İyi okumalar...
Sakın benden gitme. Çünkü ben benden çoktan gittim...
#DÜZENLENDİ
İzleri vardır hayatın. Hayal kırıkları ve bitmeyen acısı.
Yavaşça işler içine. Umutlar, kalp kırıkları ve bitiş acısı. Kimse bilmez, kimse bilemez içinde yaşadığın tüm eksikleri.
Ve... Ben bir kere daha akıttım, içime tüm hayal kırıklarımı. Elimde son günler içimi ısıtan bilete baktım. Bir kaç saat kalmıştı. Herşey bitecek, hasret kaldığım şehrin havasını içime çekecektim.
Odama giren Annem, ruhsuzca baktı gözlerime. Gözleri önce beni süzdü, daha sonra ise hazırladığım bavula kaydı. Kahverengi irisleri tüm nefreti yüklemişti. Kollarını birbirine dolayarak yanıma yaklaştı. Tek kaşını kaldırdı ve içindeki tüm nefreti döktü.
"Senden utanıyorum. Senin gibi bir kızım olduğu için."
"Neden Anne? Hayallerimi gerçekleştirmem mi? Yoksa bu hırsım mı seni bu kadar utandırdı? Yada dur! Beni kardeşlerim gibi parmağınızda oynatamadığınız için mi?"
Ne ince nede kalın olan kaşları iyice çatıldı. Eli havaya kalktı, gözlerim ilk önce kalkan eline değdi. Gözlerim ilk defa sorgulamadı. Alışık değil miydim? Acılara, dayaklara. Bir tane daha vurması ne götürürdü benden?
Sertçe çarptı eli yanağıma. Saçlarım sağıma savrulurken, acı bir tebessüm belirdi dudaklarımda. Sevgiden, mutluluktan uzak bir gülümseme. Ama içimdeki çocuk buna çok şikayet etmişti.
Neden! Neden Anne! Beni üz ama, hayallerimde ki mutluluk oyunu oynayan çocuğa vurma.
Anne demek... Senin kahramanın demek değil miydi? Küçüklüğün, herşeyin, sevgi bağın değil miydi? Benim annem bunların hiç biri değildi benim için. Çok küçükken bitmişti sevgisi, güzel gözleri gülümsemesi.
"Anne biliyor musun? Bazen sana anne demek bile istemiyorum. Bu tokat, hiç birşeydi onca sene yaptıklarının yanında."
Sinirlenerek yanımdan ayrıldı. Şuan kesinlikle beni biricik kocasına şikayet edecekti. Komidinin üstünde duran telefonumu elime aldığımda uçağın kalkmasına 2.5 saat kaldığını görmüştüm. Artık yavaş yavaş gitmem gerekiyordu. Kapının bir anda duvara çarpması ile gözlerim baygınca gelen babama kaydı. Üzerinde beyaz atleti, altında ise çizgili pijamasıyla karşımda duruyordu. Ellerini arkasında birleştirerek bana baktı.
"Annenin dedikleri doğru mu ?"
Hafif beyazlaşmış saçları, sigaradan dolayı sararmış bıyıkları ve koca göbeği ile klasik türk babasıydı.
Olumlu anlamda kafamı sallayarak cevapladım babamı. Kafasını sağa doğru döndürerek terkar bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORELİ YILDIZIM #WATTYS2020
FanfictionHayaller#10 "Hayalimsin." Saçlarımın arasına nefesini bırakarak daha sıkı sardı cılız bedenimi. Eli sırtımda bir aşağı bir yukarı çıkarken kokusunun verdiği huzurla kapadım gözlerimi. Bu ülkeye başka hayaller için gelmiştim! Ama en büyük hayalimi bu...