.8.

7.5K 531 335
                                    


Haftasonunu normalde her öğrenci severdi ama bu Jennie için aynı değil di. Hafta sonu demek Jennie'nin  evinde ki büyük kavga demekti, çünkü annesi ve babası evde oluyorlardı. Jennie yatağından kalktı ve üstüne her an evden kaçmasına tedbiren güzel bir şeyler giydi. Odasından çıkıp salona ilerlerken kapısı açıklan yatak odasında yatakta yatan annesini görünce rahatladı.
Sonunda babasıyla rahat rahat kahvaltı edebilirdi. Mutfağa gülümseyerek gittiğinde babasını şarkı mırıldanarak yemek hazırladığını gördü, ona arkadan sarılırken babası güldü.

"Çok mutlu görünüyorsun"

Jennie babasının arkasından çıkıp işaret parmağını dudaklarına götürdü.

"Ssh baba o uyanmadan kahvaltımızı yapalım"

"O zaman şu hazırladıklarımı masaya koy birde dolabtan portakal suyunu al"

Jennie babasının dediklerini yaparken oldukça mutluydu. O babasıyla olmayı seviyordu çünkü onunla her şeyi paylaşıyordu. Ama annesini tamamen farklıydı, o Jennie'nin hiç bir yere gitmesine izin vermeyen bir kadındı. Annesi kızının sürekli öğretmeninin evine gittiğini öğrense ne yapardı hiç bilinmez. Jennie annesinin dominantlığından nefret ederdi çünkü annesi kendisini 'fahişe' gibi hissettiriyordu. Bayan Kim sürekli kızına şu cümleleri söylerdi.

'Senin yanında erkek sinek bile görmek istemiyorum'

'Erkeklerle takılıp başımıza orospu'mu olucan'

'O ne öyle her hata sonu o parka gidiyorsun görüştüğüz kişiylemi oynaşıyorsun'

Jennie başını iki yana salladı. O öyle biri değildi, elbette biriyle çıkıcaktı ama onu bedeni için istiyen biriyle değil sadece onun kalbini isteyen biriyle çıkmak istiyordu. Masaya her şeyi yerleştirdikten sonra baba ve kızı masaya mutlu bir şekilde oturdular. Sabah olan mutlulukları ayda bir olabiliyordu, Bayan Kim ne uyuya kalırsa o zaman mutlu bir kahvaltı geçiriyorlardı.

"Bugün bir yere mi gidiyorsun kızım"

"Hayır baba ne olur ne olmaz diye giyindim"

Babası anlayışla başını sallarken iç geçirdi. Kızının daha iyi bir şekilde büyümesini isterdi ama elinden başka bir şey gelmiyordu.

"Bu aralar hiç işini soramadım baba, nasıl gidiyor?"

"Her zaman ki gibi gidiyor asıl senin okul nasıl gidiyor"

Jennie omuzlarını silkti.

"Derslere falan giriyorum Chanyeol ve Sooyoung ile takılıyorum öyle geçiyor"

Babası onu onaylayan bir mırıltı çıkartırken daha sonra gülerek kızına döndü.

"Chanyeol ile nasıl gidiyor?"

"Baba onunla çıkmıcam"

Babası ayağa kalkıp yumruğunu kızının omzuna vurdu.

"Bulmuş güzelim çocuğu sadece arkadaşız diyor"

Babası homurdanarak yerine oturdu. Jennie güldü, babası Chanyeol ile tanıştığından beri sürekli Jennie'ye bu tür şeyler söylüyordu ama o sürekli gülüp geçiyordu. Chanyeol onun en yakın arkadaşıydı ona o gözle bakamazdı. Zaten Chanyeol'un sevdiği biri vardı yani Jennie öyle zannediyordu. Takıldıkları üçlü arkadaş gurubunda ki bir kişide Sooyoung'tu. Chanyeol ve Sooyoung bir ara çıkar gibi olmuşlardı hatta çıkmışlardı ama daha sonra ayrılıp arkadaş olarak devam etmişlerdi. Jennie her zaman Sooyoung ve Chanyeol'u yakıştırmıştı ama Chanyeol'un açısından bakarsan o daha çok Jennie'nin birbirlerini yakıştırmasını isterdi. Ama Jennie bu düşünceyi anlamıyacak kadar kördü.

"O benim en yakın arkadaşım baba"

Baba kız mutlu kahvaltılarına devam ederken arkalarından gelen ses ile donup kaldılar.

"Kimmiş senin en yakın arkadaşın?"

Jennie annesinin sesi ile ayağa kalktı. Annesi sinirli bakışlarını onun üstünde gezdirirken konuştu.

"Bu kıyafetlemi birileri ile sürtüneceksin Jennie!"

Jennie'nin gözleri dolarken geriledi annesi ise ona daha çok yaklaşıp kolunu kavradı.

"Ben seni milletle sürtü-"

"Anne yeter"

Jennie'nin cılız çıkan sesine karşı annesi tek kaşını kaldırdı.

"Sen ne dedin küçük fahişe"

Bayan Kim, Jennie'yi tezgaha sertçe iterken ellerini kızın boğazına yerleştirdi. Bay Kim ayağa kalkıp onları ayırmaya çalışsada Bayan Kim tarafından yere düşrürüldü. Jennie nefes alamamanın etkisiyle ellerini boğazına götürürken annesi bağırarak konuştu.

"SEN NE ZAMAN BANA KARŞİ GELMEYE BAŞLADIN!"

Bayan Kim kızını yere atarken Jennie kendisine gelmesini beklemeyip kapıya doğru koştu. Arkasından annesinin geldiğini duyduğunda ayakkabılarını eline alıp hızlıca evden uzaklaşmaya başlarken göz yaşları akıyordu.

Jennie nereye gideceğini bilemediği için kendini edebiyat öğretmenin kapısında bulmuştu. Tek yapabileceği şey buydu, şu anlık edebiyat öğtmeninden başka kimsesi yoktu. Nasıl gözüktüğünü önemsedi ve zile bastı. Jennie içerdeki ayak sesleri duyunca dolu gözlerle kapıya doğru baktı.

"Jennie? Sen iyimisin?"

Jennie kendini tutanayıp kollarını öğretmenine sardığında Yoongi şaşkınlığını gizleyemedi.

"Ne oldu Jennie?"

Jennie başını öğretmeninin göğsüne sürterken konuştu.

"Hani bana benim kollarım arasında ağlayabilirisin demiştiniz ya...şu an onu yapabilirmiyim?"

Beyond The TruthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin