Bölüm-28 "Sürpriz"

32 13 0
                                    

"Ne giymeliyim?"
"Onun etkilenebileceği bir şey olmalı."
"Ne gibi bir şey Mia?"
"Biraz dekolteli mi olsa?"
"Abartma istersen."
"Neden? Bence çok hoşuna gidecek."
"Erkek sonuçta, hoşuna gider de ne giymeliyim ya?"
"Elbise?"
"Bakalım bir ama hava soğuk değil mi?"
"Çorap giyersin. Olmaz mı?"
"Evet o olur. Bordo elbisem olur mu?"
"Göster bakayım."

Elbiselerimin arasından bordo rengi balıkçıl yaka, hafif omuz dekolteli, Triko kalem bir elbise çıkartmıştım. Üzerimde tuttuğumda Mia tepkisiz bir biçimde bana bakıyordu.

"Çok mu çirkin?"
"Hayır çok şık. Kesinlikle bunu giy."
"Altına çorap giyebilirim. Ama önce duş almalıyım."
"Makyaj yapmayı düşünüyor musun?"
"Sadece parlatıcı sürmek istiyorum."
"Ben yapacağım ama."
"Şifonyerimin üst çekmecesinde malzemelerim var oradan alabilirsin."
"Teşekkür ederim. Ellen unutmadan söyleyeyim, ilaçlarını al."
"Hatırlattığın için teşekkürler. Hemen yutup geliyorum."
"Tamam."

Mutfağa inip, ilacımı yuttum. Tekrar odama dönerken, Emmett'ın geleceğini hatırladım. Sahi ya bu çocuğun okulu yok muydu böyle? Bu saatte Yemek arasına çıkmış olmalıydılar. Tekrar derse dönmeyecekti sanırım. Keşke Tommy'de gelseydi diye düşünürken nihayet odama tekrar geri döndüm. Döndüğümde Mia yatağımda oturmuş telefonla uğraşıyordu. Kafasını kaldırıp bana baktı. Gülümsedi. Aynı hızda tekrar kafasını, yüzünden daha büyük Olan telefonuna çevirdi. Neden bu kadar büyük bir telefona ihtiyaç duyarlardı ki? Elbisemi yatağın diğer tarafına ütüsü bozulmayacak şekilde bıraktım. Şifonyerimin ikinci çekmecesinden tokalarımın koyulu olduğu kutuyu elime aldım. İçerisinden elbiseme uygun siyah renkte kurdele şeklindeki saç bandanamı çıkarttım. Kutuyu tekrar çekmeceye koyduktan sonra, dolabımın alt bölümünden çoraplarımı, bilekte biten siyah süet botlarımı çıkarttım. Bandanamı, çorabımı yatağa bırakıp ayakkabımı da yatağın kenarına koydum. Bu sırada mia hala telefonla uğraşıyordu. Ona dönüp;

"Ben duş alacağım. Sen keyfine bak Mia."
"Olur sorun yok."

Telefonumu yatağın üzerine bırakıp banyoya geçtim. Saçlarımda ki bandanayı çıkartıp saçlarımı açtım. Daha sonra üzerimdekileri yavaşça çıkarıp kirli sepetine koyduktan sonra duşakabine geçtim. Suyu açtım.
Tamponum gittikçe ıslanıyordu. Banyodan sonra tekrar sargı bezi kullanmam şarttı artık.

---

Bir güzel duşumu aldıktan sonra, havluma sarılıp odama geçtim. Mia ortada yoktu. Muhtelemen aşağıya inmişti. Yatağımın üzerine oturduğumda telefonumun yatağımın üzerinde olmadığını gördüm. Yüksek ihtimalle telefonumu da almıştı.
Umarım dikişlerime zarar gelmez diye dua etmeye devam ederken dolabımdan iç çamaşırlarımla beraber çorabımı ve elbisemi de alıp Mia'ya seslendim.
"Mia! Lütfen gelir misin?"
Onun gelmesini beklemeden banyoya girdim. Üzerimi giyindikten sonra beni çorabımla görmemesi için belime havluyu sardım.

Çok geçmeden banyoya geldi. Saçlarımı minik bir tokayla topladım. Yerdeki paspasta oturmuş onu bekliyordum.
Yanımdaki eşyaları gösterek;

"Lütfen, pansumanımı yapıp sargı bezini değiştirir misin?"
"Nasıl yapacağımı hiç bilemiyorum Ellen?"
"Gerçekten bilmiyor musun Mia?"
"Aslında biliyorum fakat oldukça tedirginim. Sana zarar vermekten çok korkuyorum."
"Hayır hayır böyle düşünme lütfen. Bana zarar vermeyeceksin sadece biraz pansuman yapacaksın o kadar."
"Canın yanmayacak mı?"
"Çok yanmaz merak etme."
"Umarım dediğin gibi olur."
"Lütfen korkma, bir şey olmaz."
"Peki." Deyip arkama oturdu. Kullanacağı sağlık ürünlerini ona uzatıp, atletimi yavaşça yukarıya kaldırdım.

Islanmış olan sargı bezini vücudumdan yavaşça kaldırdı. Tamamının kalktığından emin olduğumda ise çığlığı bastı. Panikle kafamı ona çevirdim. Tüm vücudum gerilmeye başladı.

DEHŞETİN İZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin