17.Bölüm- Kıskandım....

230 20 40
                                    

Selam!!!!!
Ben geldim.
Güzel olduğunu düşündüğüm bir bölüm oldu.
Yalnız nolur beni azıcık gaza getirin ya. Çünkü ben felaket gazla çalışırım. İyi kötü bişeyler yazın.

Hatam varsa affola.
Keyifli okumalar.....
*****************************



Kübranın tüm mahallenin onu beklediğini söylemesiyle genç kız resmen donakaldı. Ne merdivenlerden aşağı inebiliyor nede kapıdan girip o kalabalığın içine karışabiliyordu.
Ece Ahmetlerin kapısının önünde yaşadığı bu donukluğu birde ilk defa yıllar önce sarhoşken şuan sevgilisi olan adamın söyledikleriyle yaşamıştı.
4 sene önce bir akşam arkadaşlarının değişik bir atmosfer yaşama merakıyla Beyoğluna gidip güzel bir fasıl gecesi yapmaya karar veren genç kız babasına bu durumdan bahsedince,  babası yine korumacı tavrını takınıp yalnızca Ahmet'in de onlarla gelmesi şartını öne sürerek kabul etmişti. Ece o gece dağıtıp sonuna kadar eğlenmeyi kafasına koyduğundan mecburen babasının şartını kabul etmiş,  genç adama kendilerinden uzakta bir masada oturmasını emrederek arkadaşlarıyla oturacağı masaya geçmişti. 

Masaya gelen enfes rakı balık ve mezelerle hem yemeklerini yeyip hemde çalan türk sanat müziği eşliğinde rakılarını yudumlayan Ece ve arkadaşları gecenin sonunda ayakta duramayacak kadar sarhoş olmuşlar ve o sarhoşları evlerine sağ salim götürme görevide tabiki Ahmet'e kalmıştı.

Arkadaşlarının arka koltuğa oturmasıyla kendini genç adamın yanına atan Ece ile birlikte arabadaki ağır alkol kokusuna burun kıvıran genç adam marşa basmış ve kızları tek tek evlerine bırakmak için yola çıkmıştı. Yol boyunca avazları çıktığı kadar şarkı söyleyen ve gerekli gereksiz herşeye kahkalarla gülen kızlara sabrının son damlasına kadar tahammül eden genç adam en sonunda arabayı Ece'nin evinin önüne park etmeyi başarmıştı. Yolcu kapısını açıp kokusuna meftun olduğu kadından yayılan alkol kokusuna burnunu kıvıran genç adam bir yıldır gizli gizli sevdiği kadını  kucağına almış onu evin kapısına kadar taşımaya çalışıyordu çalışmasına ama deniz gözlü güzel Ahmet'in kucağında kıpırdanak ve kollarını sallayarak şarkı söyleyip abuk sabuk konuşarak gülmeye devam ediyordu.
Evlerinin kapısının önüne geldiklerinde ise genç kızı kucağından indiren Ahmet Ece'nin dengesini kaybedip boynuna sarılmasıyla ve bu durum çok komikmiş gibi güçlü bir kahkaha atmasına dayanamamış sevdiği kızın yüzünü avuçlarının içine alarak ertesi gün hatırlamayacağı düşüncesiyle

" Güzelim eğer seni deli gibi sevmesem emin ol şu halinin çekilecek hiç bir yanı yok."

Diyerek bir yıldır aşkıyla yandığı kızın anlına öpücüğünü kondurmuştu.

Sarhoş olduğu halde Ahmet'in söylediklerini anlayan Ece bir anda donakalmış ne cevap vereceğini bilememişti. Bir yıldır hiç bir ters hareketini görmediği şoförleri kendisini sevdiğini söylüyordu. Sonradan sarhoşluğunun arkasına sığınarak " Ay Ahmet sen bana aşıkmısınn..." deyince genç adam Ecesinin bu haline daha fazla dayanamış evin zilini çalarken
" Hadi güzelim. Kurban olayım git ve uyu. Buda can yemin ederim daha fazla sabrım kalmadı. " diyerek evin kapısını açan Ayten Hanıma Ece'yi teslim ederek evine doğru yola çıkmıştı.

Ece ertesi sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyanmış,  aklında dün akşama dair sadece Ahmet'in kendine söylediği sözler kalmıştı. Hazırlanıp aşağı indiğinde babasının kendisini işe bırakma teklifini Ahmet'in tavrını merak ettiği için kabul eden genç kız arabaya bindiğinde düngece kendisine ilan-ı aşk eden adamın  Ece'nin geceyi hatırlamadığı düşüncesiyle gayet rahat davranmasını fırsat bilerek o muhteşem egosunun bir şoför parçasının aşkıyla zedelenmesini istemediğinden genç adamın aşkını umursamamış geceki tavrını unutuvermişti.

HAYAT'ın KADINLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin