Araba yurdun önünde durduğunda hemen inerek kapıya kadar ilerledim. Chanyeol, buraya gelmemi söyleyip yüzüme kapatmıştı. Ona geldiğimi yazan bir mesaj attıktan yaklaşık iki dakika sonra Chanyeol yanıma indi, kapıda beni görür görmez sırıtarak sarıldı. "Oppa, neler oluyor?" dedim sarılışına karşılık verirken.
Benden ayrılıp kafasını yukarıya kaldırdı. Merakla baktığı yöne baktığımda D.O'nun bile bizi izlediğini fark ettim. Hepsi camlara üşüşmüştü. "Önce buradan uzaklaşalım."
Chanyeol beni kolumdan sürüklemeye başlamadan hemen önce Jongin'le göz göze gelmiş, Baekhyun'un sinirli sesini duymuştum. "Bu yaptığın hile ama!"
Sonunda bizi duyamayacakları kadar ilerlediğimizde konuşmaya başladı. "Bana hediye seçmemde yardımcı olmalısın." Kime hediye alacağını sorma gereği duymadım, bu haftasonu Jongin'in doğum günüydü. "Bunun için miydi yani?" Koluna vurdum. "Ben de ciddi bir şey oldu sanmıştım! Ödümü kopardın!"
"Önemli zaten!" diye çıkıştı. "Baekhyun'la Jongin'in hangimizin hediyesine daha çok sevinecek diye iddiaya girdik." Gözlerimi devirdim.
Alışverişe çıkmak iyi olabilirdi. Jongin'e ne alacağımı henüz bulamamıştım. Aslında manevi bir şey olmasını tercih ederdim ama yine de bakmakta yarar vardı. "Oppa gidelim ve iddiayı kazanmanı sağlayalım!"
-
"Bunu beğenir mi sence?" diye sorduğunda iç çekerek yanıtladım. Sabahtan beri her şeyi beğeniyor sonra vazgeçiyordu. "Senin benden daha iyi bilmem gerekmiyor mu?" Dudaklarını büzdü. "Yardım et bana!"
"Bence Jongin'e çantaya sığabilecek bir yastık almalısın. Havalimanında hatta ödül töreninde bile uyuyor." Dediğim şeye başta gülse de sonra ciddileşti. "Oha bu harika bir fikir!" Şaşkınlıkla ona baktım. "Sadece şaka yapıyordum."
"Hayır, hayır. Ona çok özel bir yastık almalıyım!" Ardından bir şey dememi beklemeden kolumdan tuttu ve koşturmaya başladı. "Oppa nereye?"
Sonunda istediği yere gelmiş olacak ki durdu. Karşımızda küçük bir mağaza vardı. Baskı yapıyor olmalıydı. "Yastığa EXO-L'lerin fotoğrafını bastıracağım, büyük ihtimalle bir konser fotoğrafı. Böylece uyurken yastığa sarılacak ve hayranlarımıza sarılıyor gibi hissedecek."
Düşüncesine karşı gülümsedim. "Bu harika bir fikir." Onların hayranlarına verdikleri değer beni büyülüyordu.
"Tabi senin resmini de bastırmak isterdim ama siz şu sıralar 'arkadaşça' takılıyorsunuz," dediğinde koluna vurdum. "Arkadaşça takılmıyoruz, arkadaşız." Gözlerini devirdi. "Aynen."
Mağazadaki görevlilerden biriyle konuşmaya başladığında ben de etrafı incelemeye başladım. Bu sırada Jongin'e ne alabileceğimi düşünüyordum, gezdiğimiz yerlerde bir şey beğenmemiştim. Karşımda resim çizen yaşlı bir amca gördüğümde istemsizce gülümsedim. Aklıma harika bir fikir gelmişti.
-
"Hayır, oppa! Söylemeyeceğim," dedim inatla. Baekhyun, Chanyeol yurda gittikten sonra gizlice beni aramıştı ve ağzımı aramaya devam ediyordu. Bütün akşamı gezerek bitirdiğimiz için yorgunlukla yurda gelir gelmez kendimi yatağa atmıştım. "O zaman ben de sana Jongin'in Chanyeol'ü 'Bu saate kadar ne yaptınız?' diye sıkıştırdığını söylemeyeceğim." Yüzümde bir gülümseme oluşurken yanıtladım. "Söyledin şuan."
İç çekti. "Bu bir rüşvetti, anlamadın mı? Eğer bana hediyeyi söylerken daha fazlasını anlatırım. Nan Hee'yle 'sevgili' olduğundan beri morali çok bozuk. Hayranları hayal kırıklığına uğrattığını düşünüyor. Ve tabi seni de."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stajyer Kampı || Kai
ФанфикGülümsedi. ❝Sanırım yanılmışım, seninle arkadaş olmak güzel olacak gibi.❞ Elini uzattı. ❝Park Hye Ji, benim adım Kim Jong In.❞ Ben de elini sıkarak karşılık verdim. ❝Memnun oldum, Kim Jong In. ❞ • Kai & You