Hayatınız elinizden alınıp yerine sonsuzluk bahşedilseydi, bunu ödül olarak mı görürdünüz? Yoksa olabilecek en kötü ceza mı?
Peki ya cevap bir camın gerisinde olsaydı, yaralanmak pahasına camı kırar mıydınız?
Alexandra kırardı.
Ve Alex Laurent... On...
Bu bölümü bir flashback gibi düşünebilirsiniz, henüz hikayede 2017 tamamlanmadı çünkü. Ama büyük olasılıkla bölümün sonundaki şeyi ilerleyen bölümlerde de göreceksiniz 😍
Bu bölüme özel olmakla beraber, aralara birkaç gif koydum 💕
Yeni bölümde görüşmek üzere, hepinize mutlu yıllar ❤
**********************************
31 Aralık 2016
Gün ışığı gözlerimi yakmak istermişçesine yüzüme vururken rahatsızca kıpırdandım. Anastasia, yine erkenden uyanıp odadaki tüm perdeleri sonuna kadar açmış olmalıydı.
Dışarıdaki havanın nasıl olduğu asla umrunda olmuyordu, her gün o perdeleri açmayı alışkanlık haline getirmişti. Dahası bugün, yılın son gününe göre fazla güneşli bir gün değil miydi?
Bugün beni bekleyen şeyleri düşününce yatağımdan çıkmak istemiyordum. Anastasia, uzun zaman sonra yaşayacağı ilk yılbaşının bu olacağını bahane ederek günlerdir kutlama yapmak için üzerimde baskı kuruyordu.
Tamam bu doğruydu. Kardeşimi Vera'dan kurtaralı birkaç ay oluyordu ancak kutlama yapmak Vera bizi tehdit etmeye devam ederken çok da mantıklı bir fikir gibi görünmüyordu.
Anastasia'yı savuşturmayı başarmak üzereydim ancak Alex ve Teo da ona destek verince bu, imkansız hale geldi. Alex'in buna izin vermesinin tek nedeninin benimle zıtlaşmak olduğunu biliyordum. Garip bir şekilde, bundan zevk alıyordu.
Teo ise her zamanki gibi kardeşini desteklemişti.
Daha kötüsüyse bugün Anastasia ile alışverişe çıkacak olmamdı. Kardeşim, kutlama fikrini kabul ettiğimi duyar duymaz bunu öne sürmüştü ve onu vazgeçirmek tek kelimeyle imkansızdı. Neyseki dün gece Percy ile konuşmuş, Jane'i bizimle gelmesi için ikna etmesini istemiştim.
Zor da olsa göz kapaklarımı aralamayı başarıp yatakta oturur hale geçtim. Saat 10.30'u gösteriyordu. Anastasia'nın birkaç saattir uyanık olduğuna bahse girebilirdim.
Yatağımdan kalkıp üzerimi değiştirdikten sonra aynanın karşısına geçip elimden geldiğince saçlarıma şekil verdim. Hemen ardından salona inmek üzere odadan çıktım. Tahmin ettiğim gibi, kahvaltı çoktan hazırlanmıştı.
Anastasia'nın alışkanlık haline getirdiği bir diğer şey de buydu.
Masadakilere kaçamak bir bakış atıp bakışlarımı salonun ortasına yönelttim. Alex, şöminenin yanındaki tekli koltukta oturmuş, çok kalın olmayan bir kitap okuyordu. Salonun ortasına doğru birkaç adım atıp "Sıcaktan hoşlanmadığını sanıyordum." diye mırıldandım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
