Arkadaşlar ilk kurgumla karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. Birde benim acemi biri olduğumu düşünüp yorumlarınızı kırıcı olmadan yaparsanız oldukça sevinirim. Keyifli okumalar.
(Medyada Görkem ve Ece var)
Sen gülüşüyle ciğerimi kül eden soğuk su damlalarımsın.
***
Hayaller ayakta tutar insanı. Kimse kabullenmese de aslında her insan hayalleri için yaşar, hayalleri için çaba sarf eder. Çünkü hayaller koşar en zor anımızda yardımımıza. Düştüğümüzde, en dibe battığımızda hayallerimiz sayesinde ayağa kalkar, hayallerimiz sayesinde hayatta kalırız. Küçük bir çocuk pekiyilerle dolu bir karne getirmenin hayalini kurar masumca. Bir genç kız ise kalbi kalbine mühürlenmiş, gözleri gözlerine kenetlenmiş ona beyaz gelinliğini giydiren sevdiğinin hayalini kurar. Mutlu bir aile, sevgisinden parça olan çocuklarının hayalini...
Hayaller çektiğin acı gibidir aslında. Sen acılarında büyüdükçe, hayallerinde seninle büyür.!
Oysa birde bu hayatta hayal kurmasına bile gerek kalmayan insanlar vardır. Hani şu doğduğunda dünyanın ayakları altına serildiği insanlar. O insanların hayal kurmaya ihtiyaçları yoktur. Çünkü daha ağzından çıkar çıkmaz o isteğini gerçekleştirecek kişiler vardır etrafında. Özellikle anne ve babalar çocuklarının isteklerini bazen kıyamadıkları bazen de evlatlarının hiç bir zorlukla uğraşmasını istemedikleri için hemen yerine getirip, çocuklarının o isteklerine kavuşmak için kurdukları hayalleri elinden alırlar.
Ece'de hayatında hiç hayal kurmaya ihtiyacı olmadan büyüyen bir kızdı. Şu yaşına kadar kurduğu tek hayal gazeteci olmaktı. Onu da başarmıştı. Doktor anne ve babanın tek çocuğu olan Ece'nin 27 yıllık hayatı boyunca istediğini yaptırması için sadece dillendirmesi yetmişti. Tek çocuk olmasının sebebiyle pamuklara sarılarak büyüyen genç kız bu hayatta sadece gazeteci olmak için çabalamış ve emek vermişti. O göklerde olan egosunu sadece bu uğurda zedelemiş sadece gazetecilik okumak için ağlamış ve yalvarmıştı anne babasına. Kendileri gibi doktor olmasını isteyen ailesine aslında iki gün, ama Ece'ye göre uzun bir süre yalvarmış, yine ona kıyamayan ailesini ikna etmişti onun deyimiyle bin bir güçlükle.
Sadece iki gün ağlaması ve yemek yememesi Ayten Hanım ve Suavi beyi ikna etmeye yetmişti. Ne de olsa biricik kızlarıydı, kıyamazlardı... Ece ise onları verdiği karara pişman etmemiş, işinin ehli iyi bir gazeteci olmuştu. Türkiye'nin en ünlü gazetelerinden birinde 5 yıldır köşe yazarı olarak çalışmaktaydı .
Kendinden ödün vermeyerek doktor olmasa da ailesinin gururla bahsettiği parmağında yüzüğünü taşıdığı egosunu tavan yaptıracak bir doktorla nişanlanmıştı. Nişanlısı köklü bir aileden gelen ünlü bir cerrahtı. Bir ortama girdiklerinde hep parmakla gösterilen, ilgi odağı olan bir çift olmuşlardı. Ece simsiyah saçları bembeyaz teni masmavi gözleri yanaklarındaki derin gamzeleri boyu ve endamıyla girdikleri ortamda parlarken nişanlısı Görkem kumral saçları ela gözleri kendine göre yapılı vücudu ve uzun boyuyla dikkatleri üzerine toplardı. Buda Ece'nin şımarık ve egoist ruhunu okşardı.
Seviyordu nişanlısını gerçekten sevmenin nasıl olduğunu bilmeden. Zaten sevmemesi için hiçbir nedeni de olmamıştı. Nişanlısı bir dediğini iki etmeyen, sürekli pohpohlayan pahalı hediyelere boğan bir adamdı. Ece için karşı tarafın sevgisi böyle parayla ölçülürdü. Pahalı hediyeler, muhteşem organizasyonlar, partiler ve göz kamaştırıcı bir hayat...
Böyle görmüştü çünkü 27 yıllık hayatında. En iyi okullarda okumuş en pahalı kıyafetleri giymiş, en lüks restoranlarda yemek yemişti. Her şeyin hep en iyisi sunulmuştu önüne. Girdiği ortamlar, arkadaşları Ece'nin gözünde değerlilerdi. Çünkü onlarda nişanlısı gibi Ece'yi sürekli şımartan kişilerdi. Bir araya geldiklerinde Ece ne derse o yapılır, hangi konu hakkında konuşulursa konuşulsun hep Ece haklı olurdu. Çevresindeki herkes Ece'nin tüm şımarıklıklarını, tüm kaprislerini çeker Ece'ye bir parıldayan mücevher gibi hissettirirlerdi. Buda genç kızın zaten göklerde olan egosunu hep zirvede tutmasını sağlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT'ın KADINLARI
General FictionKendi gözünüzde mükemmel olan hayatınızın aslında ne kadar boş olduğunu öğrenseydiniz ne yapardınız...... Peki sevdiğiniz adamın sizi aldattığını kendi gözlerinizle görseydiniz..... Ya muhteşem egonuz bir hayat kadını tarafında yıkılsaydı...... Yada...