- Bölüm 11 -

8.6K 574 159
                                    


.

(Mira)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Mira)

Beynim bir anda sinyale geçmiş gibi gözlerimi açmaya çalışırken başaramadım. Alamadığım nefesle yatakta cebelleşiyordum. Kabus ve gerçekliğin arasında gidip gelirken boğazımda büyük bir acıyla inledim. Boğazıma ki eller sanki benim ölmemi istercesine sıkılıyordu. Yatağın içinde hareket ettirmeye çalışıyordum ellerimi ama şuan inlemekten fazla hiçbir şey yapamıyordum.

Neredesin Kılıç?

Bir anda boğazımda ki eller çekilmişti ve kısa süre içinde odanın kapısıyla birlikte ışıkta açılmıştı. Karanlıktan sonra gözlerimin içini yakan ışıkla bir süre gözlerimi açmadan ihtiyaç duyduğum oksijeni içime çektim.

"Mira."

Kılıç'ın endişeyle bana yaklaşıp baktı. Öksürmeye başladığımda Kılıç gizleyemediği korku dolu gözleri ile boğazıma baktı. Turuncu gözleri o kadar hızlı bir şekilde siyaha karıştı ki yattığım yerden doğrulup derin nefes alıp vermeye başladım.

Kılıç masada ki suyu ağzıma götürdü ve içmeme yardım etti.

Yaklaşık 10 dakika sonra anca kendime geldiğimde Kılıç'ın gözleri hala boğazımdaydı.

Elimi boğazıma götürüp sıvazladım, "Kabus gördüm sanırım. Ama gerçek gibiydi, boğulduğumu hissediyordum." o anı yeniden hatırladığımda tüm vücudum yeniden korku ile titredi.

Kılıç alt dudağını ısırdı, anlatmak istediği bir şeyleri dile nasıl getireceğini bilemiyor gibiydi. Araladığı ağzını kapatıp konuşmak için yeniden atağa geçecekken durdu ve daha demin yarısına kadar içtiğim suyu alıp başına dikti ve bir yudumda suyu içti.

En sonunda kendinden emin sesiyle,"Mira." dedi ve tiz sesiyle devam etti, "Yaşadığın şey gerçek. Lanet olsun ki birisi sana zarar verdi."

Kısık gözlerim irileşti ve yattığım yerden kalkıp boy aynasından buna inanamayarak boynuma baktım. Kızarıklıklar vardı ve yavaşça morarmaya başlıyordu. Açık tenli olduğum içinde fazla belli oluyordu.

Anlamsız bulduğum bu şey ile Kılıç'a baktım,"Ama kim, neden bunu yapsın? Hem sen odaya girdin. Kimse yoktu, gerçekten."

Kılıç yanımda durup belirginleşen çenesiyle iç çekti, fazla sinirliydi ama bunu bana belli etmemek için çabalıyordu. Sanırım henüz onun gerçek sinirli halini görüp korkmamı istemiyor olmalıydı.

Düşünceli bir şekilde odanın içinde dolanırken camdan dışarıya baktım. Hava aydınlanmaya yavaş yavaş başlarken kaşlarım aniden çatıldı. Aklıma bugün gördüğüm Baybars geldiğinde boğazımda biriken tükürük ile yutkundum. "Bugün onu gördüm."

Kılıç ayaklanıp,"Kimi?" diye sordu burnundan solarken.

"Bay... Baybars. "

Kılıç öfkeyle, "Bunu bana şimdi mi söylüyorsun?" diye kükrediğinde bir adım gerileyip ondan uzaklaştım. Boyun damarları belirginleşmiş, gözlerinde ki karalık artmıştı.

Tek NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin