-31- Gökyüzü Ağlıyor

113 7 3
                                    

Pencerenin yanına oturmuş dışarıyı izliyordum. Duvardaki saatten yayılan tik tak sesleri dışında hiçbir ses yoktu evde. Caitlen bir kaç saat önce gelmiş ve ardından Jack'in odasına girip onunla tartışmaya başlamıştı. Açıkçası ikiside umrumda değildi. Kafamı onları düşünerek yormak ise istediğim son şey bile değildi. Hiçbir şey düşünmemek istiyordum. Eskiden bu benim için hiç zor olmazdı. Fakat şu sıralar gözümün önünden gitmeyen bir çift gri göz eskisi gibi sakin kafa kalamayacağımı her an bana anlatıyordu. Ayağa kalkıp perdeleri açtım, yağmur yağıyordu. Manzaram ormandı. İnsanlardansa her gün ağaçları görmek daha cazip geliyor ve odamdan çıkmayı reddediyordum. Elimi yağmur damlaları vuran cama koydum, kimi kandırıyordum? Göt korkusu ağır geliyor, yakalanırım düşüncesiyle evin içinde dolanıp duruyordum. Jack okuldan eve gelirken takip edildiğini sandığını söylemişti. Onun duyularına güvenim tamdı. Takip edildiğini sandığını söylüyor ve bunu düşünüyorsa cevap netti. Takip ediliyordu.

Bu beklediğimiz bir şeydi. Sonuçta Damien, malını çalmamı sakin karşılayıp kendi köşesinde takılacak biri kesinlikle değildi. Beni bulmak istiyorsa tabii ki Jack'i takip edecekti. Benim tek yönüm oydu. Scott'ı bilmediği için onun izini süremezdi. Ormanlık alana düşen yıldırım etrafı aydınlatırken cebimden sigaramı çıkarıp yaktım. Uğruna sigara yakılacak kadar hoş bir manzaraydı. Camı açıp sigara çöpünü aşağıya atarken yağan yağmur damlaları üstümü ıslatsada sorun etmedim. Yağmuru severdim. Camı kapattım. Kendimi yatağıma attığımda saat 03.45ti. Ben bu saatlerde uyuyan bir adam değildim. Ben daha çok sabahları uyuyup geceleri takılan türden bir adamdım. Ama koşullar buna el vermiyordu. Bende koşulları siktir edip uyudum.

***

"Sanırım kusacağım."

Caitlen'in kahvaltıma yönelik kurduğu cümle karşısında dönüp ona baktığımda sanki camın yanmışcasına elimi kalbime koyup yüzümü ekşittim.

"Bebeğim o çizgili pijamanın üzerine kusarsan benim için inanılmaz güzel olur. Lütfen bir iyilik yap ve şu iğrenç şeyi çıkar."

Dolaptan süt almak için arkamı döndüğümde

"Pijamamın nesi var?"

Diye sordu. Sütü alıp dolabı kapattım. İçine elma parçaları koyduğum gevreğime dökerken onu inceledim

"Rahibe pijaması gibi, çok bol. Ayrıca sarı siyah çizgili. Nesin sen arı mı? İğnen var mı görmek istiyorum."

O çok dalga geçtiğim kalın kaşlarını çatıp pijamasını inceledi benim gibi. Sonra aklına bir şey takılmış gibi başını kaldırıp bana baktı .

"Rahibe pijaması mı? Tanrı aşkına kaç defa böyle pijama giymiş bir rahibe gördün?"

Kahvaltımı ederken kaşığımı ona doğrulttum.

"Pek değil ama karşımda bir tanesi şuan kalın kaşlarının altından bana bakıyor."

"Kaşlarım sana neden bu kadar batıyor anlamıyorum ama artık sinir bozucu olmaya başladı bu."

Masada duran kaseden bir elma alacakken kaşığımla eline vurdum.

"Stark ne yapıyorsun ya? Elim pislendi."



Diye çıkıştı elindeki sütleri göstererek.

"Onlar benim. Kendine başka bul."

Cevabım karşısında ağzının içinden bir şeyler mırıldanıp gitti. Bende yemeğimi yemeye devam ettim. Kasemi kaşıklayıp kafamdan uydurduğum bir şarkıyı yavaşça mırıldanmaya başladım.

Beni Sevebilir Misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin