Daha önce hayatınızda bilememeniz gereken sırrı biliyormuşsunuz gibi hissettiniz mi? Jennie'nin kitap okurken ki ruh halim tam olarak buydu. Düşünceleri yüzünden okuduğu cümleyi yeniden okuyordu. Dün olan o olaydan sonra eve nasıl gittiğini hatırlamıyordu. Ama tek hatırladığı şey o çığlığın edebiyat öğretmeni Bay Min'nin evinden geldiğiydi. Peki içerde ne olmuştu?Jennie kitabı masanın üstüne bıraktı ve gözlerini kütüphanede ki öğrencilerde gezdirdi. Hepsi ders çalışıyorlardı ve ya sevgililer masa altından işlerini götürüyorlardı. Jennie göz devirmeden edemedi, kütüphane de oynaşmak özellikle de okulun kütüphanesin de oynaşmak en büyük aptallıktı. Onlar her ne kadar iğrensede şu onlar gibi olmak isterdi, dün oraya gitmemiş ve o çığlığı duymamak isterdi. Belki başka bir daireden gelseydi bu kadar takmazdı ama o kahrolası çığlık Bay Min'nin dairesinden gelmişti.
Jennie'nin bilinmezlik yüzünden zihinde farklı farklı hikayeler oluşturuyordu. Bu kurguları aklından kazımak fazlasıyla zor olduğu gibi hayalgücü sınırlarını zorluyarak gözünün önüne farklı sahneler getiriyordu. Jennie kafasını iki yana salladı ve saçlarını geriye doğru attı. Bu konu hakkında düşünmeyip kendini kitaba adaması gerekiyordu.
Aradan geçen uzun zaman sonra Jennie dediği gibi yapmıştı. Sadece kitaba odaklanmıştı, kitabı okurken rahatsız sandalyede şekilden şekile girdiği için sırtı da ağrımıştı. Jennie kitabı masaya bıraktı ve kollarını yukarı kaldırarak gelirdi. Bu sırada gözlerini kütüphanede gezdirdiğinde fazla kişinin kalmadığını gördü. Oynaşan çiftlerin gitmesi onu rahatlatmıştı çünkü onlar ciddi anlamda sinirlerini bozuyorlardı. Jennie masanın üstünde olan çantasından telefonunu aldı. Saatin 17:38 olduğunu görünce gözleri büyüdü. Aradan bu kadar zaman geçtiğini fark etmemişti. Telefonunu bıraktı ve son bir kez daha kitabını eline aldı. Ve ensesinde bir nefes hissetti, Jennie arkasına dönücekken arkasında ki kişi konuştu.
"Sana bir spoiler vereyim, kız sonunda ölüyor"
Jennie'nin içinde duygu karmaşası yaşarken ne yapıcağını bilemez bir haldeydi. Edebiyat öğretmeni hala onu korkutuyordu. Jennie arkasını döndüğünde Bay Min'nin ona gülümseyerek baktığını gördü. Neden bu gülümseme onu daha çok ürkütmüştü?
"Bay Min?"
Yoongi cümlenin devamını beklercesine Jennie'ye baktı. Jennie ise yutkunmakla yetindi, boğazı kurumuštu ve korkusu yüzünden beyni işlevlerini yerine getiremiyordu. Edebiyat öğretmenine bir şey söylemesi gerekiyordu, ne diyebilirdi ki? "Bay Min dün dairenizden gelen çığlık neyin nesiydi?" mi dicekti? Onda bunu söylicek cesaret yoktu ki.
"Sizin bu saate okulda olmamanız gerekiyor"
"Seninde bu saatte okulda olmaman gerekiyor"
Jennie gelen hazır cevap karşısında susmayı seçti çünkü diyebileceği hiç bir şey yoktu. Bu Yoongi ile olan ilk konuşmalarıydı ve diyebilecek bir šey de bulamıyordu zaten. Jennie ayağa kalktı ve kitabını çantasına koyup telefonunu eline aldı, edebiyat öğretmenine başıyla selamlayıp gidecekken Yoongi'nin sözü onu olduğu yere çiviledi.
"Senin davetsiz misafirim olucağını tahmin etmemiştim küçük hanım"
Jennie'nin duyduğu cümle beyninde sürekli yankılanırken koşarak kütüphaneyi terk etti. Duyguları iyice karman çorman olan kızın gidişini Yoongi gülümseyerek izledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyond The Truth
Fanfiction○ Jennie çığlık atmak istiyordu ama bunu yapamadı, onu itmek yeniden saldırmak istiyordu ama geçirdiği şok buna engel oluyordu. Yoongi onun dudaklarına küçük bir öpücük kondurduktan sonra kulağına doğru eğildi âdeta ölümü fısıldayarak konuştu. ...