Bölüm 1.2: Aife

138 19 1
                                    

Aife, Ailis'in söylediklerini duyar duymaz bulunduğu yerden hızla kalktı. Duruma anlam veremeyen çocuklara doğru eğildi ve endişe verici bir gülümseme ile çocuklara baktı.

"Şimdi Ailis ablanın da dediği gibi hana gidiyoruz. Görünen o ki yakınlarda biraz sıkıntı çıkmış." dedi sakin bir ses tonuyla.

Aife endişeli olduğunu anlamasa bile çocuklar onun üstündeki endişeyi anlamıştı. Hiçbir şey demeden başlarıyla onaylayarak hızlı adımlarla hana doğru yürümeye başladılar. Aife ise en arkadan tüm çocukları toparlayıp sırtlarından kibarca ite ite hana doğru ilerledi. Hana girdiklerinde çocuklar korkmuş bir şekilde birbirlerine sokulmuşlardı. Elia çocuk grubunun arkasından çıkıp Aife'nin yanına geldi. Aife bu sefer içten bir gülümseme ile Elia'ya baktı ve başını okşadı.

"Şimdi Ailis gelecek ve bize bir şeyler hazırlayacak. Hiçbir şey yok sen merak etme. İnsanlar abartıyorlar." dedi. Elia ise gülümseyerek "Peki!" dedi ve Aife'nin elinden öpüp arkadaşlarının arasına geri, yüzünde bir gülümseme ile döndü.

  Ailis'in gözleri, kalbinde ve göğsünün etrafında hissettiği dehşet yüzünden olabildiğince açılmıştı ve merdivenlerden destek alarak aşağı inmeye çalışıyordu. Aife, Ailis'e doğru baktı ve kafasını kaşıyarak merdivenlerin başına geldi. Ailis, Aife gelir gelmez ellerini Aife'nin omuzlarına koydu ve  gözlerinin içine baktı. Aife, Ailis'in içindeki dehşetin onun gözlerinden kendi gözlerine doğru aktığını hissetti. İçinde bulundukları durumun ciddiyeti, Ailis'in yüz ifadesinden belliydi.

Aife sordu: "Ne oluyor? Aniden kasabanın diğer tarafından sesler geldi. Sonra.... Sonra sen çıktın ve gelmemizi söyledin."

Ailis sağına ve soluna boş bakışlar attı ve ardından Aife'ye dönerek: "Annemi almam gerekiyor! Annem! Anneciğim!" dedi. Aife, arkadaşının konuşurken dişlerini sıktığını fark edebiliyordu.

"İyi misin? Ailis lütfen kendine gelir misin? Beni korkutmaya başlıyorsun."

"ANNEM!"

"Tamam... Ben hemen gider onu alırım. Sen sakin ol ve çocuklara bak. Onları lütfen böyle korkutma."

Ailis gözlerini sıkıca kapayarak başıyla onayladı. Yutkunduktan sonra yüzüne yalancıktan bir gülümseme koydu ve her zaman yaptığı gibi eteğinin kenarlarından kaldırarak çocukların yanına doğru gitti. Aife ise merdivenlerin sağ tarafında kalan koridordan içeri doğru yürüdü ve hanın arka çıkışından kendini dışarı attı. Karşısına baktığında kalabalığın ara sokaklardan kaçıştığını ve bazılarının evlerine girmeye çalıştığını görebiliyordu. İlk başta hızlı adımlarla ilerledi ve ardından koşarak Ailis'in annesinin bulunduğu evin sokağına doğru gitti; fakat sokağın girişi  bir kervan arabasının yıkılmasıyla kapanmıştı. O da diğer sokağa doğru gitti ve panikle dolup taşmış insan denizinin arasına atladı. İnsanları iterek yara yara hızla ilerledi ve ardından bulduğu ilk aradan sağa dönerek kalabalığın büyük kısmından kurtuldu. Bir kaç ev ilerledikten sonra Ailis'in evine vardı. Kapının önünde durdu ve hızla kapıyı tıklattı. Ardından kafasını yaptığına anlam veremediği için iki yana salladı ve kapıyı açıp içeri girdi. Evlerinin ilk katını hızla dolaştıktan sonra orada olmadığını anladı ve ikinci kata giden merdivenlerden yukarı çıktı. Odaların birinden öksürük sesi duydu ve hemen Ailis'in annesinin yanına gitti. 

Gerçekten mükemmel derecede temizlenmiş ve düzenlenmiş bir odaya girdi. Pencerenin yanında duran yatağa doğru baktı ve kadını gördü. Yaşlı kadının gür beyaz saçları yüzünün bir kısmını kapatmıştı. Üstündeki örtü boynuna kadar çekiliydi. Gözleri yarı açık pencereden dışarı doğru bakıyordu yaşlı kadın. Ağır ağır kafasını çevirip Aife ile göz göze geldi.

KaşifHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin