-3-Dokunma bana

649 41 2
                                    

Başımı cama yaslamış geçtiğimiz karanlık sokakları izliyordum. Walter  ara sıra bana bakıp gülümsüyor, sonra tekrar önüne dönüyordu.


"Hangi okula gidiyorsun?"

Başımı camdan çekip ona baktım. Cevap vermediğimde


"Söylemezsen söyleme, sanki istesem öğrenemeyeceğim."

dedi alayla.



"Ben söylemezsem nereden öğrenebilirsin ki?"

  

Bakışlarını yoldan çevirip bana baktı ve gülümsedi. Sonra tekrar önüne döndü.


"Tahmin etmeye çalışabilirim. Pizzacının karşısında ki üniversiteye gidiyorsun ve karnın acıktığı için oraya gidip bir şeyler atıştırdın. Doğru mu?"



İfadesiz suratımla yüzüne bakarken devam etti.


"Ben de öyle yaparım ve buraya en yakın üniversite orası olduğuna göre. Tabi liseye gitmiyorsan."

Gözlerimi kısıp ona bakmaya devam ettim. Tamam zayıf olabilirdim, belki diğer kızlara göre daha kısa olabilirdim. Ya da seksi bir yüzüm olmayabilirdi ama liseli gibi de gözükmüyordum değil mi? Yoksa öyle mi gözüküyordum? Hayır herkes seksi olmak zorunda değil ki.



"Lise mi? Üniversiteye gidiyorum ben gerizekalı! Pizzacının karşında olan."


Walter kahkaha atınca sinirlerim daha çok bozuldu. Bunda gülünecek bir şey göremiyordum.


Arabayı evimin önünde durdurunca hemen dışarı fırladım. Camını aşağı indirip gülümsedi.


"Yarın okulda görüşürüz."


dedi ve arabasına çalıştırıp gitti. Arkasından bakarken az önce oyuna getirildiğimi anladım. Okulumu öğrenmişti. Bu kadar salak olabileceğimi düşünmezdim halbuki. Nefesimi sinirli bir şekilde dışarı verip eve girdim. Salona girdiğimde gördüğüm şeyle gözlerim olabildiğince açıldı. Babam kanepede sarışın bir kadınla işi pişiriyordu. Kadın babamın kucağına oturmuş halinden memnun bir şekilde sırıtıp babamı öpmeye-daha doğrusu yemeye- devam ediyordu. Babamsa...ahh babamda halinden oldukça memnun bi şekilde kadını kendine yapıştırmış hem öpüyor hem ellerini vücudunda gezdiriyordu. Beni fark etmemişlerdi. İnleme sesleri midemi bulandırmaya başlamıştı bile. Elimde ki çantamı hızla üzerlerine doğru fırlattığımda ikisi de şaşkınca bana döndüler.

Lendimi aldatılmış gibi hissediyordum. Annem daha öleli 3 ayı geçmemişti. Bunu nasıl yapardı babam? Hiç mi sevmemişti annemi? Yoksa ben mi tanıyamamıştım onu? Annem bu babam dediğim adam yüzünden ölmüştü üstelik. Eğer o arabayı yol ortasına park edip annemide içinde bırakıp telefonla konuşmaya çıkmasaydı o lanet tır arabamıza çarpmayacaktı ve annemde devrilen arabanın altında kalıp yanarak can vermeyecekti. Babam hızla ayağa kalkıp yanıma gelmeye başlayınca sarışın kadın çantasını alıp toz oldu. Akıllıca davranmıştı çünkü onu öldürmek istiyordum. Sinirim bir çığ gibi devrilerek artarken babam kolunu uzatıp beni kendine çekmeye çalıştı.


"Caitlen...."

Kendimi geri çekip konuştum.

"Dokunma bana. O kadına dokunduğun ellerinle dokunma bana."

Patlamam an meselesiydi ve babamın düğmeleri açılmış gömleği o anı ileri geçti. Yerdeki çantayı alıp üzerine fırlattığımda şaşkınlıkla geri çekildi.



"Lanet olsun sana. Bunu nasıl yaparsın? Annemi hiç mi sevmedin ona hiç mi saygın yok! O kadını bu eve nasıl getirsin ha! Bu eve annem öldüğünden beri başka bir kadın sokmadım ve aynı şeyi senden de istedim. Sen ise..."

Elime ne geçerse duvara fırlatıyordum. Babama atamıyordum çünkü canının acımasını istemiyordum. Ne yaparsa yapsın onu seviyordum çünkü. Babam birden bağırınca elimdeki vazoyla donup kaldım.

"Yeter! Kendine gel artık Caitlen! Ne yapıp yapmayacağımı sana soracak değilim. Sarah öldüyse öldü! Ne yapayım ömrüm boyunca yasını mı tutayım. Ben bir erkeğim tamam mı?!"


Bu sözler kalbimi parçalara ayırırken ölüm sakinliğinde konuştum.


"Ne var biliyor musun?"


Ona bir adım yaklaşıp gözlerinin içine baktım.


"Keşke annem yerine sen ölseydin."


Yanağımda hissettiğim baskıyla başım yana savrulurken gerçek beynimde zonkladı. 19 yıllık babam ilk defa bana vurmuştu. Tokat atmıştı. Göğsüm yerinden çıkacakmış gibi çarparken alnımdan aşağı terler boşalıyordu. Görüşüm bulanıklaşırken nefes alış-verişimde azalmıştı. Ciğerlerim sanki yanıyordu ve ben nefes alamıyordum. Beni kurtaracak olan o nefesi alamıyordum. Ellerimi boğazıma götürünce daha fazla dayanamayıp dizlerimin üzerine düştüm. Babam şok olmuş bir şekilde bana bakarken fısıldadı.

"Tanrım...Caitlen."

"Caitlen iyimisin? Ah Tanrım çok özür dilerim, özerim dilerim, birden öyle deyince sinirlerime hakim olamadım."

Elini uzatıp kolumu tutmaya çalışınca nefesimin elverdiği kadarıyla yüzüne karşı bağırdım.

"Dokunma bana!"


Gözlerim kararırken son gördüğüm şey babamın endişeyle açılmış gözleriydi.

Beni Sevebilir Misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin