Bölüm 19
"Şapka düştü kel göründü Ebrar Tubay!" dedim. Hızla yaklaşıp onu boynundan tutarak duvara yapıştırdım. "Ne boklar yediğini bir bir öteceksin!"
Duru yengem çığlık atarken Ebrar çırpınmaya başlamıştı bile. Boğazını daha sıkı sıktım. Yemiyorum numaralarını artık.
"Bir şey yapmıyorum ben!" dedi. Biip! Yanlış cevap! "Manyak mısın? Ağzımdan kaçtı işte!" dedi Ebrar. Yemiyorum canım başka yalan?
"Elif bırak ne yapıyorsun?" dedi Duru yenge. Umursamadım. Gözlerinin içine tüm öfkemle baktım. Timsah gözyaşlarını akıtmaya başlamıştı sahtelik abidesi. Yüzüne tükürmemek için zor tuttum kendimi.
"Siz karışmayın!" diye bağırdım. "Bu onunla benim aramda!" Yüzümü yüzüne yaklaştırdım ve fısıldadım. "Çok yanlış ata oynadın küçük yılan!" Bedenini bana yaklaştırıp tekrar duvara çarptım. "Konuş!" Boğazında elimi gevşettim.
"Herkesin bilmesi gerekiyordu artık. Aileden bir şey saklanmaz. Kocamdan bir şey saklamak hoşuma gitmiyor. Ayrıca başına bir şey gelse kadın başıma ne yapabileceğim ki?" dedi Ebrar. Paçalarından yalan akıyor orospu!
"Dayım bırak öldürecek misin kızı?" Dayıma bakıp delice gülümsedim.
"Hayır, sadece amına koyacağım." Dedim ve Ebrar'ı yere düşürecek şiddette tokat attım. "Herkes her şeyi bilecek öyle mi? Aileden bir şey saklanmaz değil mi? Anlat o zaman!" diye bağırdım. Ebrar yere kapanıp ağlamaya başladı. İyice öfkelendim.
"Konuşsana lan! Söylesene! Çok dürüstsün ya! Yalanını siksinler senin bak öğrendim! Bana neler yaptığını öğrendim. İçindeki katranı gördüm! Melek gibi davranıp nasıl şeytan olduğunu öğrendim! Aile her şeyi bilmeli!" diye bağırdım. Biri koluma dokununca çektim kolumu. "ANLAT!"
"Ben bir şey yapmadım!" dediğinde saçlarına yapışıp yukarı çektin.
"Sen her şeyi yaptın!" dedim. "Senin yüzünden! Her şey senin yüzünden!" dedim. Saçlarını bıraktım. "Nasıl yaptın ya? Nasıl yapabildin? Bu kadar nasıl iğrençleşebildin? Ben sana yüreğimi açmıştım! Ben senin yüreğini sarmıştım. Sen bana bunu nasıl yaparsın? Aklım almıyor!" dedim.
"Teyzem..." Melis teyzem önüme geçmeye çalıştı. İzin vermedim. Yüzümü avuçlamak istedi, geri çekildim. "Ne oldu teyzem? Anlat! Gel konuşalım!" Emekleyerek kaçmaya çalışan Ebrar'ın üstüne ayağımı bastım var gücümle.
"Kaçamazsın!" dedim. "Burada herkes senin iğrençliğini görecek!" dedim. "Bu sefer merhamet yok!" dedim. Arkama döndüğümde Pusat annesinin ve babasının kollarından tutmuştu. Gözlerini kısmış, olanı anlamaya çalışıyordu.
"Neyi anlatacak?" diye sordu Gökmen amca.
"Meyra çantamdaki zarfı getir!" dedim. Ayağımı çekip tiksinerek Ebrar'a baktım. "Kalk ayağı Ebrar!" Kalkmadı. Kolundan tutup zorla kaldırdım. Meyra yanıma gelip zarfı uzattığında zarfın içindekileri suratına fırlattım Ebrar'ın.
"Basıldın Ebrar. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Gerçekler gün yüzüne çıktı! Bu sadece biri." Dedim. Melis teyzem fotoğrafları yerden alıp bakarken sendeledi. "Hepimizin melek bildiği Ebrar, aslında benim her şeyimi Pars'a anlatan kişiymiş." Dedim. Şok olmuş suratlara baktım teker teker. Tekrar Ebrar'a baktığımda sakladıklarının ortaya çıkmış olmasının verdiği şaşkınlığı yaşıyordu.
"Ayrıldığımızda benim hakkımdaki her şeyi Pars'a anlatmış. Ankara'daki yurdu söylemiş, İzmir'deki öğrenci evimi söylemiş, ben yurt dışındayken ona ne anlattıysam Pars'a aktarmış, en son da Ekin'le olan ilişkimi söylemiş. Ekin şimdi hastanede bunun yüzünden yatıyor." Dedim. Ebrar'ın beti benzi attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAĞMUR KOKUSU (Tamamlandı)
General FictionDram kategorisinde 24. Sırada- 14.05.2018 Kitapları mesken tuttum ben. Kaçtım. Yüreğimdeki ağırlıklardan kaçtım. Sahte gülüşlerden kaçtım. Seviyorum diyen yalancılardan kaçtım. Kitaplara sığındım. Hayal dünyasının temiz yalanlarını gerçek dünyanın p...