Oy ve yorumları unutmayalım lütfen, keyifli okumalar! ♥️
Medya: Nazan Aksoy 
Fındık Ocak
Hayatımda her şeyin istediğim şekilde ilerlemesine alışmıştım.
Okul hayatım boyunca kendi disiplin ve düzenimi sağlayıp notlarımı da, öğretmenlerin gözünde olduğum kişiyi de hep kendim belirlemiştim.
Aile hayatımda, aile yapımıza, doğru ve yanlışlarımıza uygun olan şeyleri ölçüp tartarak davranmış, ailemi üzecek şeylerden hep kaçınmıştım. Farklı şartlara ve değerlere sahip olan insanlarla kendimi kıyaslamadığım için isteklerim buna göre ortaya çıkmıştı ve gerçekleştirmekte sıkıntı yaşamamıştım.
Hayatıma aldığım insanları yine isteklerim doğrultusunda seçmiş, istemediğim kimseyi hayatımda barındırmamıştım. Gereksiz arkadaşlıklar kurmadığım gibi doğru düzgün bir aşk hayatım olmamıştı çünkü bu yola girmeyi denediğim iki kişi de isteklerimin dışında kalıyordu.
Şimdiyse, yirmi üç yıllık hayatımda ilk defa istemediğim bir şey olmuştu ve ben buna engel olamamıştım.
Yıllar önce, lisenin sonuncu yılında ona ilgi duyduğumu ilk defa farketmiştim. Arkadaşlarımın bizi yakıştırıyor olması psikolojik olarak fazlasıyla etkilenmeme sebep olmuştu belki, belki de bir abi olarak yaklaştığı zamanlarda gösterdiği ilgi alaka çekmişti beni ona.
Sebebi neydi bilmiyordum ama olmuştu işte. Onu gördüğümde içime tarifsiz bir huzur hissi yeşermeye, göz göze geldiğimiz her an sebepsiz heyecanlanmaya başlamıştım.
Salak değildim. Yıllarca Arman abiyi seven Alçin'den veya okulda sevgilileriyle yaşadıklarını anlatan diğer arkadaşlarımdan dinlediklerim olsun, izlediğim filmler, okuduğum kitaplar olsun bu hissettiğim şeylerin arkadaşça bir sevginin dışında olduğunu anlamama yetmişti.
Fakat şimdi de olduğu gibi, o zaman da bu durumun doğru olmadığını düşünmüş, kendimi derslerime vererek abim ve arkadaşlarıyla yeni oluşan arkadaş grubu düzenimizde kendimi hep geri planda tutmuş, dersleri bahane ederek yakınlıktan kaçınmıştım.
Bunun doğru olduğunu düşünmyordum ve bunu düşünmek için geçerli bir sebebim de yoktu. Abimin en yakın arkadaşı olması onun bana karşı bir şey hissedemeyeceği anlamına gelmezdi. Arman abinin, Seçkin abiyle olan dostluklarına rağmen Alçin'e aşık olması, dile getirilmese de ailelerimiz dahil herkesin bu konuda zincirlerini kırmasına sebep olmuştu.
Olmaması gerektiğini düşünmeme neyin sebep olduğunu bilmiyordum. Bundan nasıl kurtulurdum, hatta kurtulmalı mıydım onu da bilmiyordum.
Bu işin içinden nasıl çıkacağıma dair en ufak bir fikrim dahi yoktu.
"Fındık!"
Odamda boş boş vakit geçirirken annemin seslendiğini duymamla "Efendim!" diye bağırarak odamdan çıkıp salona ilerledim.
"Bir kahve yap da anne kız biraz keyif yapalım. Hem nişanın dedikodusunu yaparız."
Annemin sözlerine güldüğüm kahve kavanozunu elime alıyordum.
Herkesin fazlasıyla eğlendiği Alçin ve Arman abinin nişanının üzerinden iki gün geçmesine rağmen yorgunluğumuzdan yeni yeni kurtuluyorduk. Abim ve Nazan'ın da yakınlaşmasına sebep olduğuna emin olduğum danstan sonra oyun havalarına hızlı bir geçiş yapılmıştı.
Abim ve Asaf, uzun sayılmayacak bir süre boyunca oynadıktan sonra yerlerine oturmuştu. Gece boyunca abim bir kez daha kalkmış olsa da Asaf sandalyeye yapışmış gibi nişan bitene kadar yerinden kalkmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FINDIK
Romance[Ara verildi.] "Fındık Ocak." Elindeki çiçek buketiyle, ismimi söyleyerek içeri giren kargo görevlisini doğum günüm olduğu için kimse garipsemese de iş yerime çiçek gönderenin kim olabileceğini tahmin edemediğim için şaşkınlıkla yanına ulaşmış, çiçe...