11.Bölüm-ŞANLI GÜZEL......

196 27 73
                                    

Merhabalarrrr. Ben geldim.... Size bölüm getirdim. Şimdiden keyifli okumalar diliyorum. İnanın bölümü düzenleyemeyecek kadar hastayım. O yüzden hatam varsa affola.. Bu arada medyada şanlı güzelimiz Eyşan var.


"Aşk, biri gelip ona anlam yükleyene dek sadece bir kelimedir.." Ece yazılarını kitaplarını severek okuduğu yazarın bu sözünü gördüğünde günlerce Görkem'in onun aşkına anlam yükleyip yüklemediğini düşünmüştü. Şimdi anlıyordu ki onun aşkına anlam yükleyen karşısındaki bir sözü için dağları delecek, kendisine zarar gelmesin diye bütün tehlikelere onun için göğüs gerecek adamdı. Yıllarca kendisine âşık olduğu için dalga geçtiği küçümsediği adama geri dönülmez bir şekilde tutulmaya başlayan Ece'nin artık çabalaması gereken iki gayesi olmuştu. Bir tanıştığı kadınları bu bataklıktan kurtarmak. İki aşkını Ahmet'e anlatmak.

Hakan küfür ederek kuaförün önünden ayrılırken Ece genç adamın her seferinde üzerine atılmaya çalışmasıyla kollarını beline sıkı sıkı kenetlemiş o cibilliyetsiz gidene kadarda bırakmamıştı. Ahmet sırtından sarılan sevdiğinin sıcaklığını hissettikçe sakinleşse de Hakan denen şerefsizin söylediklerini de bir türlü hazmedemiyordu. O ki mahallesinin kızlarına bile bugüne kadar kafasını kaldırıp dikkatli bakmamışken onları bacısından ayırt etmemişken, bu türlü ithamlar delikanlı adamı çileden çıkarıyordu. Mahallenin esnafı ve kahvehanedeki gençler geçmiş olsun demek için yanına geldiklerinde hiç istemese de Ece'nin kollarını kendisinden çözmesini sağlayıp Asya ve diğer kadınların yanına göndermişti. Yapmazlardı ama olurda sevdiğine bir imalı bakış sezerse maazallah bu sefer genç adama sevdiği bile engel olamazdı. Ece çok güzel bir kadındı. Hele Ahmet'in gözünde şaheser bir güzelliği vardı. Bu güzelliği götürüp evinde saklamak isterken kimsenin görüp fark etmesine tahammül edemezdi. Zaten yıllardır Görkem denilen gavatın Ece'ye dokunduğunu düşünüp kafayı yemişti. Tam bir umut ışığı varken sevdiğine kötü niyetle bakanları katledip o şansını da kaybetmek istemiyordu.

Ece Ahmet'in yanından ayrılıp kuaförün önünde şaşkınlıktan küçük dilini yutmuş kadınların yanına gelince direk hıçkıra hıçkıra ağlayan Asya'ya kollarını dolayıp onu sakinleştirmeye çalışmıştı. Ece eskiden gittiği mekânda ayakkabısının topuğu kırıldığı için rezil olduğunu düşünerek 3 gün 3 gece kesintisiz olarak ağlayıp ortalığı velveleye veren bir kadınken, şimdi yaşadığı olaylara bu kadar soğukkanlı yaklaşıp diğer insanların dertlerini önemsediği için kendince bir aferini hak ediyordu. İki kadın birbirine sarılıp sakinleşmeye çalışırken, Alev Fatih'inden ayırt etmediği adamı sanki dünyayı kurtarmış gibi büyük bir gururla övmeye başlamıştı. Hoş Ahmet tüm dünyayı kurtarmasa da Asya'nın dünyasını o pislikten kurtarmıştı ya orada bulunan kadınların gözünde kahraman sıfatına zaten yükselmişti.

" Hey boyuna posuna kurban olduğum. Hakan şerefsizini nasıl fakir sümüğü gibi yere yapıştırdı ama. Ahmet'ime yar olacak kadının sırtı yere gelmez yeminle. Oğlumun sevdiği kadın yatıp kalkıp şükür namazı kılmalı. Rabbim böyle baba yiğidi her kula nasip etmez çünkü."

Ece duyduklarıyla bir yandan gurur duyarken, bir yandan da o yiğidin sevgisini yıllardır yok saydığı için utanmıştı. Bilseydi Ahmet bir anda içini böyle ısıtmaya başlayacak kalbini heyecandan patlayacak hale gelecek Görkem gibi bir adamla iki yılını harcar mıydı hiç? Alev oğlana arka arkaya övgü sözcüklerini sıralarken genç adam yanlarına gelmiş, Alev ve Mine ablasının ellerini öpüp vedalaşarak Ece ve Asya'yı arabaya yönlendirmişti. Asya'yla Ece arka koltuğa otururken Ahmet arabayı çalıştırmış bir yandan da ağlayan kadıncağızı sakinleştirmek için teskin edici cümleler kurmaya başlamıştı.

" Bacım ağlama artık. Korkma bir daha sana yaklaşamaz. Hem Ece'nin yanı sıra bende hep çevrende olurum. Elimden geldiği kadar seni korur kollarım. Sen bundan sonra bizlere emanetsin. Hiç telaşa kapılma yeni hayatına odaklan."

HAYAT'ın KADINLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin