İsyan.

2.1K 109 0
                                    

Rue,benimle evlenir misin?

------------

(Kazarina)

Sanki biri suratıma olağanca gücüyle yumruk attı.O derece affalladım.Sevdiğim adamın başkasına evlenme teklifi ettiğini izlemek zorunda kalacak ne yaptım ben?!İç sesim "çünkü sen yalancı sahtekar psikopat bir katilsin!" diye bağırdı.Duymamazlıktan geldim.

Rue EVET diye bağırınca "Vay canına!" dedim doğal davranmaya çalışarak.İçim kan ağlarken dışımdan gülmeyi çok iyi beceririm."Şimdii" dedim Barodius a dönerek."Ben bunu diğerlerine mesaj atmazsam beni çaydanlıkla döverler.Onlara siz mi söylemek isterdiniz yoksa can güvenliğim açısından ben mi mesaj atayım?" şakayla karışık sordum."Tabii sen söyleyebilirsin." Peki o zaman size iyi eğlenceler benim uykum var.Bayan Rue,gerçi,artık imparatoriçem mi demeliyim?" Elini sıktım.Güldü."Yok canım." Barodiusun da elini sıktım ve Wilson un koluna yapıştığım gibi hesabı ödedim.Kendimi aynen dışarı attım.

-Sakın yanlış bir şey yapma.

-Denerim.

-Kazarina ciddiyim ben!En ufak bir şeyde kellen gider,haberin olsun!(muhteşem yüzyıl stayla asddgfdadgs)

-Maalesef abi.Ama bu sefer sen bile beni durduramayacaksın.

Arabaya atladığım gibi evin yolunu tuttum.Arabada ağlamak çok tehlikeli,her an kaza yapabilirsiniz.İşte bu yüzden eve kadar kendimi tuttum.Arabayı bagaja park ettim.Spot lambalarıyla aydınlatılmış havuzu geçtim.Bazen durup şezlonga oturur ve havuzun dinginliğini izlerdim.Ama bu sefer aynen eve daldım.Kapıyı neredeyse kırarak açtım.100.kez arayan Wilson u reddettim.Kendimi televizyonun karşısındaki kanepeye attım.

Ve kelimenin tam anlamıyla hüngür hüngür ağlamaya başladım.

Ne kadar ağladım bilmiyorum ama kafamı yastıktan kaldırdığımda gün ağarmak üzereydi.Uyuyakalmış olmalıydım.Wilson telesekreterime mesaj atmıştı ama görmezden geldim.Bir de onunla savaşamazdım.Ayaklarımı sürerek aynaya gittim.Gördüğüm manzara karşısında ben bile korktum açıkçası.Makyajım aynı filmlerdeki gibi akmıştı.Salık saçlarım kabarmış,kıyafetlerim akmış rimel ve gözyaşı lekesi olmuştu.Kıyafetlerim değiştirdim,saçlarımı düzenledim,makyajımı yeniledim.Masanın üstündeki fotoğraflarımızı alıp arabaya binmeden önce aynada kendi kendime"Kimse beni üzemez." dedim."kimse kalbimi kıramaz"

Nereye,Nereye?Saçma şeyler en iyi nereye gömülür?Sahile.

Arabadan indim,sahile yürüdüm.Şansıma,sabahın erken saatleri olduğu için kimse yoktu.Önce gidip biraz denizi seyrettim.Sonra tüm anılarımı,acılarımı,heyecanlarımı,sevinçlerimi,kısaca zaten az olan duygu kalıntılarının hepsini fotoğrafla birlikte buruşturdum.Sonra onları yine fotoğrafla beraber denizin dibine yolladım.Ve kendi kendime mırıldanmaya başladım.

"Bakalım tahtını elinden aldığımda da Rue yla böyle mutlu olabilecek misin İmparator Baradius.Bakalım sevgilinin ölüsünü ellerine verdiğimde de böyle gülebilecek misin?"

Kontes #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin