Bölüm-16 "İlk"

37 18 0
                                    

Hayatımda ilk kez bu kadar heyecanlı hissediyordum. Henüz ne yapacağımı bilememiştim. Karşısında iki büklüm olmuş onu dinliyordum. Gözlerinin içi parlıyordu. Steve'in beni sevdiğini söyleseler kesinlikle inanmazdım ama bu olanlar karşısında kendimi bile bu oluşan atmosfere inandırmakta oldukça zorluk çekiyordum. Ne günlere gelmiştik. Uzun zamandır sevdiğim çocuk, şimdi ise sevgilim olacaktı. Kalbim ilk kez bu kadar güzel hissediyordu. Daha bana ne kadar etkileyici anlar yaşayacaktı kim bilir. Kendimi bu azgın sulara kaptırmıştım çoktan. Her şeyin en güzeli olmasını diliyordum. Umarım mutlu olurduk.

Sesinin kulaklarımda yankılanmasıyla kendimi toparlamıştım.

"Zil çalmak üzere Eleanor. Çıksak mı artık sınıfa?"
"Çıkalım. Olur."

Ikimizde sandalyeleri geriye itekleyip bulunduğumuz masadan
kalktık. Birlikte sınıfa doğru çıkarken, nefesini ensemde hissediyordum. Tüylerim diken diken olmuştu. Rahatsız olduğumu belirtip bir miktar uzaklaştım ondan. Elbette ki ondan rahatsız olmamıştım ama nefesi tüm bedenimi etkilediği için biraz ondan önde olmam bizim için daha doğru olmalıydı. Buna rağmen kokusu burnumdaydı. Ben onu düşünürken, onun aklında ne olduğunu çok merak ediyordum. Normal zamanda insanlarla muhatap olmayan bu çocuk, benim bildiğim kadarıyla ilk kez birine teklif ediyordu. Açıkçası bu durumdan olabildiğince keyifliydim. Yürüdükçe bacaklarım sızlıyordu tek istediğim uzun süre oturmak olacaktı.

Haliyle sınıfıma ulaşmıştık.
"Lütfen dikkat et, yemek arasında görüşürüz."
"Sende, görüşürüz." O güzel gülüşünden sonra yanımdan uzaklaşmıştı.
Yanımdan uzaklaştığını hissettiğim an içimi bir boşluk kaplamıştı. Şimdiden onu özlemiştim. Her ne kadar ciddi davranışlar sergilesemde onu gerçekten seviyordum. Benim için çok değerliydi o. Kapının önünde boş boş durmadan içeriye geçtim. Sınıf sessizdi, bir çoğu kitap okuyordu bir kısmı fısıldaşıyordu, diğer kısımda soru çözüyordu. Kimseyi rahatsız etmemeye dikkat ederek yerime geçtim. Aynı anda Ariana, Tinka, Mia ve Tommy bana dönüp baktılar. Steve ile benim konuştuğunu bilmiyorlardı muhtemelen. Ariana;

"Bayan Louisa Oldman ile ne konuştuğunu bize de anlatmak ister misin Eleanor Sofia?"
"Sadece nasıl olduğumu merak etmiş. Aynı zamanda geçmiş olsun dileklerini sundu."

Beni sanki bir şey için açıklama yapmaya zorlayacaklar gibi bir tavır takınmışlardı. Bunlardan her şey beklenirdi şüphesiz ki. Tommy, bir hışımla yüzüme bakıp söylediklerimden memnun kalmadığını mimiklerinden yansıtmıştı. Sadece ona söylemem gerektiğini biliyordum. Üzerimden meraklı bakışları çektikten kısa bir süre sonra Tommy'i, kimsenin bakmadığına emin olarak fısıltıyla çağırdım. Farkedecek kadar seslendim, sonunda farkedip yüzüme baktı.

"Tommy, Steve ile buluşuyoruz. İnanabiliyor musun buna?" Mutluluktan çığlık atacak kadar sevinçliydim ama kimsenin duymayacağı kadar da sessiz olmalıydım. Ağzı açık bir şekilde bana bakıyordu. Şok olmuştu. Bir şey Söyleyemeden önce bizi dinleyip dinlemediklerini kontrol etti.

"Ellen, bu harika. Çok sevindim senin adına."
"Gitmeli miyim sence?"
"Saçmalama, uzun süredir bu anı bekliyordun. Elbette ki buluşacaksın."
"Mia'ya ne zaman söyleyeceğiz?"
"Teneffüste söyleyelim şimdi bağırır sana kızar."
"Haklısın."
Birbirimize gülümsedikten sonra, kafamızı çevirip derse geçmeyi bekledik. Heyecandan elim elime sığmıyordu. Şu Eşofmanlı halimle ilk buluşmam gerçekleşecekti.

---
Dalıp gittiğimi, öğle arasına girdiğimizi belirten zilden anlamıştım. Belli ki baya uzun süre dalmıştım bu konuya. Olabildiğince heyecanlıydım hala. Tommy ve Mia'nın konuşmasıyla kendimi toparladım. Aynı anda;

"Haydi Ellen, yemekhaneye gidelim."
Aynı anda konuştuklarını farkettiğimde yüzlerine bakıp kahkaha atmıştım. Niye güldüğümü anladıkları an, onlarda kahkahalarıma dahil oldular.
Bulunduğum sıradan yavaşça kalkıp, elime kitaplarımı aldım. Ayağa kalktığım an bacaklarıma ağrılar inmeye başlamıştı. Aynı anda Sırtımın ağrısı da acılarıma ortak oldu. Canımın acısı vücudumun kasılmasından, yüzümün aldığı ifadede gözler önündeydi. Neyse ki tommy bunu farkedip koluma girdi.

""Iyi misin? İlaçlarını aldın mı? Yürüyemeyeceksen, yardım alalım mı birilerinden?"
"Sağol tom, yürümeye devam etmeliyim. Acısa da devam etmek istiyorum. Yemekten sonra alırım ilaçlarımı, en kısa sürede doktora dikişlerim ve kontrollerim için görünmek zorundayım."
"Seninle gelmemi ister misin?"
"Teşekkür ederim."

Biz bu kargaşa içinde iken Mia sadece telefonu ile uğraşıyordu. Olanlardan haberi olmamasına rağmen oldukça soğuktu. Duyduğunda ise daha da soğuk olacağını hepimiz biliyorduk. Şimdilik onu kendi haline bırakmalıydık. Elbette neden soğuk olduğunu açıklayacaktı. Yavaş adımlarla yemekhaneye ulaştığım da herkesin gözü üstümüzdeydi. Steve ile çıktığımızı düşündükleri ilk andan itibaren dedikodumuz çıktığında tepki göstererek düşmeme vesile olan kızların yüzünde ki mahcubiyet görülmeye değerdi doğrusu. Şimdi o hallerinden eser kalmamıştı. Sadece onlarda değil okulda herkes jimmy ile başımıza gelenleri duymuştu. Acınası bakışlarına sinirlenmemek elde değildi. Ahh! Önyargı, ne kadar da rezil bir vaziyetti bu. Kim bilir bu üç hafta da neler olmuştu. Hepsini öğrenmenin zamanıyda bugün.

Kafamı soluma çevirdiğimde Steve ve arkadaşları oradaydı. Henüz beni farketmemişti. Gülüyordu, hem de hiç gülmediği kadar çok gülüyordu. Bir insan gülerken bile bu kadar güzel olabilir miydi ki? Kendini o kadar çok kaptırmıştı ki, etrafta ki hiçbir şeyi göremiyordu. Rahatsız etmemek için yönümü oturacağımız masaya döndüm. Steve' in bulunduğu masanın iki masa ilerisine, Tommy'nin yardımı ile oturdum. Yemeklerimizi almaya Mia ve tommy gitti. Telefonumla uğraşırken, birinin yanıma geldiğini gölgesinden farketmiştim. Steve olduğunu düşünerek Kafamı kaldırıp selam verecek iken, Steve olmadığını gördüm.

Bu Jimmy'di. Gri gözleriyle bana bakıyordu, karşıma oturup elinde ki tabldotunu masaya koyarak "Merhaba, Eleanor." dedi.

"Merhaba jimmy, nasılsın?"
"Iyiyim, seni görmeye nasıl olduğunu öğrenmeye geldim. Rahatsız etmedim umarım?"
"Hayır, etmedin. Teşekkür ederim. Iyiyim. Hastane de Pazartesi günü yanıma geleceğini söylemiştin. Unuttun mu?"
"Hayır unutmadım, bunun için buradayım zaten."
"Teşekkür ederim, ilgin için. Sen nasıl oldun?"
"Düzeliyorum, psikolojik tedavi alacağımı söylemiştim. Başladım kısa bir süre önce."
"Birlikte başlayacaktık diye biliyordum, yanlış mıydı?"
"Hayır, ama ben iyi değildim Eleanor. Bunu bekleyemezdim üzgünüm, özür dilerim."
"Lütfen özür dileme, ne kadar çabuk o kadar iyi olur jimmy. En doğru kararı vermişsin."
"Sen nasıl oldun dikişlerin iyileşti mi?"
"Yavaş yavaş iyileşiyor. Bir haftaya kadar alabileceklerini söylediler. İlaçlarıma devam edeceğim. Sık sık kontrollere gideceğim. Doktorum Olabildiğince dikkatli davranmam gerektiğini söyledi. Ben de dikkat etmeye çalışıyorum ama çok zor. Acıyor çünkü."
"Umarım kısa sürede iyileşirsin."
"Umarım."

Bizim Jimmy ile konuştuğumuzu Mia ve tommy farkedince sadece benim yemeğimi getirip, bizi rahatsız etmemek için arkamda ki masaya oturdular. Tommy beni uyarmak için koluma dokundu. Farkedip ona döndüm.

"Buyur, Tom. Bir sorun mu var?"
"Karşına bak Steve seni izliyor." Tommy bunu Sessiz söylemesine rağmen jimmy duymuştu. Yüzümü panikle Steve'e çevirdiğimde ise bana kızgın bir şekilde bakıyordu. Sadece gülümseyip omuz silktim. Jimmy şaşkın ifadesiyle konuşmaya başladı.

"Steve? Onunla ne alakanız var?"
"Bilmem, aramız oldukça iyi"
"Anlıyorum."
"Neden sordun?"
"Merak ettim sadece."
"Peki, yemek yiyelim mi?"
"Haklısın."

Jimmyle önünde ki yemekleri yerken, ben sadece doktorun bana önerdiği şeyleri yemeye başladım. Sohbet havası oluştuğunda Jimmy'nin anlattığı komik şeylere güldüğümüzde etrafımızı oldukça rahatsız etmiştik. Mia bile bu gülüşlerimize tepki göstermişti. Bir müddet bu şekil konuştuktan sonra masamıza hiç beklemediğim anda Steve David geldi. Sadece "Selam." Deyip yanıma oturdu. Heyecandan elim ayağım titrerken onun sinirli bakışları etrafında yemeğimi tamamladım. Yanımda olduğunu bilmek bile susmama sebebiyetti. Bu sefer gülmüyorduk sadece susup yemek yemeye devam ettik..

DEHŞETİN İZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin