-11-Ne yaparsan yap.

479 19 15
                                    

multimedya Stark....

STARK'IN AĞZINDAN...................

Amy'i elinden tutup çekiştirirken havanın karanlık olmasına şükrediyordum. Karanlığı seviyordum çünkü, tıpkı yağmuru sevdiğim gibi.

"Stark yoruldum."

Dönüp Amy'e baktığımda nefes nefeseydi. Saçları kabarmıştı ayrıca. Bir şey demesine fırsat vermeden onu kucağıma aldım. Tekrar yürümeye başladım. Saçlarından yayılan elma kokusu beni rahatlatıyordu. Sonunda ormandaki küçük kulübeme geldiğimizde onu kucağımdan yavaşça indirip kapıyı açtım. Elini tutup içeri girdim. İçerisi soğuktu. Amy'i şöminenin yanındaki eski tekli koltuğa otutturdum. Kollarıyla kendini sardı. Ufak dolaba yönelip içinden kahverengi bir battaniye çıkartıp üzerine örttüm.

"Amy sen beni burada bekle, ben odun toplayıp geleceğim tamam mı? Şömineyi yakmamız lazım."

Gülümseyip başını salladı.

"Çabuk gel."

Kulübeden çıkıp odun toplamaya başladım. Hava karanlık olduğu için pek bir şey göremiyordum. Sonunda topladığım odunları alıp kulübeye döndüğümde Amy'nin uyuduğunu gördüm. Hafifçe gülümseyip şömineyi yaktım. Onu uyandırmamaya dikkat ederek koltuktan yavaşça kaldırdım. Kendim koltuğa oturunca onu da kucağıma çektim. Ellerini göğsüme koyup başını boynuma gömdü. Sanırım artık elmayı seviyordum, tadı olmasa bile kokusunu. Sana öyle güzel şeyler yaşatacağım ki Amy, görmeni sağlayamasam bile hissedeceksin. Odunların yanarken çıkardığı ses ve elma kokusuyla gözlerim kapanırken derin bi nefes aldım. Söz veriyorum sana hissettireceğim Amy.

Telefonun sesiyle gözlerimi açarken Amy'nin kucağımda olmadığını gördüm. Hızla ayağa kalkıp onu ararken yerde elleriyle bir şey aradığını gördüm.

"Amy, ne yapıyorsun?"

Başını kaldırıp bana baktı. İşte bundan söz ediyordum. Seslendiğimde dönüp bakıyor ama beni göremiyor. Bu çok mantıksızca değil mi?

"Telefonum çalıyor. Abim arıyor olmalı, eminim benim için çok endişelenmiştir."

Kanepenin üzerinden çalan telefonu alıp ona uzattım.

"Al."

Elini uzatınca telefonu eline koydum. Hemen telefonu açtı.

"Efendim....Abi merak etme....hayır bir şeyim yok....hayır iyiyim....hayır abi kimse bana birşey yapmadı...Biliyorum haber vermem gerekiyordu ama....bağırma lütfen...özür dilerim...tamam."

Gözleri dolmuştu. Yanına oturdum.

"İyi misin?"

Başını iki yana sallayıp gözlerini sildi.

"Seninle gelmemem gerekiyordu, abim çok sinirlendi. Beni eve götürebilir misin?"

"Götürürüm."

***

Amy'i evine getirdiğimde abisi hızla yanımıza gelip kolunu sıkarak bağırmaya başladı.


"Nerdesin sen?! Ne kadar endişenledim biliyor musun?!"

"Ö-özür dilerim."

Amy'i kendime çektim. Abisi sinirli bakışlarını bana çevirdi.

"Benim yanımdaydı. Ona bağırma."

dedim sakince. Adam küçümseyici bakışlarını Amy'e çevirdi.


"Ne o? Orospuluk yapmaya mı başladın Amy?"

Çenem sinirden kasılırken az önce duyduklarım beynimde yankılanıyordu. Amy'e orospu mu demişti? Amy'nin ağladığını görünce ellerimi yumruk yaptım. Evet az önce tam olarak öyle demişti. Yumruk yaptığım elimi adamın suratına geçirdiğimde geriye doğru yalpaladı. Doğrulmasına fırsat vermeden tekrar yumruk attım. Dizine sertçe tekme attığımda yere düşüp acıyla bağırmaya başladı. Yere eğilip ensesinden tutup başını kaldırdım.

"Laflarına dikkat et. Eğer ona bir daha öyle dediğini duyarsam...."

Susup yumruğumu gözüne geçirdim.


"Duymayayım."

Elimdeki kanı kazağıma silip Amy'nin yanına gittim.

"Hadi gidelim buradan."


Elini tutup yürümeye başladım ama o yerinden bile kıpırdamadı.


"Amy, gidelim."


Başını iki yana salladı.


"Gelemem Stark."

"Ne demek gelemem?"



"O ailemden kalan tek kişi. Onu seviyorum."

"Sana orospu dese bile mi?"


"O benim abim."

"Peki ben?"

Başını yere eğdi. Elini bıraktım. Benimle gelse her şey daha iyi olabilirdi. Yine tercih edilmeyen taraf olmuştum. Üzülmüş müydüm? Biraz.

"Neden benimle gelmek varken onu seçiyorsun?"

Abisini sevmemiştim ve onunla kalmasını istemiyordum.

"Çünkü o benim Abim. Neden seni seçeyim ki?"

Neden beni seçsin ki? Çünkü seni seviyorum. Bunu demek isterdim ama demedim.

"Ne yaparsan yap. Biliyor musun? Umrumda değilsin."


Gözlerine baktığımda her an ağlayacakmış gibi durduğunu gördüm. Ben böyleydim işte. Sinirlendiğimde etrafımdakiler umrumda bile olmazdı. Üzülmesini istemiyordum ama onu kırmaktanda çekinmiyordum. Sinirle yerdeki taşa vurup küfrettim.


"Sikeyim böyle işi!"

Eve girdiğimde koşarak odama çıktım. Yatağın altından uyuşturucuyu çıkarıp koluma enjekte ettim. Gevşediğimi hissediyordum. Düşüncelerim değişmeye
başlıyordu. Amy gerçekten şuan umrumda değildi. Salona inip kendimi kanepeye attığımda Jack sigarasını içiyordu.

"Kimi dövdün yine?"

"Ha?"

Gözleriyle kazağımı işaret etti.

"Kazağında kan var."

Üzerime bakıp omuz silktim.

"Onu bırakta striptizci kızları arasana."

Jack gülümseyip telefonunu çıkarttı.


"Jack."

Bana dönüp sorarcasına kaşlarını havaya kaldırdı. Sırıtıp cevap verdim.

"Beyaz tenli, siyah saçları olan bi kız istiyorum. Gözleride gri olsun."

Beni Sevebilir Misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin