Hastaneye nasıl ya da ne ara geldiğimi hatırlamıyorum. Tek hatırladığım saatlerdir burada beklediğim. Arda masumdu ve hiçbir suçu yoktu. Ama o cin bunu umursamadı bile. O ne yapmıştı ki bu şekilde cezalandırılıyor?
Ameliyathanenin kapısı açıldı ve bir hemşire çıktı. Arda'nın annesi olduğunu öğrendiğim teyze, babası ve diğer akrabaları hemşirenin etrafında toplandı. Hemşire üç beş kişilik bu grubu atlatmaya çalışıyordu.
-Teyze bırakın geçsin kadın. Ameliyat için çıkmış olmalı. Bir şey mi gerekiyor ameliyatta?
Laflarımın üstüne yol verdiler. Hemşire :
- Sıfır pozitif kan gerekiyor acilen.
- Sıfır pozitif zor bulunan değildi öyle değil mi?
-Evet sizde gönüllü olan var mı?
-0 pozitif acil kan gerekiyor.
-Biz de sıfır pozitif kan olan yok mu?
-Ben varım.
Bu ses bir kadına aitti. Arda'nın annesi onu görünce yüzünü buruşturdu. Hemşire kadını aldı ve gitti. Az sonra o da geldi ve hemşire içeri girdi. Ortamdan bunaldığım için bahçeye çıkmaya karar verdim ve çıktım. Bir banka oturdum ve düşünmeye başladım. Neden hiç bir suçu olmayan biri zarar görür ki? O yalnızca benim arkadaşımdı. Peki ben neden bu durumdayım? Ben ne yaptım? Neden bir türlü kurtulamıyorum? Hocaya da gittim. Ta nereye bir de.
- Nedir bu kadar düşündüğün? Arkadaşın mı, kendin mi?
-Ben yaparsam bırakırsın beni?
- Güzel soru. Ama buna cevap vermek benim görevim değil. Şimdi iznine gitmeliyim.
Yanımdan kalkıp hastaneye girdi. O gidince sıcaklık düştü ve pis koku yok oldu. Buna sevinmiştim. Bu durumdayken bu gayet normal sanırım. O neden hastaneye girdi peki? Ne yapmak istiyor? Neden girdi içeri? Hızla kalkıp hastaneye girdim ve asansöre bindim. Koca hastanenin asansöründe tek olmak biraz zor sanırım. 3. kata kadar her katta durduk ve bu beni uyuz ediyordu. Sanki her şey herkes çok yavaş hareket ediyor da ben normal hareket eden tek kişi imişim gibi bir his vardı içimde. Sonunda ameliyathanenin önüne gelip yalnız Arda'nın ailesini görünce rahatladım.
-Ameliyat nasıl gidiyor? Bir gelişme oldu mu?
-Hayır hala aynı şekilde devam ediyor.
Bunu söyleyen kanını veren kadındı. Olumlu şekilde başımı salladım.
***
Yaklaşık iki saat geçti geçmedi... Doktor çıktı ve durdu. Herkes etrafında toplandı. Söylemek istediğini anlamıştım zaten. Söylemesine gerek kalmadı. Koşarak çıktım oradan. Nasıl durabilirdim? Benim yüzümden ölmüştü Arda. Taksi çağırdım ve eve gittim. Eve gelince Seda' nın sorularına cevap vermek zorunda kaldım.
-Neredeydin sen?
- Hastanede.
-Ne? Ne hastanesi? Bir şey mi oldu sana? İyi misin sen?
-Arda öldü.
-Ne?
-Cânn yüzünden. O öldürdü onu.
- Nasıl, şaka mı yapıyorsun?
Ağlamaya başladım. Daha fazla dayanamadım ve ağlıyorum. Seda beni uyutmak isterken kendisi uyudu ve şu an benim yatağımda uyuyor. Oturduğum masamdan kalktım ve lavaboya gittim. Aynanın karşısında durup nasıl göründüğüme baktım. Gözlerimin altında halkalar vardı. Saçlarım tokadan kurtulmak için savaş vermiş gibiydi. Tokamı çıkarıp odamdan tarağımı aldım ve saçlarımı tarayıp bağladım. Elimi yüzümü yıkadım ve mutfağa inip bir şeyler yedim. Arda'nın cenaze töreninin ne zaman yapılacağını öğrenmeliydim fakat ailesinden kimsenin telefonu yoktu bende. Ama Arda'nın telefonu açıksa -ki açıktır- onu arayabilirim. Telefonum salonda kalmış olmalı. Odanın kapısını açtım ve salona indim. Salon evin diğer bölümlerine göre daha sıcaktı. Ortadaki sehpadan telefonumu aldım. Ve odama çıkmak için yürümeye başladım. Bir kaç adımdan sonra iç güdüsel olarak koşmaya başladım. Merdivenlere ulaşmadan bir şey tarafından tutuldugumu hissettim. Ve bağırmaya başladım. Fakat sanki başka bir dünyada gibiydim. Seda sesimi duymuyordu ya da gelemiyordu. Seda'ya bir şey olması korkusuyla ağlamaya başladım. O zaman dayanamazdım çünkü.
- Durmayıp ağlamaya devam mı edeceksin?
-Bırak beni Seda'ya bakmalıyım.
-Korkma Seda yaşıyor.
Ve güldü. Vicdan insanlara özgü bir şey mi? Cinlerde, belki hayvanlarda yok mu? Beni saran kollar gevşedi ve koşarak odaya çıktım. Seda'nın yanına çöküp nabzını yokladım. Nefes alıp almadığına baktım. Yaşıyordu. Başımı yatağa gömüp ağlamaya devam ettim.
- Sizin vicdanınız yok mu ? Cinlerin yani. Yoksa bu sana mı özgü?
-Bana özgü. Ona döndüm. Döndüğüm gibi gözlerimi kapattım. Yavaşça açtım gözlerimi ve ona baktım. Ateşten adam gibi bir şey bekliyordum ben. Ama ateş falan değildi.
-Sen ateş değilsin.
-Sen toprak mısın?
Mantıklı konuşmuştu. Ben de topraktan yaratıldım ama toprak değilim.
-Evimden git!
-Şimdilik!
Gitti... Gitmesiyle düşen oda ısısı ferahlamama için yardım etti. Derin bir nefes aldım ve cama baktım. Yarın o camı çamaşır suyu ile sileceğim. Yerden kalktım ve banyoya girip hafif bir duş aldım. Pijamalarımı giyip Seda'nın yanına uzandım.
#BÖLÜM SONU#
Merhaba kitabımın konu olarak gelişmiş bir kitap olması sizin sayenizde. Bunun için öncelikle teşekkür ediyorum. Ve lütfen oy ve yorumları unutmayın. Ayrıca iyi Ramazanlar😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİNE AŞIK
ParanormalAilesini kaybettikten sonra tek hayali avukat olmak olan Dicle'nin hayatında normal olmayan bazı şeyler var. Kabuslar,gölgeler, fısıltılar... Aylar sonra görünen bir umut ışığı ve ardından zifiri karanlık... Fırtına öncesi yaşanan sessizlikte...