Merhaba sevgili okurlarım. Kitaptaki okunma sayısı ve oylardaki artış beni çok mutlu etti. Hepinize teşekkür ederim. İyi okumalar.
Yatağıma uzanmış bir şekilde bu gün olanları düşünüyordum. Can ne demek istemişti bana? ''Güzellikle olmuyorsa zorla olacak!'' ne demek oluyor? Hayır o hadsiz neye güvenerek böyle konuştu anlamıyorum. Neden Arda' ya o kadar vurmuştu ki? Seda ne yapıyor? Halen benimle konuşmuyor mu? Bunu öğrenmenin bir yolu var. O da odasına gidip sormak. Yataktan doğrulup kapıya ilerledim. Kapıyı açınca yüzüme vuran soğuk hava odamın olması gerekenden sıcak olduğunu gösterir. Neden bu kadar sıcak ki odam? Saçmaladığımı düşünerek Seda'nın odasına ilerledim. Kapıya gelince içeriden sesler geldiğini fark ettim. Telefonla konuşuyor olması ihtimalini göz önünde bulundurarak kapıyı çaldım. İçeriden ses gelmedi. Tekrar kapıyı çaldım fakat yine bir değişiklik olmadı ve konuşmaya devam etti. Ben de kapıyı açmak için bir hamle yaptım fakat kapının kilitli olması bana engel oldu. İçeride bir hareketlilik oldu. Bir şeyleri hızla yerlerine koyduğundan ses çıkarıyorlardı. Bir şeyi devirmiş olmalı ki kırılma sesi geldi. Az sonra Seda kapıyı açtı. ''İçeride ne yapıyordun?'' diye sorunca sinirlendiğini belli eden bir ifadeyle çıkıştı:
- Ne yapmamı bekliyorsun?
- Ses geliyordu ama cevap vermedin? Ayrıca ne kırıldı içeride?
- Hiçbir şey. Neden sordun?
- Hiç öyle ses gelince...
- E ?.. Ne için gelmiştin buraya?
- Ah evet ben geldim çünkü benimle halen konuşmuyorsun. O nedenle özür dilemeye gelmiştim.
- O konu. Bak seni affederim ama Can'dan özür dilemelisin.
- Efendim? Anlamadım, şaka mı yapıyorsun?
-Hayır ben ciddiyim.
-Pekala neden bu kadar ısrar ettiğini söyleme zamanın geldi bence.
''Sana anlatmamda bir sakınca göremiyorum. Hadi gel.'' diyerek beni salondaki tekli koltuğa oturttu ve kendisi de karşıma oturup konuşmaya başladı:
-Ben Can'ı seviyorum.
O an bir içim acıdı. Sebebini bilmiyorum. Tek bildiğim Seda'nın bu sözlerinin üstüne içimde bir sızı oluştu. Uzun süre cevap vermeyince Seda bozuldu ve ''Neden susuyorsun?'' diye sordu. ''Ne biliyim, böyle bir anda söyleyince bir tuhaf oldum.'' dedim. Gülümsedi ve başını yana eğip konuştu:
- Evet daha geçen gün sana ''senden hoşlanıyor bence'' dediğim çocuk için bu gün onu sevdiğimi söylemem çok tuhaf. Ama seninle konuşmadığım süre içerisinde vaktimi onunla geçirdim.
-Bu onu sevdiğini söylemen için yeterli bir sebep değil.
-Ona olan sevgimden şüphe ettiğini söylemeyeceksin değil mi?
-Burada oturup senin sevginin boyutunu dinlemek istemiyorum.
-Haklısın. Ben de gelmiş dünyanın somurtma birincisi olan kızına sevgimi anlatıyorum. Ama bilmek isteyeceğini düşündüğüm bir konu var Dicle.
-Neymiş bakalım o konu?
-Can'ın adı Bizim bildiğimiz gibi düz şekilde yazılmıyormuş.
-Nasıl yazılıyormuş Seda?
Bir kalem kağıt alıp geldi ve kağıda ''Cânn'' yazdı. Bu isim gerçekten tuhaftı ama beni ilgilendirmiyordu. Bu nedenle odama çıkıp yatağa uzandım. Fakat içimdeki ses beynimi kemiriyordu. Cânn ne demek? Anlamı ne yani? Merakıma yenik düşerek telefonu elime aldım ve arama motoruna '' Cânn ne demek?'' yazdım. Karşıma çıkan yazıyla ağzım açık kaldı. ''Cânn cinlerin atasıdır.'' yazıyordu. ''Cin nedir? Cin musallatı nedir? Cin musallatı belirtileri nelerdir?'' gibi araştırmalar yaptım. Fakat sonuçlar aşırı saçmaydı. Kim çocuğuna bu ismi koyardı ki? Telefonu kapatıp uyumaya çalıştım. Fakat başarılı olamıyordum. Okuduklarımdan sonra korkuyordum. Kalkıp Seda'ya baktım. O da uyumuyordu. Kapısı kapalıydı ama içeriden gelen konuşma sesleri uyumadığını gösterirdi. Kapıyı açmayı düşündüm fakat neden ayakta olduğumu sorarsa korktuğumu söyleyemezdim. Bu nedenle odama gidip yatağıma girdim. Ve uyumaya çalıştım. Bu sefer başarılı olmuştum.
***
Saat 02.08. Uyanığım ve günlüğümü yazıyorum. Her gece bu saatlerde uyanmaya alıştım. Artık bu saatte günlük tutmaya karar verdim. Odam yine sıcak. Ve bu sıcak korkmamı sağlıyor. Okuduklarım aklıma geldikçe korkum artıyor. Kim çocuğuna cinlerin atasının ismini verirdi ki? Neden verirdi ya da? Amacı neydi? Acaba Can cin olabilir miydi? Ona halen Can diyorum. İsminin gerçekten Cânn olduğunu öğrenene dek Can demeye devam edeceğim. Peki adının ne olduğunu nasıl öğreneceğim? Daha bana ne söylemek istediğini bile bilmezken adını nasıl öğreneceğim? Neden geldi ki bizim okula? Gelmeseydi keşke. O zaman bunları düşünmek zorunda kalmazdım. Ama benim için gelmiş olamaz mı? Veya başka bir şey için. Cin olması neden bu kadar aklıma takıldı? Daha ortada hiç bir şey yok iken neden bu kadar aklıma takıldı? Bütün bu sorulara bir cevap bulmalıyım. Rüyalarıma da bir çözüm bulabilirim belki. Rüyamda yine çok tuhaf şeyler gördüm.
Odamdayım ve uyuyorum.Her şey aynı. Hissediyorum. Yatağımın başında üç tane varlık var. İnsan olmadıkları açık. İki tanesi çarşaflı. Diğerinin ne giydiğini hatırlamıyorum. Yatağımın başında durmuş bana bakıyorlar.
Sonra uyandım. Şimdi yine uyumaya gidiyorum.
#BÖLÜM SONU#
Merhaba sevgili okurlarım. Biliyorum kısa bir bölüm oldu ama güzel bir bölüm olduğunu düşünüyorum. Bazı şeylere açıklık geliyor. Veya daha çok karışıyor da diyebiliriz.
Yorumları ve oyları unutmayın lütfen. Yorumlarınız benim için çok değerli.
Sizce Can ( Cânn) cin mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİNE AŞIK
ParanormalAilesini kaybettikten sonra tek hayali avukat olmak olan Dicle'nin hayatında normal olmayan bazı şeyler var. Kabuslar,gölgeler, fısıltılar... Aylar sonra görünen bir umut ışığı ve ardından zifiri karanlık... Fırtına öncesi yaşanan sessizlikte...