-22-Bir Ay Kölemsin

236 16 7
                                    

--Multimedya Caitlen--

Ormanlık yolda eve doğru ilerlerken ikimizde konuşmuyorduk. Ne konuşabilirdik ki? Beni sevdiğini itiraf etti. Hatırlamamamı istiyor ama ben hatırlayacağım. Tabi beni ezdiğini de hatırlacağım. Önümde kollarını göğsünde birleştirmiş, hızlı adımlarla ilerlerken bazen toprak yolda ki taşlara takılıp tökezlesede bozuntuya vermiyor, hemen toparlanıyordu. Tabi ki bende ona gülüyordum. Adımlarımı hızlandırıp Caitlen'a yaklaştım.

"Sen şimdi gerçekten beni seviyorsun öyle mi?"

Başını bana çevirip kaşlarını çattı.

"Şu soruyu sormayı bırakır mısın artık?! Az önce sana söylediklerimi unut tamam mı? Sana hiçbir şey söylemedim."

Sırıtıp omzumu omzuna değdirdim. Şaşırarak omzuna bakmaya başladığında alayla gülümsedim.

"Hadi hadi, söyledin bir kere. Hem bence bizden çok iyi çift olur."

"Gerçekten mi?"

"Tabi ki. Baksana ne kadar da yakışıyoruz."

"Bence de."

Aptal gibi sırıtıyor birde. Hayır gerçekten inanıyor mu söylediklerime? Tamam, güzel kız ama ne bileyim ben sevgili olunacak biri değilim. Ya da sevgili isteyen bir adam. O kadar kız varken neden onda kalayım ki?

"Tabi canım. Sevgili oluruz, zaten başka işim yokmuş gibi seninle uğraşırım birde. Okulda sen, evde sen, yatakta sen. Aaa pardon sen ve çenen."

Gözlerini kocaman açıp bana bakarken koluma vurdu. Kaşlarımı çattım. O benim koluma mı vurdu? Gerizekalı Caitlen yaptı mı bunu gerçekten? Elimi saçına daldırıp saçını kendime doğru çekeren bağırıyordu.

"Aaah! Bıraksana saçımı!"

Saçlarını kurtarmaya çalışsada bunu başaramıyordu, çok sıkı tutuyordum çünkü. Gülmeye başladım. Şuan ki hali gerçekten komikti. Ve sonra ne olduğunu anlayamadan kasıklarımda hissettiğim acıyla iki büklüm oldum. Ah Tanrım!! Bu çok acıttı ama! Başımı kaldırdım. Caitlen saçlarını düzeltiyordu.

"Sana bırak demiştim."

Hissettiğim acıyla yüzümü buruşturdum. Bu yapılmaz ki! Ben sadece saçını çekmiştim o ise en hassas yerime tekme atmıştı. Elimi erkekliğimin üzerine koyup, zorla doğruldum.

"Ne yaptın lan sen?!"

"Lan deme bana!"

Elimi saçıma daldırıp, dişlerimi sıktım. Beni gerçekten zorluyordu. Oysaki benim amacım sadece onunla dalga geçmekti, birazda gururunu kırmak ve canını yakmak. Böyle söyleyince de sanki hak etmişim gibi hissettim ama ağrıyan kasıklarım bu hissi hemen unutturdu bana.

"Bak hala konuşuyor! Ya çocuğum olmazsa! Ha, ya soyumu devam ettiremezsem!"

"Senin soyun tükensin zaten! Devam etmesine gerek yok bence."

Dişlerimi sıkarak bacağımı yere vurmaya başladım. Bunun hesabını illa ki soracaktım ona.

"Benim çocuğum olmazsa seninde çocuğun olamaz!"

dedim bağırarak. Yüzü öyle bir hal aldı ki, mutluymuş gibi ama aynı zamanda üzgünmüş gibi de. Tam ağzını açıp konuşacakken onu susturdum.

"Çünkü o kadar zamanın olmadan gebertirim seni!"

Derin bir nefes alıp yavaşça yürümeye başladım. Sınırlarımı zorlamayı çok seviyor olmalıydı. İlk zamanlarda böyle değildi, korkuyordu benden, bunu bakışlarından bile anlayabiliyordum. Hareketlerine dikkat ediyordu ama şimdi?! Ne oldu bilmiyorum ama bu hali hiç hoşuma gitmiyor, bana karşı gelmesini sevmiyorum. Çünkü ben Jack Porter'ım kimse bana karşı gelemez! Hele de bu cılız kız asla.

Beni Sevebilir Misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin