«17»

4K 254 109
                                    

Sınav haftası bölüm atmayacağım dedim ama resmen döktürdüm bir sürü bölümü yav ÜWPLSĞWLĞWLS

Herneyse, iyi okumalarrrr

***

"Seni gerçekten seven insanların her zaman yanında olacağını biliyorsun, değil mi?"

Boş olduğum bir arada bu olayla ilgili yorumlara bakmıştım. Sadece üzüldüklerini söylüyorlardı. Bunun prim için olduğunu düşünenler de vardı elbette.

"Peki sen?" diye soruma soruyla karşılık verdi. "Sen yanımda mısın?"

Yüzümde oluşan buruk gülümsemeyi görmediği için minnettardım. İstemesem bile yanında olacaktım, Nan Hee'yle gerçekten sevgili olsaydı bile yanında olacaktım. Acı çekecek olsam bile yanında olmak istiyordum. "Her zaman," diyerek gülümsedim.

Onu göremesem bile gülümsediğini hayal ettim, sesi huzur dolu geliyordu. "Bunu duyduğuma sevindim."

-

"Oppa! Ne yapıyorsun?!" Baekhyun elimdeki paketleri şüpheyle süzdü. "Chanyeol'ün odasında hediyeyi bulamayınca sende olduğunu tahmin etmiştim." Ardından gözlerini kısarak elime atıldı, neyse ki elimi geri çekerek paketleri kurtarmıştım.

"Ucundan baksam olmaz mı?" diye masumca soruğunda gülümsedim. "Olmaz." Bana sinirli bir bakış atıp grup üyelerinin yanına ilerledi.

Şirket, harika bir biçimde süslememişti. Ses sistemi, ortam, pasta...Her şey mükemmel görünüyordu. Şirketten olmadığı halde bizim gibi davetli olan insanlar da vardı.

Jongin ise hala ortalarda yoktu. Baekhyun'un peşinden ilerleyip üyelerin yanına gittim. Chanyeol beni görünce sırıtarak elimdeki ona ait olan hediye paketini aldı. "Hepiniz burdasınız. Jongin'i kim oyalıyor?" diye sorduğumda Chen abartılı bir şekilde öksürdü. Öksürüklerinin arasındaki 'Nan Hee' cevabını duyabilmiştim.

"Onu davet etmek zorundaydık," dedi Suho. "Aralarındaki olayın gerçek olmadığını bilmeyenler var." Sessizce başımı salladım.

O kızın burda olmasını, hatta şuan Jongin'le olmasını istemiyordum. Ama Suho haklıydı. Yine de bu üzülmemi engellemiyordu.

"Gelmek üzereler," diyerek telefonunu salladı Suho. Nan Hee mesaj atmıştı. Hepsi heyecanla 'Şuraları düzeltelim," diyerek koşuşturmaya başladılar. Ben de onların haline gülerek kendi arkadaşlarımın yanına geçtim.

Jung Hwa bana gözleri kocaman açılmış bir şekilde bakıyordu. Bu elbiseyi giydiğimden beri böyle bakıyordu gerçi. "Jung Hwa! Yanlış anlayacağım bak!"

"Eğer arkadaşım olmasaydın kesinlikle yanlış anlamalıydın," dedi ve bakışlarını Soo Min'e çevirdi. Hafifçe eğildi. "Moda konusunda size güvenmediğim için hata ettim, efendim." Soo Min tatmin olmuşçasına gülümsedi.

Onlara gözlerimi devirerek elbisemin eteğini çekiştirdim. Nasıl ikna edebilmişlerdi beni hatırlamıyordum bile.

Aniden içerisinin alkış ve çığlık sesleriyle dolmasıyla gözüm hızla girişe çevrildi. Jongin yüzünde kocaman gülümsemeyle içeriyi inceledi. Yanındaki Nan Hee de gülüyordu, fakat gülme nedeninin içerinin enerjisi olduğunu sanmıyordum.

Herkes 'İyi ki doğdun!' şarkısını söylemeye başladığı sırada Nan Hee kendi parmaklarını Jongininkilere kenetlemişti. Gerildiğimi fark etmiş olacak ki Soo Min kolumu sıvazladı. Bakışlarımı üzerlerinden çektim. Bugün Nan Hee yüzünden işkence gibi geçecekti.

Stajyer Kampı || KaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin