Keyifli okumalar! :)
Medya: Fındık ve Asaf
Fındık Ocak
Günlerden Pazar olmasının sevinciyle yeni bir güne gözlerimi açarken, bir aydır yoğun bir tempoda çalışıyor olduğum için kendime vakit ayıracağım bir günün heyecanıyla yataktan kalktım.
Panjurumu kaldırmamın ardından odamı aydınlatan güneş ışığı genişçe gülümsememe sebep olmuş, enerjimin bir tık daha artmasını sağlamıştı.
Telefonumu elime alıp bildirimlerimi kontrol ettikten sonra sabah rutini olarak önce yatağımı topladım. Lavabodaki işlerimi de hallettikten sonra mutfağa geçip kahvaltı hazırlayan anneme sessizce yaklaştım ve yanağına kocaman bir öpücük bıraktım.
"Günaydın!"
"Ay Allah iyiliğini versin Fındık!"
Annemin tepkisine kıkırdayarak dolaptan bir bardak çıkardım ve kendime su doldurdum. Suyumu içerken annemin "Babanla abini kaldır hadi, Süleyman amcanla Nazan da gelir zaten şimdi." demesiyle bardağı tezgahın üzerine bırakıp mutfaktan çıktım ve ilk önce abimin odasına yöneldim.
Asaf'la geçirdiğimiz o keyifli akşamın üzerinden bir ay geçmişti ve ikimiz de işe başladığımız için boş zaman yaratabildiğimiz her anı başbaşa vakit geçirerek değerlendirmiştik. Başbaşa geçen zamanlarımızda da kesinlikle emin olduğum bir şey vardı ki, aramızdaki ilişki tam anlamıyla flörtleşme şeklindeydi ve aşırı keyifliydi.
İçimin sevgiyle dolup taştığı ve hislerimi açık açık söylemek istediğim zamanlar oluyordu ama bu aşamaya geçmeden önce yaşadığımız bu tatlı flört döneminin de gerçekten gerekli olduğunu düşünüyordum. İşleri aceleye getirmeden, her şeyin tadını çıkararak yaşamak önemliydi ve biz de bunu yapıyorduk. Sonuçta ikimiz de bir şeylerin farkındaydık ve acele etmemizi gerektirecek bir durum olduğunu düşünmüyordum.
Abimle babamı uyandırıp mutfağa geri döndüğümde annemi göremeyince her şeyin hazır olduğunu düşünerek oturma odasına ilerledim ve annemin hemen karşısındaki sandalyeye oturdum. Benim hemen arkamdan, yzüzünü yıkadığı suratından damlayan sulardan belli olan abim uykulu bakışlarıyla içeri girdi ve annemin yanındaki sandalyeye kendini resmen fırlattı.
"Yavaş be oğlum, masayı devireceksin şimdi."
Abim annemin söylenmesini umursamadan dirseğini masaya, başını da eline yaslayarak uyumaya devam etti.
"Şaka gibisin." dedim başımı iki yana sallayarak.
Birkaç saniye sessizliğin ardından "Fındık Semra teyzen aradı dün akşam." diyen anneme kaşlarımı çatarak kızgın bir bakış attım. Semra teyze ve damat adayları haftalardır peşimizi bırakmıyordu.
Oğlunu evlendiriyordu ya, başka çocuğu olmayınca sağolsun bizim hayırlı kısmetler bulmamız için uğraşıyordu.
"Çatma hemen kaşlarını. Bak bu seferki doktormuş."
Abim, benim kabul etmeyeceğimin farkında olarak bu konuda anneme asla bir şey demediği için annem de onun yanında bu konuyu açmaktan asla çekinmiyordu.
Ama babam öyle değildi, annemin bana altın tepsiyle sunduğu, doktorundan mühendisine çeşit çeşit damat adaylarından haberdar olsa anneme gerçekten de çok kızardı. Bu konuların bu şekilde arabuluculukla ayarlanmasından hiç hoşlanmazdı.
"Fındık'a koca mı arıyorsun anne?" dedi abim gözlerini yarım yamalak açarak. Uyuyordu ama bir kulağı da bizdeydi sanırım.
"Arıyorum da hanımefendiye beğendiremiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FINDIK
Romance[Ara verildi.] "Fındık Ocak." Elindeki çiçek buketiyle, ismimi söyleyerek içeri giren kargo görevlisini doğum günüm olduğu için kimse garipsemese de iş yerime çiçek gönderenin kim olabileceğini tahmin edemediğim için şaşkınlıkla yanına ulaşmış, çiçe...