-Bölüm 32 -

4.8K 355 117
                                    

Oy ve yorumlar ne kadar çok olursa bölüm atma sürem de o kadar hızlı olacak :)

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum, her yorum benim için kıymetlidir.  !

Keyifli okumalar. ♥

(Mira)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Mira)

Önemli olan düşünmek değildi, insanın olayların etkisinde kalıp, yaşayamadığı günlerin acısıyla; o paslı çivi misali beynine yerleşmiş düşüncelerden kurtulmaması idi. Tıpkı benim gibi.

Bugün dikişlerim çıkıyordu, bu özgürlüğe bir adım demekti. Uraz'ın yanında çalışacak ve hayallerime doğru yavaşça ilerleyecektim.

Geçen geceki akşam yemeğinin üzerinden tam bir hafta geçmiş olmasına rağmen etkisi hala herkesin üzerindeydi. Raşel ve Teoman'ın eski sevgili olması sonucunda Asel baya bir sinir krizi geçirmiş ve tüm yemek boyunca Teoman'ı perişan ettirmeyi başarmıştı. Benim için eğlenceli olsa da Asel için hiç öyle değildi.

En önemlisi ise Teoman'ı bu derece Asel'e bağlı görmek içimi rahatlatmıştı. Teoman'ın, Asel'den hoşlandığını bu soruyu ona ilk sorduğum gün anlamıştım, ama aşık olduğunu bu derece yakından görmek ayrı bir sevinç vermişti. Artık aklımda Teoman gerçekten aşık mı? sorusu tamamen silindi.

Gecenin sonu tatsız bitmesinde ki sebep ise, hepimizin başının Çetin denen adam yüzünden dertte olmasından dolayıydı. Bir insan ne için kötü olabilirdi? Nasıl olurdu da bir bebeğin ölümünü zevk ile izleyebilirdi? Düşündükçe ruhum daralıyor oturduğum bu oda üstüme üstüme geliyordu. Buradan kurtulmak istercesine ayaklandım ve odadan çıktım. Merdivenleri yavaşça inerek mutfağa doğru yürüdüm ve meyve tabağı hazırlamak ile meşgul olan Kılıç'ı gördüm.

"Ne yapıyorsun?" diye sorduğumda Kılıç hızla bana doğru döndü ve hazırladığı tabağı saklamak için arkasına almaya çalışırken tabak kayıp yere düştü. Meyveler gibi cam kırıkları da etrafa yayıldığında alt dudağımı ısırıp hayal kırıklığı yaşayan Kılıç'a sevimli bir şekilde baktım.

"Bunu nasıl yapıyorsun?" diye sordu Kılıç bana doğru yürürken.

"Neyi?"

"Her gün yeniden kendine aşık etmeyi, kalbimi bu denli hızlı çarpıtmayı." deyip belime kavradı ve kendisine çekti, "Her gün o güzel yüzünü daha fazla görebilmek için nasıl derin uykumdan aniden kalkmamı sağlıyorsun?"

Gülümsediğim de Kılıç, "Şu gülümsemen, nasıl yaptırmasın ki..." deyip beni öpmek için ilerlediğinde mutfağa gelen Raşel ile ondan geri çekildim ve utançtan kızaran yanaklarım ile yerde ki meyve ve cam parçalarını toplamaya başladım.

Raşel boğazını temizleyip, "Ay ben yanlış bir anda mı geldim?" diye sordu.

Kılıç bana yaklaşıp elimde ki cam kırıklarını aldı, "Tamam ben hallederim, senin için hazırlamıştım zaten..." deyip sırıttı, "Ama beni öyle heycanlandırdın ki bunu da elime yüzüme bulaştırdım."

Tek NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin