"Biri sana şaka yapmış bu kadar"Jennie sinirle Sehun'un elindeki telefonu aldı. Sehun'un körlüğü onun sinirlerini bozmuştu, ona tüm olayı anlatamıcağından üstün körü bir şeyler söylemişti. Sehun'da onu geçiştirmeye çalışmıştı.
"Bu şaka olamaz Sehun, tam onun hakkında olan bur şeye bakarken bu mesaj geldi...bu...bu tesadüf olamaz"
Sehun elini saçlarının arasından geçirdi. Jennie'nin ona tam hiksyeyi anlatmasını istiyordu, gerçeğe göre bir yorum katabilirdi, üstün körü bir hikayeye değil.
"O dediğin kişi kim?"
Jennie dudaklarını yaladı ve bakışlarını yere indirdi. Sehun'a neler döndüğünü anlatamazdı, bunun için sadece 2 nedeni vardı. 1. Sehun dediklerine inanmazdı 2. Daha hiç bir şey den emin olmadan öğretmenini suçlayamazdı.
"Bunu sana anlatamam Sehun, sadece dediklerimi düşün ve bana yorum yap"
Sehun iç geçirerek onun anlattığı durumu yeniden aklından geçirdi. Tesadüf kelimesi ile adlandırılması zordu ama başka bir düşünceyi de beyni almıyordu. Jennie tam o gizemli kişinin dosyasına bakıcağı sırada bir an da o mesajın gelmesi Sehun'un aklına tek bir şey getiriyordu.
"Bilgisayarında kamera var değil mi Jennie?"
Jennie onu başıyla onaylarken, Sehun'un söylediği cümleyi anlamaya çalıştı. Anlattığı durumla ne ilgisi vardı ki?
"Bilgisayarda uzman olan insanlar başka insanların bilgisayarlarına girip onları gözetliyebiliyorlar Jennie"
Jennie yutkundu, edebiyat öğretmeni onu gözeyliyor olabilirmiydi? Bay Min bu kadar takık bir insanmıydı? Belki de gerçekten katil olduğu için bu tür önlemler alıyordu? Jennie başını iki yana salladı, katil diye nitelendirdiği kişiyle nerdeyse sevişmişti onda ki cesaret takdir-i şaya. Jennie bu durumu biraz düşündü, eğer öğretmeni böyle bir şey yapıyorsa bu durum öğretmeninin onu her yerde bulması ile uyuşuyordu.
Geçen hafta ona Chanyeol ile buluşucağına dair yalan söylemişti ve parka gitmişti daha sonra bum öğretmeni bir anda yanında belirmişti ve de tam da onun hakkında ki bir şeyi okurken. Bu normal değil di, öğretmeni ile olan hiç bir şey normal değil. Yakınlaşmaları, konuşmaları ve bir sürü şey. Jennie bu anormalliği çözmek için uğraşįyordu ama her seferinde öğretmeninin dalgasına kapılıp sürüklenip gidiyordu.
"Yani gözetleniyor olabilirmiyim?"
Sehun ayağa kalkarken konuştu.
"Büyük ihtimal"
Jennie gözlerini devirdi, Sehun'un hiç bir şeyi umursamayışı onun sinirlerini bozuyordu. Jennie'de ayağa kalktı ve Sehun'un karşısına geçti.
"Ne kadar rahatsın ya?! Birileri beni kendi bilgisayarımdan gözetliyor ve senin söyleşin sinirlerimi bozuyor"
Sehun elini onun elinin üstüne koydu ve destek verircesine sıktı.
"Tamam merak etme bu sorunu çözmeye çalışacağım"
Jennie mutlulukla gülümserken Sehun biraz utanmıştı. İlk defa okuldan biri ona bu kadar samimi davranıyordu. Sehun okulda sevilmezdi, herkesin korktuğu kişi oydu. O ise bu duruma hiç anlam veremezdi çünkü hiç korkutucu biri değildi. İnsanlar onu dıştan olan soğuk görüntüsünü yargılıyorlardı, bu neden Sehun'u yerle bir ediyordu. Zaten ailesinden uzak burda olmak onun için ayrı bir zorluktu, bir de kendine göre bir arkadaş bulamamak zoru daha da zorlaştırıyordu. Jennie elini onun elinden çekti ve onun büyük omzuna koydu.
"Aslında hiç korkutucu biri değilsin Sehun, insanlar seni tanımıyor"
Sehun gülerken ilerde olan Yoongi ise ikisini gözetliyordu. Jennie'nin etrafında ki erkek sayısı çoğalıyordu ve onun sinirleri git gide yükseliyordu. Jennie'yi başka erkeklerle gülüşürken görmekten nefret ediyordu. Öğrencisinin gülüşünü sadece kendisine göstermesini istiyordu. Yoongi fazla kıskanç bir adam dı, Jennie'nin de cezaları birikiyordu. Her bir erkekle yaklaşımıyla Yoongi'nin aklından ona sahip olduğunda bunların acısını çıkartıcağı geçiyordu. Ve bu acılar onu fazlasıyla yaralıcaktı. Jennie'nin bunun farkına varması için ise daha zaman vardı. Ama geçen her bir dakika daha sonra yediğe cezalar ile geçmeyen dakikalara dönüşücekti.
Kendine hakim olamadı ve adımlarını onlara doğru yöneltti. Birazdan o mutlu görüntülerin bozucağı için yüzünde bir sırıtma oluştu.Öğretmeni'nin geldiğini fark eden Jennie elini Sehun'un omzundan çekti. Sehun ne olduğunu anlamaya çalışırken edebiyat öğretmeninin sesiyle irkildi.
"Zil çaldı çocuklar"
Jennie, Sehun'a küçük bir gülümse gönderdikten sonra öğretmenine kısa bir bakış attı ve ordan hızlıca ayrıldı. Sehun'da onun arkasından gideceği zaman Yoongi onu durdurdu.
"Sehun sen şu bilgisayar konularında iyidin değil mi?"
"Evet Bay Min, neden sordunuz?"
Yoongi elini ensesine götürdü ve gülümseyerek konuştu.
"Ben o konulardan anlamıyordum, bilgisayarıma da bir şey oldu bugün okul çıkışında evime gelebilirmisin?"
Sehun yüzünde ki küçük gülümseme ile biraz eğildi ve gitmeden önce hayatının son zamanların da yüzünü görüceği adama yaptığı yanlış seçimin cevabını verdi.
"Tabii Bay Min"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyond The Truth
Fanfiction○ Jennie çığlık atmak istiyordu ama bunu yapamadı, onu itmek yeniden saldırmak istiyordu ama geçirdiği şok buna engel oluyordu. Yoongi onun dudaklarına küçük bir öpücük kondurduktan sonra kulağına doğru eğildi âdeta ölümü fısıldayarak konuştu. ...