21. Bölüm

6.6K 419 352
                                    


Bölüm 21

Her ne kadar kendi hikayemizin kahramanı olsak da , hayat  bize her zaman kendimiz olma şansı tanımaz. Hikaye bizimdir ama kontrol kaderin elindedir. – Ahmet Batman

  Hayatın bana karşı savaşı vardı. Bitmeyen bir düşmanlığı vardı. Yüreğimde ne zaman tomurcuklar açsa çiçeklenmeden ayaz sarar yaşamımı. Donarım çiçeklenemez tomurcuklarım. Parçalanmış kalbime ayazlar dolar. Buzlanır, açılamaz. Yine hayat kalbimde biraz güzel bir şey gördü ve yine bana düşmanlığıyla serdi önüme kirli geçmişimi.

Aşkım'mış! Hah! Aşkın en çirkin haliyle beni yerden yere çalan bir ruh hastası gelmiş ilk zamanlardaki gibi aşkım diyor bana. Üstelik karşımda bana ömrünü adamış adam varken. Amacı kaos çıkarmak. Kolunu omzuma doladı.

"Çek elini!" dedim. Durumunu bozmadı bile. Gevşek gevşek gülmeye devam etti. "Sizi gördük bir selam verelim dedik. Değil mi Merve?" Ekin'e baktığımda iyi şeyler olmayacağını anlamıştım. Yerimde kıpırdanmamaya özen gösterdim. Vereceğim her tepki ona zevk verecekti.

"Merhaba tatlım! Uzun zamandır görüşmüyoruz," dedi Merve.  Merve'ye dik dik baktım. Bu kadar geri zekâlı olmayı nasıl becerebilir bir kadın? Aklım almıyor!

"Kalkalım," dedim Ekin'e. Ekin gözlerini Pars'tan ayırmıyordu.  "Ekin, hadi!" dedim. Beni duyuyormuş gibi görünmüyordu.

"Neden kalkıyorsunuz hayatım?" dedi Pars. "İki sohbet edecektik. Hem Ekin'di değil mi?" diye sorup gevşekçe güldü. "Onun iyileşmesini kutlayabiliriz," dedi. Ağzının ortasına Osmanlı tokadını yapıştırıp atom karınca misali kaçmak istedim o anda.

"Ekin," dedim. Kalkmamız lazımdı. İşler çirkinleşmeden onlardan uzaklaşmak zorundaydı.

"Sorun yok," dedi Ekin. Uzanıp elimi tutmak isteyince ellerimi çektim. Ne yapıyorsun? Ölmek mi istiyorsun? Ben seni kaybetmeye hazır değilim ama.

"Ay bu kadar gerilme tatlım ya! Sanki ilk defa birlikte bir şeyler yapıyoruz," dedi Merve. Ben bu kadar parlak bir zeka görmedim. Ayakta alkışlıyorum.

"Hep böyle miydin ağabeyinden mi kaptın zekanı?" diye sordum kendimi tutamayıp. Merve başını geriye atıp kahkaha atarken Ekin ona hayretle baktı.

"Aile kahvaltısı nasıl geçti?" Pars'ın sorusuyla oturduğum yerde dikleştim. "Elif bir güzel döktürmüştür. Kemal gereksizce kasılmıştır. Pusat ise salak salak efelenmiştir. Bir bok yapacak sanki," dedi ve sigarasını yaktı gülerek. Nereden duymuştu? Hah! Benimki de soru. Ailemde ajan mı eksik sanki! Ay bir de şu ben her şeyi biliyorum senden önce ben yaşadım klişesine bürünmesi yok muydu, deli ediyordu insanı.

"Çok güzel geçti," dedi Ekin. "Hiç de anlattığın gibi olmadı. Adamına göre muamele yapıyorlar haliyle," dedi. "Benim de kardeşim haysiyetsiz biriyle gelse ben de karşı çıkarım," dedi Ekin. Has... Yüzümü sıvazladım. Allah'ım sen sağ salim çıkmamızı sağla! Pars'a baktığımda gözlerinin yeşilleri bulanmaya başlamıştı.

"Doğru ana kuzularına kıyak geçmiş olabilirler," dedi Pars. "Çocuklarla uğraşmak istememişlerdir," dedi. Ekin gülümsedi.

"Sokak serserisi olacağıma ana kuzusu olmayı şeref sayarım," dedi Ekin. "Sen bilmezsin, benim annem çocuklarına sahip çıkan, çocuklarını seven bir kadın.  Sokak serserisi olmamın imkânı yoktu," dedi. Buyurun cenaze namazına! Sırtımdan soğuk terler akarken Pars'a baktım. Dişlerini sıkarken gözleri ambulans lambası gibi dönüyordu.  En acı damarına basmıştı Ekin. Durmadı da.

YAĞMUR KOKUSU (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin