Başak'ın sözlerinden sonra hesabı ödeyip apar topar restorandan çıktık. Arabalara dağılıp onların evine doğru giderken Emre'yi bizim arabaya almıştık. Susmuyordu çocuk. Haykırıyordu adeta. Gözlerinden sicim gibi yaşlar süzülüyordu. Kahkahaları arabayı inletiyordu.
"Yeter ama ayıp Emre!" diye söylendi Meyra. Cevap veremedi. Her cevap vermeye yeltendiğinde yeni bir kahkaha tufanı sarıyordu onu.
"Sarka sarka..." Tekrar güldü. "Kadın..." İki büklüm oldu gülmekten. "Laaan!" diyerek anırdı adeta. Ona ters bakışlar atmam işe yaramadı. Hayvan gibi gülüyordu. Kıpkırmızı kesildi gülmekten.
"Allah'ım sana geliyorum!" deyip tekrar güldü Emre. Pusat bana baktı. Ben Pusat'a baktım.
"Sevecek başka adam mı yoktu?" diye sorduk Meyra'ya aynı anda. Emre'nin kahkahaları bıçak gibi kesilip doğruldu.
"Seviyor musun?" diye sordu umutla. Ya, ağabeyine o kadar benzedi ki o anda. Ben de adamı böyle mecnun etmiştim.
"Yoo!" dedi Meyra, yüzünü cama döndü. Çünkü Emre yüzüne baksa anlardı sakladığı aşkı. Benim anladığım gibi. Emre'ye döndüğümde masumlaşmıştı. Göz göze geldik. Ona göz kırptım. Hafifçe tebessüm etti.
"Nasıl sarktı ama ablana," dedim ona. Gülümsedi. Öf be Meyra! Ben seninle bir konuşayım bu akşam. Bu geri zekâlılık bizim aileye mahsus olmalı. Kıymet bilmiyoruz.
Eve vardığımızda ben de Emre'yle birlikte indim. Pusat arkamdan inip bana seslendi.
"Nereye?" diye sordu. Ona bakıp sırıttım, ardından Emre'nin koluna girdim.
"Bunu kaçıramam bence siz de gelin biraz eğlenirsiniz." Dedim. Kapıyı çaldığımızda Begüm annem kapıyı açtı.
"Evladım!" dedi. Hemen sarıldım ona.
"Annem nasılsın?" diye sordum.
"Bana evladım demişti yenge," diyerek sataştı Emre. Geri çektiğimde koluna vurdum. Begüm anne güldü bizim bu halimize.
"Hoş geldin gelin kızım," dediğinde kızarmıştım. "Çok şükür kavuşmuşsunuz?" dediğinde iyice kızardım.
"Sen bir de kızını gör," dediğinde Emre kendimi tutamayıp kıkırdadım.
Begüm teyze, "Geldiler. Ona ne oldu sahiden? Benim kızım susuyor, kıyamet alameti," dediğinde Emre kahkaha attı.
"Gondiklediler gızını gıız!" diyerek içeri geçti Emre. Begüm anne bana irileşmiş gözlerle baktı. Tam patavatsız ya!
"Merhaba efendim," dedi Meyra. Aa, sen arkamdaydın değil mi? Arkama döndüğümde Meyra'yla Pusat duruyordu.
"Sen mi gondikledin kızımı?" diye bağırdı Begüm anne ve Pusat'a vurdu. Ne? Begüm anne Pusat'a vururken Pusat onu omuzlarından tutup geri ittirdi.
"Teyze bir kendine gel. Kızını niye gondikleyeyim?" dedi Pusat hışımla. Begüm anne kaşlarını çattı.
"Kim gondikledi kızımı öyleyse?" diye sordu. Kendimi tutamayıp kahkaha attığımda bana baktılar.
"Gondiklemek ne Allah aşkına ya!" dedim. Önce bana tuhaf bir yaratıkmışım gibi baktılar, ardından beni kapıda yalnız bırakıp hepsi aynı anda içeri geçtiler. Kendileri saçma argo kelimeler kullanırken buna gülmemi anormal bulmuşlardı. Ayakkabılarımı çıkarıp ben de içeri girdim. Salona geçtiğimde Başak şoku atlatmış görünüyordu.
"Kızım!" Erkan babanın sesiyle ona yönelip sıkıca sarıldım. "Ne oldu bu manyağa?" diye sordu. Cevap verecekken nineyi beni süzerken gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAĞMUR KOKUSU (Tamamlandı)
Genel KurguDram kategorisinde 24. Sırada- 14.05.2018 Kitapları mesken tuttum ben. Kaçtım. Yüreğimdeki ağırlıklardan kaçtım. Sahte gülüşlerden kaçtım. Seviyorum diyen yalancılardan kaçtım. Kitaplara sığındım. Hayal dünyasının temiz yalanlarını gerçek dünyanın p...