10.BÖLÜM

8.8K 441 162
                                    

      Binanın bodrum katına doğru yola çıkan üçlüden içi huzursuz olmayan tek kişi Bade idi. En önde Bade ,ardında Dicle ve onun ardında da Baran dar koridorlarda ilerliyorlardı. Açıklık bir alana gelince durdular. Baran merakla sordu:

-Kızım senin sorunun ne? Müslüman cini bodruma mı çağıracaksın?

-Daha iyi bir fikrin varsa söyle onu yapalım Baran.

-Temiz ve karanlık... Bizim evin dışında... Bade, komşumuzun evi komşu köyde olduğundan boş. 

-Anahtar nerede?

-Anahtar komşumuzda. Yani oğlunda. Çalışıyor, güvenlik olarak gece vardiyasında. 

-Saat kaç gibi evden çıkıyor Baran?

-23.30 gibi. Gece yarısından sonra devralıyor.

-O halde şu an koşmamız en makbule geçen. Koş Baran!

       Koşmaya başlayan ikilinin ardından onlara uyar bir şekilde Dicle'de koşuyordu. Bade az sonra yavaşladı fakat ikilinin umurunda olmadı. İkili iyice uzaklaşınca Bade durdu ve telefonun aydınlattığı ortamı, telefonunun ışığını kapatarak zifiri karanlığa boğdu. 

BADE'NİN NOTLARINDAN

     İkisinin koşmasını sağladıktan sonra, futbolla uğraşan Baran'ın her şekil o adamı yakalayacağını biliyordum. Baran yakalayamasa bile ben yakalardım. Yani sevdiğim. İnsanlara göre bana cinler musallat olmuştu. Fakat ben bir cini tüm çirkinliğine rağmen seviyordum.  O Müslüman bir cindi ama.Sebebini bilmiyordum fakat bu böyleydi. Kendimi boğmuş bulunduğum zifiri karanlıkta varlığını hissetmek istiyordum. Bu kendimce cinlerin varlığını kontrol etme yöntemimdi. Yukarı çıktığımda Baran anahtarı almıştı. Birlikte eve doğru yürürken yakınmakla meşguldü. Bense onu dinlemek yerine Müslüman bir cin geldiğini anlamak için ne yapmam gerektiğini düşünüyordum. Eve gelince Baran kapıyı açtı. Ayakkabılarımızı çıkarıp eve girdik. Salona girince evin gayet temiz olduğunu görünce sevindik. İkisine dikkatimi bozmamalarını, Baran'ın korkacaksa dışarı çıkmasını söyledim. Fakat burada kalacağını, dışarıda daha huzursuz olacağını söyleyip kaldı. Hepimiz abdestli idik. Bu nedenle adamın yalnızca salonunu kullanacaktık. Baran'a koltuğa oturmasını söyledim. Dicle 'ye başına örtü verip güzelce örttüm. Sonra onu yanıma alıp yapmam gerekenleri yaptım. -bu kısımda denememeniz için nasıl olduğunu anlatmıyorum.-  Gelenin, Müslüman bir cin olduğunu anlamak için ona şehadet getirttim. Sonrasında ben de Ayet-el Kürsî okuyarak emin oldum. Biraz uzun bir işlem oldu fakat cinlere güven olmazdı. Ondan Allah rızası için bir şey istemek karşılığında çağırdığımızdan vermememiz gereken bir karşılık yoktu. İlk olarak arkadaşlarıma baktım. İkisi de dua okuyordu. Bense gelen cine sordum:

- Bize bu kıza hangi kabilenin musallat olduğunu söyler misin?

- ... kabilesi. Bu nedenle kurtulması zor olacak. Allah izin verirse kurtuluşa erersiniz.

-Erersiniz derken neyi kastettin?

- Bir tek ona değil, kabile size de musallat olmuşlar. Baran, senin bu kıza yardımı bırakırsan kurtulabileceğini söylüyorlar. Ama sen kurtulamazsın, bünyen cinler için müsait.

''Çok korktum'' diye geveledim kendime. Sonra ona dönüp:

-Baran bu işte yok. Ona zarar gelmesin. Bana zaten bir şey yapamazlar.

-Şu an teklifini kabul ediyorlar. Baran buradan gitmeni söylüyorlar.

-Şu an gidemez.

-Neden? ''Siz cin değil misiniz? Anlamıyor musunuz?'' diyerek araya girdi Dicle. Cin Dicle'ye kulluk dersi verecek bir cevap verdi:

CİNE AŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin