Öncelikle beklettiğim için özür dilerim vee dm atanlara cevap veremediğim için de özür dilerim. Epostamı onaylamam gerekiyor ama şifremi unuttum ve yeni eposta açmaya çok üşeniyorum bu yüzden dmlere cevap veremiyorum 😂😂
İkinci olarak da büyük ihtimalle 20. bölüm final olacak 😕 Ama üzülmeyin çünkü Chanyeol veya Jongdae'yle ilgili iki farklı kurgum daha var onları paylaşacağım süwlpswopÇok uzattım hadi iyi okumalar
***
İkimiz de geri çekilmedik. Ben olayı sindirememiştim ki hareket edeyim. Jongin ise başta ona tokat atabilme ihtimalimden korkmuş olacak ki birkaç saniye sonra güvende olduğunu fark edince dudaklarını benimkilere biraz daha bastırdı.
Bahsettiğim kopan uç hemen bunun ardından gerçekleşti.
Yüzüme doğru patlayan bir flaşla.
İkimiz de yüzümüzde hissettiğimiz ışıkla korkarak o tarafa doğru döndüğümüzde neredeyse kalp krizi geçirecektim.
Hani bir suç işlersiniz de babanızın sizi azarlaması için gelmesini beklerken kapı açılır, siz korkuyla yutkunamazsınız bile. Ama aslında gelen annenizindir ve sıkıntı yoktur.
Tam olarak böyle hissetmiştim. Fotoğrafımızın çekilmesinden hissettiğim korku çeken kişiyi gördüğümde geçmişti.
"Seni velet, ödümü kopardın!" Jongin elini kalbine koyarak eğildi. Onun gibi bir tepki vermeyi isterdim tabi ama yaşadığım iki şok edici olaydan sonra sanırım vücudum kaskatı kesilmişti.
Jongin beni öpmüştü ve Sehun bunun fotoğrafını çekmişti.
"Böyle sorumsuz olmamalısınız, ya başka biri olsaydı?!" derken kahkaha atmamak için zor duruyor gibiydi.
Gözleri hala şaşkınlıkla bakan beni bulduğunda elini önümde salladı ve "Dondu bu," diye mırıldandı. Jongin güldü. "Senin yüzünden olmadı o."
Jongin'in yüzüme eğilip gülmesiyle transtan çıktığımda kaşlarımı çatarak koluna sertçe vurdum. "Ne yapıyorsun sen?!" diye çıkıştığımda kolunu tutup hafifçe bağırdı. "Acıdı."
"Acısın diye vurdum," diyerek Sehun'a döndüm. "Seni öldüreceğim." Gözlerini kocaman açtı. "Seni öpen o, ben neden ölüyorum?!" Ona doğru bir adım attığımda geri çekildi. "Sil hemen onu. Birinin eline geçebilir."
"Belki de geçmesine gerek kalmamıştır." Gülen bir tiz ses duyduğumda olduğum yerde kaldım. Gözlerimi kapatıp bu anın gerçekleşmemiş olmasını diledim.
Ama tabi ki koridorda yankılanan o topuk sesleri Nan Hee'ye aitti. Elindeki telefonu sallayıp gülmeye devam etti. Gözüm Jongin'e kaydığında çene kaslarının belirgin bir şekilde kasıldığını fark ettim.
"Sil onu." Sesi son derece net ve katil soğukluğunda çıkmıştı. Bana karşı bu sesi kullanmış olsaydı telefonu fırlatıp kaçabilirdim, Nan Hee ise bir anlığına tereddüt etmiş gibi görünse de kendinden emin gülümsemesini tekrar takındı. "Bunu yayınlayıp herkesi kendi tarafıma çekmektense neden sileyim? Herkes ikinizden de nefret edecek, bana acıyacaklar."
"Neden?" diye sordum. Kaşlarını çattı. "Ne neden?"
"Neden bunu yapma gereği duyuyorsun?" Dudaklarını büzüp düşünür gibi yaptı. Sonra yapmacık bir tavırla güldü. "Çünkü senden nefret ediyorum."
"Neden?" diye tekrarladım bir daha. Sehun'un ve Jongin'in maç izlermiş gibi bizi izlediğinin farkındaydım ama onlara bakmaya cesaret edemedim, büyük ihtimalle ortamdaki gerginliği unutup yüz ifadelerine gülmeye başlardım.
![](https://img.wattpad.com/cover/124580069-288-k714045.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stajyer Kampı || Kai
Hayran KurguGülümsedi. ❝Sanırım yanılmışım, seninle arkadaş olmak güzel olacak gibi.❞ Elini uzattı. ❝Park Hye Ji, benim adım Kim Jong In.❞ Ben de elini sıkarak karşılık verdim. ❝Memnun oldum, Kim Jong In. ❞ • Kai & You