- Bölüm 3 -

11.1K 653 139
                                    

(Mira)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Mira)

Kendimi o kadar halsiz ve yorgun hissediyordum ki attığım her adımda terleyip, yere yığılmamak için zor duruyordum. Bora okula 2 ders geç geleceği için tek gitme zorundaydım ve bir yere düşüp bayılmamak için kendimle direniyordum.

Keşke Bora yanımda olsaydı o zaman yanımda güç alabilecek biri olabilirdi, şimdi ise tek başıma kimseden güç almadan ilerlemeye çalışmazdım. Kendime iyi bakmayıp, böyle devam edersem tabii ki de hasta olurdum. Kendime kıza kıza yola devam ettim.

Okula girdiğimde kimse yoktu, herkes dersteydi ve bende derse geç kalmıştım anlaşılan, keşke bugün gelmeyip biraz evde dinlenebilseydim diye düşünürken, bunun için geç kaldığımın farkındaydım. Aptal kafam!

Zor adımlar ile merdivenleri çıktım. Sınıfa doğru yaklaştığımda kapının açıldığını gördüm bulanık bir şekilde, ne oluyordu bilmiyorum ama etraf git gide kararıyordu. Kapıdan çıkan kişinin bana doğru koşan ayak sesleri duydum. Gerisi ise benim için zifiri bir karanlıktan ibaretti.

Gözlerimi açtığımda bana yabancı gelmeyen revire göz gezdirdim. İçeride, İnci hemşire vardı ve oturmuş kitabını okuyordu. Kaç saattir bu halde yatıyordum?

"İnci hemşire. Ben iyiyim. Artık kalkabilir miyim?" 

İnci bana doğru yaklaşıp ateş ölçeri koltuğumun altına koydu daha sonra ise ateş ölçere beyin röntgeni okuyormuş gibi dikkatlice baktı. 

"Ateşin hala aynı Mira. Biraz daha bekle zaten sen yatalı 10 dakika falan oldu."

Yanımda duran komidini işaret etti, "Şimdi şu ilacı iç ve biraz daha bekle. Bir kaç saat sonra sınıfa çıkarsın. Hem derste ne yapacaksın, yat işte"

İnci'nin dediğini yapıp ilacı içtim ve geri uzandım. Sürekli kendimi yaraladığım için tanışıklığımız vardı, zaten buradan o kadar sıkılıyordu ki okulda ki bir çok insanla üşenmeden arkadaşlık bağı kurmuştu bile. 

Zil çaldığında İnci hemşire dışarıya çıktı ama ondan önce dudak parlatıcısını güzelce sürmeyi ihmal etmedi. Teneffüslerde öğretmenler odasına gider ve okulun en yakışıklı hocası olan Harun hoca'ya kendini beğendirmeye çalışırdı. İşte onun eğlencelerinden birisi de bu.

İnci gittikten iki dakika sonra onun yerine Bora ve Asel içeriye girdi. İkisi de korkuyla bana bakıp yanımda durdular. Sanırım Asel, Bora'ya haber verdiği için erken gelmişti. Yoksa asla uykusunu bölüp gelemezdi.

"Ah Mira niye kendine dikkat etmiyorsun?" Dedi Bora sitemli sesiyle.

Asel ise alt dudağını emip bir şey demeye çalışıyordu ama nasıl diyeceğini bilmiyor gibiydi. Diyeceği şey bana 'neden kendine iyi bakmadın' gibi bir laf değildi daha başka bir şeydi sanki.

"Ne diyeceksin Asel söyle artık." Dedim ağzındaki baklasını çıkartması için.

Asel yutkundu, "Tuhaf bir şey var." diye mırıldandı ve etrafına birisi bizi dinliyor mu diye kolaçan etti. Oysa bizden başkası yoktu ve yüzden onun bu paranoyak halline şaşkınca bakakaldım.

Tek NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin