Bölüm-17 "Steve David"

39 14 0
                                    

Bir kavga çıkmasın diye ümit ederken sadece dua edip sessiz olmakla yetindim. Birimizden biri konuşup ortamı yumuşatmalıydı doğrusu. Sessizce önümüze bakarken Beklediğim adım Jimmy'den geldi.

"Naber Steve?"
"Teşekkür ederim. Iyiyim, dostum Eleanor ile biz iyiyiz fazlasıyla mutluyuz. Sen de mutlu olmalısın. Güzel bir durum bu."
Fazlasıyla Şaşırmıştım. Bu çocuk ne diyor? ne saçmalıyor? Yoksa kıskanmış mıydı az önce ki muhabbetimizi diye düşünürken Mia da bu konuşmaya dahil oldu.

"Ne oluyor Steve? Sen derdin ne?"
"Gerçek bu, doğruları söylüyorum. Her şeye de müdahalede bulunmasan."

Duyduklarımdan şok olmuştum. Elimdekileri bırakıp ayağa kalktım. Panikten yüzüm kızarmıştı. Birinin bir şey yapacağından kavga edeceğinden çok korkuyordum. Galiba her şey an itibariyle son olmuştu. Steve'in arkadaşları bir sorun olduğunu anlayıp yanımıza gelmişlerdi. Patrick, Josh, Emmett. Üstüne üstlük tüm yemekhane bize bakıyordu. Tommy ve Mia da ayağa kalktı. Korkudan bir adım geride durup sadece olanlara bakıyordum. Mia Steve'e olabildiğince bağırmaya başladı. O bağırışla Jimmy ve Steve' de ayağa kalktı.

"Ne saçmalıyorsun sen sizin aranızda hiçbir şey olamaz sen ucubenin tekisin. Defol git buradan seni aptal."
"Kelimelerine dikkat et Mia. Çok kötü olacak yoksa."
"Steve arkadaşlarını al ve git, Mia sen de çeneni kapat uzatmayın."

Tommy yine arayı düzeltmeyi düşünürken, benim kötü olduğumu farketti. Kolumdan tutup dengemi sağladı. Sakin olmam gerektiğini söyleyip durdukça, Mia ve Steve birbirine bağırmaktan bir an olsun vazgeçmiyordu. Jimmy daha fazla dayanamayıp, masadan uzaklaştı. Olanları herkes çıt ses çıkartmadan izliyordu. Az sonra yanımıza Tinka ve Taylor da geldi. Taylor beklenen davranışını sergileyip, Patrick'i yanından alıp yemekhaneden çıktı. Emmett, Steve, Mia ve Tommy ile birlikte gergin dolu dakikalar yaşamaya devam ediyorduk. Tommy her seferinde susturmaya çalışsa da Mia ve Steve birkez olsun bile susmadı. Hala panik olmuş bir şekilde olayların son bulmasını bekliyordum. Stresten gözlerimden yaşlar geliyordu. Kimsenin umurunda olmadığımı o an hissetmiştim. Nasıl olurda bu insanlar ben bu kadar kötüyken hala kavgalarına devam ediyordu?

O sırada Emmett, Mia'nın sakince kolundan tuttu.

"Mia, lütfen sakin ol. Abartmayın, o ikisi birbirini seviyor. Buna müdahale edemeyiz. Lütfen yapmayın."
"Emmett, Steve'i al götür yoksa elimden bir kaza çıkacak ikisine de vuracağım. Saygısızlığınızın had safhada artık yeter, Ellen çok kötü oldu görmüyor musunuz?"

Tommy ilk kez böyle bağırmıştı. O bağırınca bu sefer tüm o delici bakışlar üzerimde toplandı. Steve benim korkudan ağladığımı farkettiği an yanıma doğru yaklaştı. Elini koluma koyup;

"Özür dilerim lütfen affet. Çok özür dilerim böyle olsun istemezdim. Üzgünüm Eleanor. Biliyorsun o başlattı."
Gözümün yaşlarını silip derin bir nefes aldıktan sonra toparlandım. Ve dahil oldum;

"Susar mısın Steve, yeter artık. Ikinizin arasında kalmaktan yoruldum. Mia sana da yeter onunla bu şekilde konuşmanı istemiyorum. Mümkünse çocukça davranışlarınızı bir kenara bırakın."

Sitem dolu sözlerimle, Tommy'nin kolumu bırakması üzerine bahçeye doğru hızlı adımlarla yürüdüm. Yaşadığımız bu saçma sapan davranış yüzünden bacaklarımın acısını unutmuştum doğrusu. Tek düşündüğüm boş bir bank bulup oturmaktı. Her şeyin bittiğine emindim. Başlamadan sona ermişti. Birbirlerini sevmediklerini biliyorduk ama bu denlice kavga edeceklerini kimse aklının ucundan dahi geçirmemişti.

Yürüdükçe arkamdan sesler gelmeye devam etmişti. Bu sefer durmam gerektiğini söyleselerde durmaya hiç niyetim yoktu. Kavgalarından fazlasıyla sarsılmıştım. Bir müddet ikisini affedeceğimi düşünmüyordum. Bahçeye çıkıp banka oturdum. Buz gibiydi, çıktığım ilk an ellerim ve burnum üşümüştü. Soğuk yüzüme vurdukça gözlerimden yaşlar akmaya devam ediyordu. Oturduğumda sırtım çok ağrımaya başlamıştı. Kavganın eşiğinden ilaçlarımı yutmayı unutmuştum. Neyse ki az sonra dolabıma çıkacağımı hatırlayıp, bulunduğum yerde durmaya devam ettim. Çok üşümüştüm, kulaklarım sızlıyordu. Kapşonumun olduğunu hatırlayıp kafama geçirdim ellerimi cebime koydum. Bir müddet dahi olsa rahatlamak için başka şeyleri düşünmeye başladım. Gözlerimi kapatıp, bunların sadece bir tartışma olduğunu varsaymaya başladım.
Çok geçmeden Tommy'nin sesini duyarak gözümü açtım.

"Ellen, İyi misin?"
"Sence nasıl olabilirim?"
"Steve çok kötü! Lütfen yanına gidelim."
"Ne? Nasıl? Nasıl kötü olabilir? Ne oldu ki?" Duyduğumla yerimden kalktım. Tommy'nin yardımıyla yemekhanenin yolunu tutuyorduk. Tek istediğim onu görmekti. Keşke gitmeseydim keşke yanından hiç ayrılmasaydım.

"Senden sonra Jimmy ile kavga ettiler. Emmett ile ayırmaya çalışsakta bu pek mümkün olmadı. Steve dokunmamaya çalıştı ama Jimmy ona vurdu. Lütfen hızlı ol Ellen. Gidelim."
"Ya nasıl olur ki nasıl olur? Neden kavga ettiler ya neden?"
"Steve, kıskanç tavırlar sergiledi. Bence bu yüzden. Al sevgilini de git Ellen, son iki derse girme."
"Biz de onu düşünüyorduk ama bu şekil  olmasını hiç istemezdim ki."
"Olan oldu, hızlı olalım hadi."

Hızlı adımlarımızla yemekhaneye ulaşmıştık. Kargaşa olduğu belliydi. Ama ne yazık ki ne Steve'den ne de Jimmy'den iz yoktu.

"Tom, nerede bunlar?"
"Bilmiyorum, ya müdürün odasındalar ya da revirdeler. Patrick şurada gidip soralım."
"Umarım ceza almazlar."
"Umarım."

Tommy, beni yemekhanenin girişinde ki puflara oturtup Patrick'in yanına gitti. Elim ayağım stresten titriyordu. Başlarına bir şey gelmemesini umarak var olan gücümle dua ediyordum. Nihayet O ikisi bir şeyler konuştuktan kısa bir müddet sonra Tommy yanıma geldi.

"Tam tahmin ettiğim gibi. Steve revirde. Jimmy ise müdür odasında. Umarım kimseye bir şey olmaz. Revire gidelim, sonra siz Steve ile gidip izin alırsınız."
"Hadi gidelim, ama önce koluma girer misin? Bacağım fazlasıyla ağrıyor çünkü."
"Olur, tutayım seni."
"Teşekkür ederim."

Tommy'den destek alarak üst katta ki revire doğru yürüyordum. Yürüdükçe üzerimdeki baskı ve gerginlik gitgide artıyordu. Tek isteğim bu olayın sorunsuz kapanmasıydı. Nasıl olabilir de ikisi birbiriyle kavga edebilirdi ki?  Steve bu kadar kıskanç olmazdı. Jimmy de daha yeni yeni başına gelen olayları atlatıyordu. Onca şey yaşanmışken bir de üzerine okuldan ceza almamalıydı. Bu ona yeterince ağır gelecekti çünkü.
Steve diğer insanların aksine oldukça sinirli birisiydi. Onun orada Jimmy'e dokunmaması ileride bir şey yapmayacağı manasını taşımıyordu elbet. Ne olursa olsun ne yapılmışsa yapılsın, o iki ergenin araları düzelmeliydi.

Revire çıktığımızda Steve oradaydı, erkek hemşir kanayan burnuna pansuman yapıyordu. Giydiği buz mavisi gömlek kandı. Jimmy'i bulduğumuzda yüzünün aldığı kanlı şekilden sonra ikinci kez birini böyle kanlı görüyordum. Üstelik orada ki sevdiğim adamdı. Korkudan gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Geldiğimizi Tommy'nin sesinden farketti Steve.

"Steve iyi misin?" Kafasını kaldırıp bize baktı. Beni görünce de bulunduğu yerden kalkmaya yeltendi. O yeltense de hemşir onun omzuna dokunarak oturması gerektiğini belirten harekette bulundu. Bana üzgün gözlerle bakıyordu. Belli ki kocaman bir özür gelecekti Steve'den. Onun bu halini gören olsaydı eski haliyle bu hali arasında uçurum olduğunu görebilirlerdi. O kocaman egolu çocuk gitmiş yerine mütevazı, naif bir çocuk gelmişti. Bu haline mutlu olsam da kavga etmesini kesinlikle istemezdim. Kıyamazdım ona çünkü. Canına zarar gelsin istemezdim.

"Iyiyim tommy teşekkür ederim. Eleanor, izin alıp gidelim okuldan olur mu? Olanları bir bir anlatacağım."
"Gitmek istediğimi pek sanmıyorum. Iyi değilsin. Eve gitmen daha doğru olur David."
"Eleanor, lütfen lütfen böyle isteme. Olanlar için çok üzgünüm ama bunu başlatan oydu. Bana vuran oydu. Özür dilerim gerçekten. Ayrıca iyiyim ben."
"Steve David, üstün başın kan olmuş durumda bu halde nasıl dışarıya çıkacaksın?!"
"Arabamda yedek gömleğim var onu giyerim. Yeter ki bugün iptal olmasın."
"Peki. Ben eşyalarımı alıp seni otoparkta beklerim."
"Tamam hemen gelirim. Teşekkür ederim beni kırmadığın için. Bu arada hava soğuk Üşütürsün beni arabada bekle." Kan bulaşmış elini pantolonun Cebine koyup arabasının anahtarını bana uzattı, elinden alıp Gülümsedim. Güldüğümü görünce gülümseye başladı. Bu sırada hala burnunda pamuklar vardı. Ne kadar korkunç dursa da pamuktan dolayı konuşurken sesi bir o kadar komikti. Steve'e orada veda edip Tommy'le beraber oradan uzaklaştık...

DEHŞETİN İZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin