o n ↫ "Ruhun Yansıması"

1.2K 135 41
                                    


Onuncu Bölüm: "Ruhun Yansıması"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Onuncu Bölüm: "Ruhun Yansıması"

Geçmişe sıklıkla seyahat yapan avare bir yolcuydum. Maziye döndükçe yoruluyor, yıpranıyordum. Güven, her an tuz basılan yaram, aklıma geldikçe dişlerimi birbirine geçiriyor; direnmek için güç istiyordum.

"Geçecek," diye mırıldandım. "Hepsi geçecek."

Günün ilk ışıkları yüzüme doğarken kollarımı birleştirdiğim dizlerimden çektim. Sırtımdaki ağrıya aldırış etmeyerek ayağa kalktım. Kaburgalarımda infilak etmeye hazır pimi çekilmiş bir bomba duruyormuşçasına yavaş hareketlerle dolaba yerleştirdiğim elbiselerimi alıp banyoya ilerledim.

Banyoya girer girmez kilidi iki kez döndürdüm. Pantolonu bacaklarımdan sıyırırken ruhumu da bedenimden söküyormuşum gibi hissettim. Bedenim çırılçıplak kaldığında aynaya uzun bir süre baktım.

Güven ilk nereye dokunmuştu? Parmaklarım düşüncelerimden bağımsız bir şekilde saçlarıma gitti. O güne kadar sadece saçlarıma dokunmuştu. Gözlerim kapalıyken parmaklarını mesken bellemişti saçlarıma. "Küçük sevgilim," derdi. "Acılarını kucaklamak isterken onların altında eziliyorum."

Gözlerimi açmadan dinlerdim. Kirpiklerim aralansa Güven'in susup parmaklarını saçlarımdan çekeceğini, büyünün bozulacağını bilirdim.

Gözlerimden birkaç damla yaş süzüldüğünde duşun altına girip sıcak suyu açtım, suyun ısısı arttıkça geçmişle ilgili düşüncelerimi ertelemeye başladım. Güven'i düşüncelerimden sıyırıp zihnimin en köhne köşesine ittiğimde suyun altından çekilip bedenime dinlenmesi için izin verdim. Daha sonra suyu ılıtıp saçlarımı yıkadım. Sıra bedenimi temizlemeye geldiğinde yutkunup izlere baktım.

Birkaç gün önce banyoya yerleştirdiğim jileti yaralarıma bastırmaya başladım. Ruhumda asla kapanmayacak irinin, bedenimden silinmesine izin vermeyecektim. Kan gölcüğü daireler oluşturup giderken kanayan kollarıma lifle bastırdım. Yıkanma işim bittiğinde yaralarıma, gereksiz yara bantları sardım, üstümü giyindim ve banyoyu toplayıp banyodan çıktım. Saçlarımdan akan su ensemin üşümesini sağlarken odama ilerledim. Cihat kapımın önünde beni bekliyordu.

Bacaklarını merdiven korkuluklarına yaslamış, kafası önünde duruyordu. Bir şeyler söylemek ister gibi bir hali vardı. Korkuluklara yaslanmaktan vazgeçip parmaklarını yumruk haline dönüştürdü ve kapıya vurmak için elini havaya kaldırdı.

Geri çekilip yumruk yaptığı parmaklarını gevşetti ve bacaklarını korkuluklara yasladı, yeniden. Öksürdüğümde kafasını hızlıca kaldırıp omuzlarını dikleştirdi. "Sedef?" diye sordu. "Burada mıydın?"

"Evet," Adımlarımı ses çıkararak atmaya başladığımda kafasını bana doğru çevirdi. "Nasılsın?"

Soruma kırık bir tebessümle yanıt verdi. "Ruhen mi, bedenen mi?"

AH VAR, AF YOK.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin