Sabah alarmın çalmasıyla uyandım. Gece uykusuzluktan bayılacak gibi olduğum için uyudum fakat tekrar uyandığımda kendime lanet ettim. Uyanmadan önce gördüğüm rüyanın devamı gibi bir rüya gördüm.
Yatağımda uyuyorum. Her şey aynı, yerli yerinde duruyor. Yatağımın başında durup bana bakan üç varlıktan biri hariç diğerleri gitmiş. O halen bana bakıyor. Filmlerde aşağıdan başlayarak yukarı doğru kişileri süzme olayı gerçekleşiyor. Yatağımın başında durmuş beni izleyen varlığı gözlerim kapalı, uyuduğum halde aşağıdan yukarı doğru süzüyorum. Fakat boğazına gelince duruyorum. Daha fazla yukarı çıkamıyorum. Fakat omuzlarından sarkan kirli saçları ve koyu renk, neredeyse kemikleri görülecek derece ince ve adem elması olmayan boğazı ondan korkmam için yeterli oluyor.
Sonra uyandım tekrar. Alarmın çalmasına bir saat daha vardı. Bu nedenle tekrar uyudum. Bu kez rüya görmedim. Daha sonra alarmın sesiyle uyandım. Kaktım ve banyoya girdim ve elimi yüzümü yıkadım. Aynada yüzüme bakınca korkmuş olduğum çok net bir şekilde belli oluyordu. ellerimi saçlarıma daldırıp ''saçmalama! İnsanlar yüzüne bakıp 'bu korkmuş' diyemez'' diye düşündüm. Fakat aşağı inip Seda' yı uyandırınca haksız olduğumu anladım. Endişeli gözlerle yüzümü elleriyle kavrayıp '' iyi misin hayatım? '' diye sorunca olumlu anlamda başımı sallamakla yetindim. Fakat o bana ''pek iyi görünmüyorsun. Mutlu ol, çünkü kardeşin bu gün sevdiği çocuğa açılacak.'' dedi.
-Efendim?
-Çok şaşırdın demi? Ben de öyle. Kendimden beklemezdim doğrusu bu kadar cesur davranabileceğimi.Fakat onun varlığı bile bana cesaret veriyor.
Bu sözüne gözlerimi devirdim. Onun varlığı bir insana ancak korku ve endişe verebilir. ''Tamam hadi kalk. Yoksa senin de dediğin gibi geç kalacağız.'' diyerek pot kırmış oldum. Seda kaşlarını çattı ve konuşmaya başladı:
- Ben mi demişim?
- Evet. Demedin mi?
-Bizim bir hoca işi vardı daha fazla geciktirmeyelim.
- Ne alaka şimdi?
- Kızım sen iyi misin ben ne zaman ''geç kalacağız'' dedim? Ya beni dinlemiyorsun ya da sana bir şeyler fısıldıyorlar.
- Tamam iyi saçmaladın. Hadi kalk yoksa gerçekten geç kalacağız. Sonra nasıl açılacaksın (!)
- Espri mi yaptın şimdi?
-Hayır alay ettim. Kalk ve hazırlan.
Az sonra kahvaltı için aşağıda buluştuk. Kahvaltımızı yapıp masayı topladık ve dişlerimizi fırçalayıp evden çıktık. Okula varınca Seda '' Ben gelirim sen git sınıfa'' diyerek uzaklaştı. Gittiği yöne bakınca Can'ı gördüm. Ben de o tarafa doğru ilerleyip Seda'nın yanında durdum. Seda oldukça şaşkın bir şekilde bana bakarken Can gayet rahat bir şekilde sırıtıyordu. '' Biraz konuşabilir miyiz?'' dedim.
-Tabi konu nedir?
- Özel.
Seda bu sözüme hemen araya girdi ve '' Siz özel olan ne konuşabilirsiniz?'' dedi. Haklıydı konu özel değildi. Yalnızca aklımdaki soruları gidermek için bazı sorular soracaktım fakat ''deli'' muamelesi görmek istemiyordum. '' Özel dedim işte Seda.'' diyerek çıkıştım. Seda bozulduğunu belirtircesine konuştu:
- Orasını anladım zaten. Özel olan ne konuşacaksınız?
- Sana göre ne Seda? Seni ilgilendiriyor mu? '' Yeter Seda bakalım ne konuşacakmış.'' diyerek Seda' yı gönderdi.
- Ne oldu? Ne söylemek istiyorsun?
Böyle bir anda çıkışınca konuşamadım ama sonra kendimi toparladım ve kaşlarımı çatıp konuşmaya başladım:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİNE AŞIK
ParanormalAilesini kaybettikten sonra tek hayali avukat olmak olan Dicle'nin hayatında normal olmayan bazı şeyler var. Kabuslar,gölgeler, fısıltılar... Aylar sonra görünen bir umut ışığı ve ardından zifiri karanlık... Fırtına öncesi yaşanan sessizlikte...