli istirahat etmesi gerektiği için de bu süre zarfında dükkanını kapatmak istemeyerek işleri devam ettirmesi için Asaf abiden ricada bulunmuştu.
O sıralar Asaf abi mesleğiyle ilgili iş arıyor, aylar süren araştırmalarına rağmen başarılı olamıyordu. Bir yıl uzattığı okulunu bitirir bitirmez askere gitmiş, askerdem döneli birkaç ay olmuştu. İş bulamadığı için boş durmaktansa amcasının ricasını kabul edip Ankara'ya gitmiş, yaklaşık beş ayını orada geçirmişti.
Alçin ve Nazan'ın heyecanlanmam konusundaki gereksiz imalarının sebebi ise lise yıllarımızda Asaf abi ve beni yakıştırmaya başlayıp aradan yıllar geçmesine ve onları defalarca uyarmama rağmen bu konuda fikirlerinin değişmemesiydi.
Zilin çalmasıyla hep birlikte ayaklanıp kapıya doğru ilerledik. En önde Nilüfer teyze aylardır görmediği oğluna sıkıca sarılırken Asaf abiyi otogardan almaya giden abimler yanlarından geçip oturma odasına gitmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FINDIK
Romance[Ara verildi.] "Fındık Ocak." Elindeki çiçek buketiyle, ismimi söyleyerek içeri giren kargo görevlisini doğum günüm olduğu için kimse garipsemese de iş yerime çiçek gönderenin kim olabileceğini tahmin edemediğim için şaşkınlıkla yanına ulaşmış, çiçe...