(Kazarina)
Gözlerimi hafifçe kırpıştırarak uyandım.Küçük ve rutubetli bir odaydı burası. Kaçmak için fazla yukarda ve fazla minik olan penceresinden sızan ışık dışında zindan olduğunu sandığım oda kapkaranlıktı.Birkaç kez istemsizce derin derin nefes aldım.Ayağa kalkıp yürümeye çalıştığımda el bileklerimin siyah sedyenin ayaklarına inanılmaz sert ve kırılması imkansız bir zincirle zincirlendiğini fark ettim.Bir yada iki adım anca atabiliyordum.Sonrasında kollarım acıyordu ve hareket edemiyordum.
Sedyenin ayağına sırtımı yaslayıp oturdum.Ayaklarımı da altıma toplayıp kendi kendimi kucaklar gibi oturdum.Gözlerimi pencereden süzülen ışık süzmesine diktim ve havada uçuşan toz taneciklerini izlemeye başladım.Bu sakinleştirici eylemi yaparken anılarımı tazelemeye çalıştım.Nasıl kaçırıldığım aklıma gelince irkildim.Şu anda sarayın zemin katındaki tam güvenlikli zindanlardan birinden olmalıydım.Kaçış planları yapmanın anlamsız olduğunun farkındaydım.Çünkü ben diğer esirler gibi değildim.Onlar önemli bilgilerin en fazla yüzde onunu biliyor ama ben tüm devlet sırlarından haberdarım.Beni öldürmeyi hiçbirinin gözü kesmezdi.En azından şöyle sıkı bir sorguya çekmeden.
(birkaç gün sonra)
Her ne kadar soğukkanlılığımı korumaya çalışsam da iyice kafayı yemek üzereydim.Sadece gözlerimi bir noktaya dikiyor ve düşünüyordum.Onun dışında her gün sorguya çekiliyordum.Beynim dolambaçlı ve tuzak dolu soruları ve soruların içindeki tuzakları anlamakta gün geçtikçe daha daha kötüye gidiyordu.Bu arada da diğerlerini düşünmeden edemiyordum.Şimdiye kadar gelmiş olmaları gerekmez miydi?Beni sevmekle bir alakası yok,tüm devlet sırlarını bildiğimi biliyorlar.Düşmanlarımızın ne tarz işkence yöntemleri olduğunun da farkındalar.Ya dayanamayıp her şeyi itiraf edersem?Ya ağzımdan tehlikeli bir şey kaçırırsam?
Her gün işkenceye maruz kalıyordum haliyle.Hem fiziksel hem psikolojik.En büyük taktiklerden biri;psikolojik işkence.Size kötü kötü şeyler söylüyorlar şevkinizi kırıyorlar ve sizi etkileyip kafayı yiyerek her şeyi itiraf edişinizi hızlandırıyorlar.
Birkaç gün içinde vücudum yaralardan kırmızımsı turuncumsu bir renk almıştı.Bunu biliyorum çünkü -büyük bir ihtimalle insanların kendi kendilerine acımalarını sağlamak için-zindanın içine konulmuş bir ayna var.Oda ise o kadar küçük ki nereye oturursanız oturun aynadan kötü muameleye maruz kalmış bedeninizi, tüm yaşadığınız o şeylerin hepsinin dışınıza yansımasını görebilirsiniz.Pek hoş şeyler yaşamıyorum kısacası.
Bu esnada... (Normal anlatım)
Sarayda düzenli olarak gerçekleşen ve şu sıralar savaş nedeniyle oldukça sıklaşan strateji toplantılarından birindelerdi yine.Fakat çok önemli farklılıklar vardı.Kazarina yoktu bir kere.Ortamda bulunmamasıyla birlikte toplantının tek konusuydu.Soğukkanlılık imkansızdı.Her türlü,Kazarina'yı sevmeseniz bile o anda düşmanlarınıza devletinizin sırlarını anlatıyor olabilirdi.İşte bu yüzden herkesin içinde kuşku vardı.
Gill'ın halini anlatmama gerek var mı?Toplantı boyunca kireç gibi suratıyla elleri dizinde hafifçe eğilerek oturmuş ve diğerlerini izlemişti.Kendi alemi ve gerçek dünya arasında gidip gelmişti.Barodius da ona bir şey söylememişti.Ellerini çabuk tutmaları gerektiğinin o da farkındaydı.Sadece plansız hareket etmek istememişti.O da endişeliydi,ama diğerleri kadar değil.Kazarina'nın dayanabileceğini biliyordu çünkü.
Ertesi gün sürpriz bir saldırıyla saldırmaya karar verdiler.Beklenmedik anda yapılan saldırılar her zaman daha iyi sonuç verirdi.Ama bu sefer cepheleri değil doğrudan ana sarayı hedef almaları gerekecekti.Plan basitti:Airzel ve Stoica askerleri ve kraliçeyi oyalarken Gill ve Barodius saraya sızacaktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kontes #Wattys2015
Historical FictionHayatı boyunca Kazarina'ya acımasız ve soğuk kalpli olması öğretilmişti.Hayatı boyunca kalbi ve duygularını kapalı tutmuştu.Çocukluk arkadaşı olan ve şu an sağ kolu olduğu İmparator Baradius 'a sadık olması gerektiği enjekte edilmişti.Ama onun impar...