K.Y(9.BÖLÜM)

948 144 165
                                    

İyi okumalar...

#DÜZENLENDİ

Bir yanım sana fena halde kızgın, diğer yanım sana fena halde fena...

Bal tadı!

Dün gece deli gibi düşündüğüm, ama hala aklımın almadığı o tad. Dilim ile dudaklarımı ne zaman yalasam o tad hep oradaydı. Yatakta bir sağa bir sola dönsemde canım sıkılmıştı! Komidinin üstünde duran telefonumu alarak saate baktım. Gelen bir kaç mesaj ve aramalar ile kaşlarım istemsizce çatıldı. Arayan kişilere ve mesajlara baktığımda hepsinin Dong-Sung'dandı. Geri arama tuşuna basarak telefonumu kulağıma götürdüm.

Çalıyor... Çalıyor...

"Efendim?"

"Dong benim Mi-Ok."

"Ah! Mi-Ok iyimisin? Dün arkadaşın aradı. Elin birazcık ezilmiş? Geçmiş olsun."

"Teşekkür ederim, ben birşey söylemek istiyorum Dong."

"Tabiki Mi-Ok dinliyorum?"

"Dong-Sung, ben işi bırakacağım. Bugün gelip konuşmak istiyorum."

"Ah tabiki Mi-Ok, bekliyor olacağız seni."

"Görüşürüz."

Telefonu kapatarak, tekrar yatağa gömüldüm. Ne yapacağımı bilmiyordum. Şuan ellerimin iyi olmasını bekleyecek, daha sonra ise Kaderin yanında işe girecektim.

Saate bakmayı unuttuğumda kendime küfrederek tekrar telefonu elime aldım. Telefonun orta tuşuna basarak ekranın açılmasını bekledim. Saat öğlene gelmişti! Yataktan yorganı tekmeleyerek kalktım, sıkılmıştım! Hayatımın maraton geçmesinden, annemi özlememden Rüyanın sesini duymamaktan.

Lavaboya girdiğimde, elimi yüzümü yıkayarak, aynada ki yüzüme baktım. Solgun bitkin olan yüzüme. Bir nevi yılların yorgunluğu vardı üzerimde, daha sonra ise parmaklarıma kaydı gözlerim. Bakımsız tırnaklarım, yara izleri ile dolu olan ellerime. Kafamı iki yana sallayarak, lavabodan çıktım. Bugün, Kader ile kuaföre gidebilirdim belki.

Gardolabımdan çıkarttığım beyaz kot pantolonumu ve omuzları açık mavi kazağımıda çıkartarak yatağın üstüne bıraktım. Üstümdeki pijamalarımdan kurtularak, kotumu ve kazağımı üstüme geçirdim. Saçımı açık bırakarak taradım. Tüm hazırlıklarımı tamamlayarak evden çıktım.

Merdivenleri ikişerli ikişerli atlayarak rezidans'tın çıkış kapısına ilerlemiştim. Ellerim hala acıyordu, o yüzden trabzanlara dokunamıyordum. Bu canımı sıksada bir kaç gün alışmam lazımdı. Binadan ve bahçeden çıkarak durağa doğru yürüdüm.

KORELİ YILDIZIM #WATTYS2020 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin