7. Bölüm-EVLATLARIM İÇİN......

210 37 40
                                    

İyi akşamlar cağğnııımmm okurlarım. Yeni bölümle karşınızdayım. Kısa kesiyorum ve keyifli okumalar diliyorum......
Bu arada medyada Alev ablamız var.......
Bu bölümü Alev'e elişi satan ve verdiği parayı fazla deyip almayan ondan da hayatının dersini alan arkadaşım oyakocakkarakaya ya ithaf ediyorum.

Bir bakış kimileri için yüreğindeki ateşe su serpen bir umutken, kimileri içinde yüreğindeki ateşi alazlayan deli bir rüzgârdır.

Ecenin Ahmet'e bakışı yıllardır içinde yanan ateşe, duyduğu karşılıksız sevdaya ışık yakan bir umutken, Ayşe'nin Ahmet'in gözlerinde gördüğü aşk kendi sevgisinin karşılıksız olduğunu anlamasıyla yanan yüreğini harlayan bir rüzgârdı.

Kübra da Ece'yle Ahmet'in birbirine kilitli kalmış bakışlarının oluşturduğu elektriği fark etmiş, arkadaşına döndüğünde onun dolan gözlerini görmesiyle bu elektriği onun da fark ettiğini anlamıştı. O an keşke Ece'yi isteme merasimine çağırmasaydım diye düşünse de artık  yapabileceği bir şey olmadığından sadece arkadaşının elini tutup sıkarak onun yanında olduğunu anlamasını istemişti. Oda Ayşe gibi yıllardır Ahmet'in Ayşe'yi fark etmesini bekleyenlerdendi. Ama insan seveceği ve sevileceği kişiyi seçemiyordu. Eğer seçebilseydi Ayşe hemen Ahmet'in kendisini sevmesini isterdi.

Ahmet'in ise seveceği sevileceği ömrünü geçirmek için seçeceği kişi belliydi. O yıllardır hiçbir karşılık beklemeden Ece'yi sevmiş, bu sevgiden de hiç pişman olmamıştı.

Gecenin geri kalanı Ayşe için buruk geçse de diğerleri için aynı güzellikte devam etmiş, Ömer'in taksiye çıkma saatinin gelmesiyle herkes evine gitmek için dağılmıştı.

Ahmet kardeşi Esra'yı eve bıraktıktan sonra Ece'nin evine doğru yola çıkmıştı. Genç kız gecenin verdiği dinginlik ve huzurla yüzünde gülümseme camdan dışarıyı ve ara ara camdan Ahmet'in kendine bakan yüzünü izlerken Ahmet'te trafiğin sakinliğinden faydalanarak her haline hayran kaldığı sevdiğini izliyordu.

Sessizliğin verdiği huzurla evin önüne gelen ikili Ahmet'in arabayı park etmesiyle daldıkları düşüncelerden sıyrılmışlardı. Ahmet'in arabayı durdurmasıyla Ece Ahmet'in kapısını açmasını beklemeden arabadan inmiş giriş kapısına doğru yürümüştü. Ahmet genç kızın pesinden giderken ne söylemesi gerektiğini düşünüyordu. Kalbi dök içindekileri anlasın bilsin sevdanı derken aklı yapma kırılan üzülen yine sen olursun diyordu.

Ecenin yanına gelen genç adam aklını dinlemiş;

"İyi geceler Ece Hanım. Umarım bu akşam sizi memnun edebilmişizdir."

Diyerek genç kızın fikrini duymak için beklerken, Ece'nin koluna dokunmasıyla vücudunun tatlı bir sızıya maruz kaldığını hissetmişti. Belki sevdiğinin dokunuşundan ya da âşık kalbinin ritmini kaybetmesinden kaynaklanmıştır bu tatlı sızı bilinmez ama Ahmet o el orada biraz daha durursa kalbinin aklını yeneceğinden emin olmuştu.

" Harika bir akşamdı. Arkadaşlarına da kardeşine de bayıldım. Ömrümde bu kadar güzel ve sıcak bir akşam geçirmemiştim. Çok teşekkür ederim Ahmet beni bu akşam yalnız bırakmadığınız için. Ve senden bir isteğim daha var. Lütfen artık bana Ece de. Ben senin için artık Ece Hanım değil Ece olmak istiyorum. Ben kabul ederseniz sizinle arkadaş olmak istiyorum."

Ahmet Ece'nin söylediklerinin şaşkınlığıyla

" Tabi.. Tabi ki Ece han- pardon Ece sen nasıl istersen."

Diye cevap verip sevdiğinin elini çekmesiyle derinden bir oh çekecekken,  genç kızın yaptığı hareketle son nefesini vereceğini zannetmişti.

Ece Ahmet'i yanağından öpüp yaşadığı tuhaf utangaçlıkla içeri kaçarken arkasında elini yanağına götürmüş genç kızın öptüğü yeri tutan şaşkın bir Ahmet bırakmıştı.....

HAYAT'ın KADINLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin