- Bölüm 10 -

8.3K 549 159
                                    

Geciken bölüm için kusura bakmayın, hasta oldum bu yüzden bölüm gecikti düzenlemeyi yapamadım. Salgın var herhalde kendinize şimdiden iyi bakın.

Satır arası yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum ♥.

Satır arası yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum ♥

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Mira)

"Okulun yurdu yok. Bizim eski evde de pislik babam yaşamıyor artık, ne bok yiyor bilmiyorum. Ve zaten başkası kiralamış bile. Gece kondu gibi bir ev kiralayabiliriz."

Benim önerim ile birlikte Bora kan çanağına dönmüş gözlerini devirdi, "Bize ev verirler mi sanıyorsun? Yaşımız bile tutmuyor."

Negatif enerjisi ile beni etkilemesine izin vermemeliydim. Birimizin soğukkanlı olup bir çözüm bulması lazımdı. Yaşaya bilmek için en azından!

"O zaman yalvaracağız. Bora, başka yolu yok anladın mı?"

Bora her lafımda oturduğu yere daha fazla büzüldü sanki gözden kaybolmak ister gibi kendisini koltuk ile birlikte bir bütün yapmaya çalışıyordu. Üzgün gözlerimi kapattım, zihnim bulanıklaşmaya başlamıştı bile. İnsanların omuzlarıma yüklediği güçlü kalma zorunluluğu beni gittikçe aşağıya çekiyordu tüm gücümü bedenimden emip beni yavaşça öldürüyordu.

Hayat her zaman inişli ve çıkışlıydı ve ben her zaman inişi yaşamıştım, sanki sonu gelmeyen bir karanlığın ortasında kalmıştım. Gözlerimi araladığımda daha demin pozitif olmaya çalışan halimden eser kalmamıştı.

Gözlerim Bora'ya kaydı. Koltukta uzanmış yatıyordu. Benden bile dirençsiz bir vücuda sahip olduğu için bu kış günü sokaklarda ne yapacağımızı hiç düşünemiyordum. Bu gece son huzurlu uykun Mira diye geçirdim içimden ve esneyerek ayağa kalkıp Bora'nın üzerini örttüm. Bir örtüde kendime alıp diğer koltuğa uzandım ve uyumak için can atan gözlerimi kapattım.

Sabaha doğru ev sahibinin evi kıracak güçte çaldığı kapıyla uyandık. Bora bu sese normalde sinir olması gerekirken güldü, "Bırak çalsın. Kahvaltımı yapıp valizimi hazırlamadan bu adama kapı açmam."

Başımı sallayıp onu onayladım, "Al benden de o kadar."

İlerleyen saatlerde hazırlandık, valizime ne olur olmaz diye evde olan kısıtlı sayıda ki yiyeceklerde koydum. Yanımıza ise her ihtimale karşı bıçakta aldım. Sokakta kalabilirdik bu yüzden yemekten daha çok lazım olacağı kesindi.

Ben çayımın son yudumunu içip ayağa kalkıp içeriye Bora'nın yanına gittim, televizyonun üstüne spreyle küfür yazıyordu. Gülerek spreyi ondan aldım ve duvara 'Ölen insanlığınızın bir gün dirilmesi dileğiyle...' notunu yazdım. Bora koltukları kesmiş onları kullanılmayacak hale sokmuştu, bir tek koltuklar değil tabii ki de buradan gidecek her eşyayı burnundan getirmişti.

Tek NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin