Yatağımda düşünüyordum okuduklarımı. Ne yapacaktım, ne yapmam gerekiyordu? Bu konularda hiç bir fikre sahip değildim ama endişeliydim. Çok endişeliydim. Yatağımda bir sağa bir sola dönüyordum.
*** Saatler öncesi***
Yatağımdan Emine yengenin bağırışlarıyla kalktım. Anlaşılan herkes aynı nedenden ötürü ayaktaydı. Emine yenge yere çöktü ve ağlamaya başladı. Hikmet dayı hemen kardeşinin yanına gitti ve ona ne olduğunu sordu. Emine yenge yerdeki günlüğü göstermekle yetindi. Hikmet dayı hemen günlüğü aldı ve son sayfasından okumaya başladı. Bade'nin Bûrkan ile gittiğini o zaman öğrendik. Öğrendik ve şoka uğradık ama en kötüsünü Emine yenge yaşamıştı. Daha fazla dayanamayarak bayıldı ve Hikmet dayıyla birlikte onu hastaneye götürdüler. Ve hala dönmediler. Evde yalnızca kızlar vardı ve çok endişeliydik. Selin bize yatmamızı söyleyince yataklarımıza geldik. Bade'nin ablası ağlayarak uyumuştu ama diğerleri o kadar etkilenmişe benzemiyordu.
***Şimdiki zaman***
Gördüğüm rüyanın etkisiyle yatağımdan kalktım. Boğulduğumu hissediyordum ve bu nedenle kalkıp su içtim. Olanların şokunu hala üstümden atamamıştım ve oldukça endişeliydim. Bu nedenle yatağımda dönüp duruyordum. Daha fazla yatakta duramadım ve kalkıp içimdekileri yazıya dökmeye karar verdim.
Bir insan ve cin birbirini sevebilir miydi? Nasıl olur bu anlamıyorum. Ya sevdiniz evlendiniz diyelim, sizin çocuklarınız nasıl bir şey olacak? Ben bu yaşananlardan sonra imkansıza inanamam. Merakıma yenik düştüm ve telefonumu elime alıp bu konuda bir araştırma yapmaya karar verdim. Arama motoruna ''İnsan ve cinin çocuklarına ne denir?'' yazdım. Karşıma bu konuda bir sürü yazı, resim vb. şeyler geldi. Gördüğüm resimlerden tırsarak telefonu kapattım. Yatağıma geçip gözlerimi sımsıkı kapattım ve kendimi uykuya teslim ettim.
Odamdayım ve yatağımda yatıyorum. Sonra odaya Cânn giriyor. Üzerime gelip yanıma yatıyor...
***
Gördüğüm rüyadan sonra ağlamaya başladım ve koşarak banyoya gittim. Kendimi bir cinle ne halde görmüştüm. Kendimden utandım bir anlık. Banyodan çıkınca saate baktığımda 10.38 olduğunu görüp rahatladım. Sonunda sabah edebilmiştim. Bu gün evime gitmeyi düşünüyorum, artık kimseye rahatsızlık vermek istemiyorum. Bavulumu güzelce topladım. Saçımı başımı toplayıp kendimi insan şekline soktum. Elime bir kağıt alıp yazmaya başladım.
***
Hepinize teşekkür ederim. Hepiniz çok iyi insanlarsınız. Bana bu vakte kadar evinizi açtınız, hocalara götürüp yardım ettiniz. Sizler gönlü çok büyük, çok temiz kalpli insanlarsınız. Daha önce sizin gibi çıkar beklemeden yardım eden insanlar görmedim ben. Sayenizde gülmeyi hatırladım, gülmenin nasıl bir şey olduğunu hatırladım. Samimiyetiniz ve iyilikleriniz için size ne verebilirim bilmiyorum ama çok teşekkür ederim. Bu arada Hikmet dayı beni hocaya kendi arabanla getirdin onu parasını bırakayım bari. Ve haber vermeden gittiğim için özür dilerim. Ama eğer ihtiyacınız olursa diye size Bade ile ilgili bildiğim her şeyi anlatacağım. Bade ile Selin sayesinde tanıştık ve o gerçekten çok iyi bir insandı. Defalarca bana yardımda bulundu. Ve bildiğiniz üzre Baran ve Bade çok iyi anlaştıklarından üçümüz birlikteydik genelde. Bade aklına koyduğu şeyi yapıp Müslüman bir cin çağırmak için uygun ortamı hazırladı ve cini çağırdı. Biz cini bir insan gibi görürken Bade olduğu haliyle onu görüyordu. Cin gittikten sonra Bade bayıldı biz de onu hastaneye götürdük. Sonra ben bilmeden Bade ve Baran bir konu üzerinde tartıştılar. Yemekten sonra Bade balkona çıktığında yanına gitmiştim biraz konuşmuştuk.Sonra Baran gelip Bade'ye çok sert bir tokat attı. Bade kızmadı ama. Sonra Baran onu beklediğini söyleyip odaya gitti. Bade de gidince tartıştılar sanırım. İsterse Baran söyler size. Sonra Bade gitti zaten. Bunlar önemli kısımlardı Hikmet dayı. Yardımı olursa bunların olur. Eğer Çanakkale'ye düşerse yolunuz buyurun bana gelin. Hikmet dayı da numaram var.
Notu bırakıp çıktım ve sessizce kapıyı kapattım. Arabamı Hikmet dayının köyünden Baran'dan getirmesini istemiştim. Getirmişti de. İçimden ona teşekkür ederek arabama yöneldim. Bavulu bagaja yükleyip yolu tuttum.
***
Bu kez daha kısa sürmüştü yolculuğum. Yarım saat kadar erken gelmiştim ve hasretle evimin kapısına yönelip kapıyı çaldım. Seda kapıyı açtı ve beni görünce kucağıma atladı. Onu tutamadığım için de yere yapıştı.
- Şizofren, insan bir tutma zahmetine girer en azından.
-Hiç uğraşamam canım. Neyse ne haber senden, nasıldı bensizlik.
-Sen gülüyorsun Dicle. Sensizlik ölüm gibiydi ayrıca.
-Evet gülmeyi hatırladım. Ama çok tuhaf şeyler yaşadım geç içeri hepsini anlatayım sana.
Birlikte salona geçtik. İçki şişelerini görünce sinirle Seda'ya döndüm.
- Evi ne götürüyor derler bilir misin Seda?
-Evet biliyorum canım. Sen ağzını bozma. İster misin sen de.
-Evet ne zamandır içmedim. Getirsene.
-Şaka mı yapıyorsun? Sen ne zaman içtin ki?
-Evet şaka yapıyorum. Hadi geç anlatacaklarım var.
Her şeyi baştan sona kadar Seda'ya anlattım. O da saçma sapan hareketleri ve sürekli araya girmesiyle sonunda sözümü bitirmeme izin vermişti.
-Sen neler yaşamışsın kızım. Kızdan iz yok yani öyle mi?
-Evet ne yazık ki? Onu çok özleyeceğim.
-Neyse canım. Seni biriyle tanıştırmak istiyorum yarın.
-Tamam.
-Bu arada geliyorsun değil mi?
-Evet yeterince aksattığımı düşünüyorum.
-Anlaştık o zaman.
-Bu arada kiminle tanışıyorum?
-Eniştenle tanışacaksın bebeğim.
-Vay kim bu bakalım?
- Araf canım.
-Efendim? Araf derken? Hani şu etrafından kız eksik olmayan çocuk, öyle mi?
-Evet ne varmış bunda?
-Yani evet güzel kızsın. Güldük ve odalarımıza çıktık.
Odama girdim. Orada bekliyordu.
-Geleceğini biliyordum ama çok beklettin.
-Özür dilerim.
Ona sarıldım...
Yine iğrenç bir rüya görmüştüm. Bu rüyaların sebebini bilmiyordum ama korkuma engel olmayı başaramıyordum. Saate baktığımda daha çok erken olduğunu gördüm. Yataktan kalkıp Seda'nın yanına gittim.
-Seda!
-Hı?
-Yanına gelebilir miyim?
-Hı hı.
Seda kayınca yanına geçtim ve kendimi uyumaya bıraktım.
Evet uzun süre bölüm atma, attığında 800 kelimelik olsun. Ama bence güzel bir bölüm oldu. Ayrıca oy ve yorumları unutmayın. Ayrıca da teşekkür ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİNE AŞIK
ParanormalAilesini kaybettikten sonra tek hayali avukat olmak olan Dicle'nin hayatında normal olmayan bazı şeyler var. Kabuslar,gölgeler, fısıltılar... Aylar sonra görünen bir umut ışığı ve ardından zifiri karanlık... Fırtına öncesi yaşanan sessizlikte...