Final
Zır zır zır... Yastığı yüzüme bastırdım. Susmadı telefon bir türlü. Ne inatsınız arkadaş! Aramasana be! Bak hâlâ arıyor! Allah'ım yarabbi!
"Ne ulan ne?" diyerek açtı telefonu Ekin. Karşıdaki adam, Emre olduğuna iddiaya bile girerim, ne söylediyse Ekin kalakaldı. "Ne diyorsun oğlum? Dalga geçilecek zaman mı? Ne demek babam anneme evlenme teklifi etti, annemi istemeye gelecek?" Hı? Yüzümü sıvazlayarak yatakta doğruldum. Ne istemesi? Yine kim evleniyor?
"Tamam, geliyoruz!" dedi Ekin. Telefonu kapatıp kendini yatağa bıraktı. "Bir günümüz olaysız geçsin!" diye yakardı. Ona sokulup boynundan öptüm.
"Ne oldu?" diye sordum.
"Babamla annem tekrar evleniyorlarmış. Bizi istemeye katılmamız için çağırıyorlar," dedi Ekin. Kendimi tutamayıp gülmeye başladım. "Gülme Elisa," dedi Ekin. Kendimi tutmaya çalışsam da daha fazla gülmeye başladım.
"Kırk sene üstüne tekrar evleniyorlar işte kocacığım," dedim. Bana dik dik bakınca kahkaha attım.
"Sekiz tane torunları var Elisa," dedi Ekin. Ay ne var canım sen de aa! Onlar mı yapmış sekiz torunu, biz yaptık!
"Sen anneni mi kıskanıyorsun sevgilim?" diye sordu. Ekin'in kaşları çatıldı.
"Ne alakası var?" diye söylendi. Saçlarımı okşayıp alnımdan öptü. "Hayatından memnun olmayan insanlar başkalarını kıskanır. Ben her gün şükürle uyanıp şükürle uyuyorum," dedi. Adam gelmişsin kırk yaşına nasıl romantik olmaya devam edebiliyorsun?
"Yeni âşık olmuş gibi konuşuyorsun," dedim. Çenemi tutup hafifçe kaldırarak beni öptü.
"Sana her gün âşık oluyorum," dedi Ekin. "Yaşlı kalbim bunu ne kadar dayanır bilmiyorum," dediğinde göğsüne vurdum.
"Daha otuz dokuz yaşındasın Ekin!" dedim. "Erkan babamın kalbi dayanıyorsa senin hayli hayli dayanır," dedim. "Hadi kalk! Daha Türkiye'ye döneceğiz," dedim.
Balayından sonra baş başa tatile hiç çıkamamıştık. Ekin'in de söylediği gibi bir günümüz olaysız geçmemişti. Balayımızın ortasındayken Meyra'nın doğurmasıyla erken bitirmek zorunda kalmıştım. Sonra zaten Begüm'e hamile kalmıştım. Ataberk, Başak'ı kaçırırken Erkan babaya yakalanmıştı. Ataberk'i bir güzel dövmüştü. Büyük olaylar sonunda onlar da evlenmişti. Erkan babam olayı hatırladıkça nefret ediyordu damadından.
Begüm doğduktan iki sene sonra Başak'ın kızı Serra doğmuştu. Serra doğduktan sonra bir sene sonra ikinci kızımız Efsun'u kucağımıza almıştık. Art arda doğumlar devam etmişti. Başak, Serra doğduktan dört sene sonra oğlu Oğuz'u doğurmuştu. Ben de aynı sene içinde Anka Berva'yı doğurmuştum. Şimdi minik meleğim bir yaşındaydı.
Anka'nın erken sütten kesilmesini fırsat bilerek iki haftalık tatile eski evimize, New York'a gelmiştik. Yan yana olup bir o kadar uzak olduğumuz zamanların acısını çıkardık. El ele, aşkımızı doya doya New York sokaklarında yaşadık. Tabi bunu bir hafta yapabildik. İkinci haftanın yarısında bu haberi aldık.
"Tatillerimiz hep bölünüyor," diye söylendi Ekin duştan çıktığında. Hazırladığım valizin kapağını kapattım ve kocama dönüp sıhhatler olsun öpücüğü verdim.
"Artık sadece iki kişi değiliz," dedim. Homurdanarak giyinmeye başladı. Ben de aynanın karşısına geçip saçlarımı at kuyruğu yaptım. "Sorumlu olduğumuz büyüklerimiz ve küçüklerimiz var. Bu yüzden bebek gibi mızıldanmayı bırak ve normale dön bakalım koca adam," dedim. Ekin arkasına dönüp bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAĞMUR KOKUSU (Tamamlandı)
Ficción GeneralDram kategorisinde 24. Sırada- 14.05.2018 Kitapları mesken tuttum ben. Kaçtım. Yüreğimdeki ağırlıklardan kaçtım. Sahte gülüşlerden kaçtım. Seviyorum diyen yalancılardan kaçtım. Kitaplara sığındım. Hayal dünyasının temiz yalanlarını gerçek dünyanın p...