Jennie kahvesinden bir yumdum daha alırken içinde kaybolduğu bol ceketine daha çok sokuldu. Kalabalık ortamlardan hoşlanmadığı için okul da olmayı da sevmiyordu ama sevdiği tek bir şey vardı. Kantin'nin en köşesinde oturup edebiyat öğretmeni'ni izlemeyi seviyordu. Bunun yanlış olduğunu da biliyordu ama tuhaf bir şekilde dikkatini Bay Min çektiğinden beri her yanlış ona doğru gibi geliyordu. Kantinin diğer köşesinde oturan öğretmen kafasını okuduğu kitaptan kaldırdı ve gözlerini öğrencilerin arasında gezdirirken kısa süreliğine tanımadığı ama yüzünü sıkça gördüğü bir öğrencide takılı kaldı.Jennie göz göze geldiği öğretmeninden hızlıca gözlerini çekip istemsizce dişlerini alt dudağına geçirdi. Kalbi teklemeye başlarken ne yap!cağını bilemez bir halde olmuştu. Kahvesinden yine bir yudum aldı, Yoongi uzunca kıza baktı ve kitabına geri döndü. Jennie derin bir nefes aldı burdan çıkmak şu en iyi seçimdi. Kahvesini eline aldı ve oturduğu yerden kalkıp kantinin çıkışına doğru ilerledi. Kahvesinden son yudumunu alırken yanından geçtiği çöp kutusuna kağıt bardağı attı. Çıkmadan önce son kez edebiyat öğretmenine bakıp çıktı.
.
Jennie her zaman karanlıktan nefret etmiştir ama şu an nefret etmeme sebebi edebiyat öğretmenini takip etmesiydi. Fazla kalabalık olmayan sokaktan öğretmeni Yoongi'den biraz uzakta yürüyordu. Kırk yıl düşünse böyle bir delilik yapıcağı aklına gelmezdi, o bu tür işlerle uğraşan bir kız değildi ama edebiyat öğretmenine gizli takıntılığı ona bunu yaptırmıştı.
Öğretmeni durduğunda o da durup yanında olan arabanın arkasına saklandı. Başını hafif dışarı çıkarıp ona doğru baktı. Yoongi kapı bekçisiyle her zaman ki küçük sohbetini edip sitesinin içine girerken Jennie yutkundu. Kapıda ki bekçiyi nasıl atlatacaktı? Biraz olduğu yerde bekledi. Yalan söylemekte kötüydü ama onun için sınırlarını zorlamalıydı. Kendini düzelttikten sonra korkak adımlarla bekçinin yanına doğru ilerledi.
"Merhaba"
Bekçi kafasını izlediği televizyondan çekip karşısında ki genç kıza baktı.
"Size nasıl yardımcı olabilirim genç bayan?"
Jennie yutkundu. Yanakları yalan söyleyeceği için kızarırken kalbi hızlanmaya başlamıştı. Umduğu tek şey bunu batırmamasıydı.
"Şey, b-benim edebiyat öğretmenim olan B-Bay Min burda oturuyor, ona soru sorucaktım da, y-yani bana özel ders vericekti de onun için geldim"
Bekçi kaşlarını çattığında Jennie'nin içinde ki korku ve kalp atış hızı arttı. Yanlış bir şey mi söylemiş miydi? Yalanını mı belli etmişti?
"Az önce Bay Min içeri girdi, onunla neden gelmediniz? Sonuçta karanlık çöktüğünde sizin gibi genç bir bayanın bu saatte ortalıkta gezinmesi biraz sorun olur"
Bekçi bu sözlerinin ardından gülümserken Jennie tedirgince güldü.
"Ben onu evinde sanmıştım, ve de evet haklısınız bu saatte dışarda olmamalıydım..."
Jennie rüzgardan yüzüne gelen saçlarını düzeltirken cümlesinin devamını getirdi.
"Bana Bay Min'nin nerde oturduğunu söylermisiniz?"
"C blok girişte ki 103 numaralı oda"
Jennie onu başıyla onaylarken hızlıca adamın dediği yere doğru ilerlerdi.
Kısa süre içinde öğretmenin kapısının önüne gelmişti. Elleri titrerken derin bir nefes aldı, şimdi ne yapacaktı? Tamam artık evini öğrenmişti şimdi gitmesi gerekmiyor muydu? Omuzlarını silkti geri dönüceği sırada içeriden gelen bağırışma sesi ile olduğu yerde durdu. Kaşlarını çatarak kapıya doğru yaklaştı, içeride neler oluyordu?
Konuşmaları duymak için kapıya kulağını dayadı. Bağırışmaları sadece duyuyordu ama ne olduklarını anlayamıyordu. Kendini tamamen kapıya yaslarken sesler ona daha çok yaklaştı ve ufak bir çığlık duyması ile korkusu daha fazla büyüdü. İçerideki kadın arkasındaki hayatına son vermeye çalışan adamdan kurtulmak için kapıya çarpmasıyla, kapının diğer tarafındaki Jennie korkarak gerilerken duvar da asılı olan saksıyı devirdi. İçerdeki ses kesilirken Jennie arkasına bile bakmadan içindeki korkuyla kaçtı. Hayatında hiç hissetmediği korkuyu iliklerinde hissederken hayatında hiç koşmadığı kadar hızlı koşuyordu. Jennie o zaman ordan kaçmıştı, keşke içerdeki kadınında onun kadar şansı olsaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyond The Truth
Fanfiction○ Jennie çığlık atmak istiyordu ama bunu yapamadı, onu itmek yeniden saldırmak istiyordu ama geçirdiği şok buna engel oluyordu. Yoongi onun dudaklarına küçük bir öpücük kondurduktan sonra kulağına doğru eğildi âdeta ölümü fısıldayarak konuştu. ...