Bölüm-10 "Özgür"

39 18 0
                                    

Gözümü araladığımda, tüm vücudumun kasıldığını anlamıştım. Hava aydınlıktı. İçeride pencere olmamasına rağmen havanın aydınlık olduğunu görebiliyordum. Kafamı arkaya çevirdiğimde ise kapının açık olduğunu gördüm. Ellerimde ve ayaklarımdaki ipler oldukça genişletilmişti. Seslendiğimde ise kimsenin olmadığını, kaçıran adamın gittiğini anlamıştım. O buraya gelmeden çıkmalıydım. Her hareket ettiğimde sırtıma kramplar inmeye devam ediyordu. Başımın arkası hala ağrıyordu.
Yavaşça ipleri çözüp ayağa kalkmıştım. Halim yoktu, koşabileceğimi düşünmüyordum ama olabildiğince hızlı olmalıydım. Mümkünse çabucak çıkmalıydım buradan.

Kapıdan hızlıca dışarıya çıktım, bulunduğum yer bir binanın alt katıydı, merdivenlerden yukarıya çıkmaya devam ettim. Artık gökyüzünü görebiliyordum. Sendeleyerek yürüdüğümü farkettim. Bacağım oldukça ağrıyor olmalıydı.

Bulunduğumuz yer eski bir binaydı. Muhtemelen kasabanın merkezine 5-10 km uzaktaydı. Sabahın ilk saatleri olduğu açıkça ortadaydı. Beni kaçıran o adam nereye gitmişti? Peki ya Robert? Ona ne yapmışlardı?

Şu anda beni birinin gelip götürmesine çok ihtiyacım vardı. Telefonum yoktu, Arayamazdım kimseyi. Ailem polise ihbarda bulunduysa herkesin beni aradığı gerçeği olurdu elimde. Yürümeye devam ettim. Yürüyordum, yürüyordum bir an önce eve ulaşmak istiyordum. Fazlasıyla susamıştım. Yürümeye devam ettikçe az ilerimde petrol istasyonu olduğunu farkettim. Artık gücümü topladığımı düşünerek koşmaya başladım. Her yerimin ağrıdığını hissetsemde koşmaktan vazgeçmiyordum. Özgürdüm artık kurtulmuştum onların elinden, gerçi sanılanın aksine iyi biri çıkmıştı ama beni kaçırdığı gerçeğini değiştirmezdi bu. Yine de şikayet edecektim onları.

Gittikçe yaklaşıyordum istasyona. Karşıdan karşıya geçerken sağıma ve soluma bakmayı unutmuştum. O kadar çok koşmuştum ki başım dönüyordu artık, sesler duyuyordum, korna sesleriydi bunlar. En sonunda biri çok uzun basmıştı kornaya, o kargaşa da ne olduğunu anlayamamıştım. Arabanın çarpmasıyla olabildiğince yola savrulmuştum. Kımıldayamıyordum. Üst üste bir çok şey yaşamıştım. Bedenimin daha fazla bir şeyleri kaldıracağını düşünmüyordum. Kimse yoktu yanımda, çaresizdim yapayalnızdım. Tüm bedenim uyuşmuştu, buz kesildiğimi hissetmiştim. Canım acıyordu, En sonunda başıma bu da geldi diye düşünüyordum. Dayanamıyordum artık, direnmek istemiyordum. Bırakacaktım kendimi boşluğa. Artık yaşamak için çabalamayacaktım. Daha fazlasını kaldıramayacaktım çünkü. Yerde yattığımı biliyordum. Yer soğuktu, yalnız ve soğuk. Tıpkı benim gibiydi. Gözümün önünden her şey geçmişti. Acılar içinde haykırıyordum. Kısa süreli yerde öylece kalakaldım. Daha sonra Etrafımda çığlık sesleri duymaya başladım. Bir müddet sonra kulaklarım hiçbir ses işitmez olmuştu. Ve Sonrası bir karartı..

DEHŞETİN İZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin