Phurs*: Seçkin askeri sınıfa verilen ad. Ör: Orta çağ avrupasındaki şövalyeler
Adam sadece içliği ile kalmıştı.
"Şimdi bir yolunu bulup buradan çıkmamız gerekiyor." diye kendi kendine söylendi. Bir sağa bir sola dönüyor, hızlı adımlarla duvardan duvara turluyordu. Başına aldığı darbe ile endişesi birlikte kuvvetli bir baş ağrısı olarak ona geri dönüyordu. Bu durumdan dolayı iyice sinirleri geriliyordu. Jaskal ise hala aynı duruşunu ve konumunu koruyordu ve öylece hareketsiz yatmaktaydı. Eğer en yakın zamanda tedavi edilmezse ölümü kaçınılmazdı.
Ratakna bir ses duyduğunu zannederek aniden durdu. Durmasıyla odayı dolduran ritmik ayak sesleri kesildi ve odaya sessizlik hakim oldu. İçlikleriyle duran adam arkasını dönerek Ratakna'ya baktı ve "Hı?" diye ses çıkardı.
Ratakna'nın duyduğunu zannettiği sesler bu sefer çok gürültülü bir şekilde gelmeye başladı. Dövüş, kargaşa ve metallerin çarpışma sesiydi. Sesler yavaş yavaş yoğunlaşıyor ve bulundukları karakolun etrafındaki hareketlilik artıyordu. Aniden karakolun etrafındaki çanlar hızla çalınmaya başladı. Ratakna "Bu ne?" der gibi içlikleriyle duran adama döndü.
"Saldırı var..." dedi adam yüzündeki aptal bir ifadeyle.
"Nasıl yani? Krallığın ortasında değil miyiz? Krallığın ortasındaki en sağlam karakollardan bir tanesindeyiz ve saldırı mı var?"
"Bil-bilmiyorum..."
Dövüş sesleri arttı fakat bu sefer karakol içerisinde yankılanıyordu. Dövüş sesleri dışında karakolun diğer tarafında atlıların sesleri vardı. Bu sesler en fazla üç beş atlının yapabileceği kadardı fakat kısa bir süre sonra sayılamayacak kadar nal sesi uzaktan artarak geliyordu.
İçlikleriyle duran adam ani bir hareketle kapı koluna asıldı ve kapıyı sertçe çekerek açtı. Ardından Ratakna onu yakalamadan kendini tüm gücüyle dışarı attı.
"Yardım edin!" diye avazı çıktığı kadar bağırdı.
Ratakna adamın hızına yetişemedi ve kapının açılmasıyla birlikte üstüne düşen ışık gözlerini kamaştırdı. Doğru düzgün koridoru görmeye başladığı an adamın korkuyla sol tarafa doğru baktığını gördü. Adam iki elini gözlerinin hizasına doğru kaldırıp yüzünü buruşturarak karşısına baktı ve ardından Ratakna'nın göremediği bir yerden, duvarın arkasından, bir kılıç hızla adamın boynuna girdi.
Kılıcın saplandığı yerden çıkmasıyla musluktan su akar gibi akan kan, adamın içliğini kırmızıya boyadı ve adam yere yığıldı. Bir süre boyunca kendi kanında boğulurken rahatsız edici sesler çıkarttı. Ratakna an ve an adamın boğuluşunu izledi. Ardından kılıcın sahibi bir kaç adım ileri atıp odanın içine doğru baktı. Ratakna'nın karşısına zırhının göğüs kısmını Vaeshia simgesi taşıyan kırmızı renkli bir kumaş kaplı, parlak zırhlı bir phurs* çıktı.
Ratakna onunla olabilecek herhangi bir dövüşü kazanamayacağını anlar anlamaz doğrudan elindeki kılıcı yere bırakıp ve hafifçe eğilerek phursa doğru baktı. Phurs odayı inceledi ve yerdeki öldürülmüş askerlere baktı. Gözlerini tekrar miğferinin ardından Ratakna'ya dikti. Ratakna hafifçe öksürerek boğazını temizledi ve
"Ben ve kocam bu askerler tarafından alıkonulduk. Bizi öldüreceklerini anlayınca küçük bir kargaşa oldu ve böyle bitti." dedi fal taşı gibi açılmış gözleriyle.
Phurs, Ratakna'nın dediklerine inanmamıştı ve onun söylediklerini şüpheli bulduğu için kılıcın ucunu ona doğrulttu.
"Beni aptal yerine koymakla iyi cesaretin varmış." dedi miğferinin ardındaki boğuk sesiyle phurs.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaşif
FantasiAcımasız feodal lortların inşa ettiği dünya da bazı hikayeler insanlığa umut olmuştur ama hepsi sanıldığı kadar gerçek değildir. Bu dünya da kaşifler umut olacak hikayeler peşinde koşarlar ve insanlara bu hikayeleri nesilden nesle anlatırlar. Aife...