''Kendi evimdeyim işte. Odamda oturuyorum. Ayağa kalktım ve pencereme yöneldim. Penceremin önünde duran simsiyah olan bu köpek beni ürkütmüştü.Fakat ona gitmek istiyordum. Hemen odamdan çıktım ve dış kapıya yöneldim. Kapıyı açmaya çalışıyordum fakat olmuyordu. Açamıyordum. Kapı öyle sert kapanmış ki kolum ağrıyordu fakat kapı açılmıyordu. Artık kolumun ağrısından inlemeye başlamıştım fakat kapı yine de açılmıyordu. Sonunda pas ederek odama döndüm. Siyah köpek halen oradaydı fakat gözleri kıpkırmızı olan bu yaratık ondan daha çok ürpermeme hatta korkmama neden olmuştu. Az sonra köpek pencereme doğru koşmaya başladı. Koşuyordu fakat tam pencerenin önüne gelince durdu. Yere çömeldi ve yavru bir köpek gibi inlemeye, masum bakışlar atmaya başlamıştı. Ona kıyamıyordum. Fakat artık bir güç tarafından engelleniyor idim. Köpek tekrar ayaklandı ve sinirli ,nefret dolu bakışlar atmaya başladı. Havlıyordu. Ağzından akan salyalarla son derece korkunçtu.''
Bade başımda oturuyordu. Korkarak hızla doğruldum. Bana sevgi dolu bakışlar attı ve konuşmaya başladı:
-Ayet-el Kürsî biliyor musun?
-Evet , neden?
-Güzel, rüyanda da okuyabilirsin o zaman.
-Anlamadım, nasıl?
-Değişik hareketler yapıp, hızla nefes almandan cinin seni rüyanda rahat bırakmadığı belli oluyor. Ama eğer rüyanda dua okumayı başaramazsan Allah korusun belki de ölürsün.
-Nasıl yani? Gördüğüm köpek bir cin miydi?
Bade gülmeye başladı. Ona ne olduğunu sorunca konuşmaya başladı:
- Kendimi bildim bileli cinlerin içindeyim. Ama yıllara rağmen bizim karşımıza çıkarken hayvan kılığında çıkanlara gülmeden edemiyorum. Bunu düşünmek bile beni güldürüyor.
-Sana zarar vermiyorlar mı?
-Elbette veriyorlar. Ama ben diğer insanlar gibi gitmelerini istemedim. Sen de sıradan bir insan gibi onlardan kurtulmak istiyorsun. Haklısın da zaten. Bunun ne kadar doğru olduğunu bilmiyoruz, bu nedenle de siz doğru olanı yapıyorsunuz. Ama her ne kadar cinlere güven olmayacağını bilsem de onlarla olan bağımı koparmak zoruma gidiyor. Deli falan olduğumdan değil. Kesinlikle insanlardan daha az zararlı olduklarını bildiğimden. Cinleri yanından duayla kovuyorsun ama insan öyle bir varlık ki küfretsen bile gitmeyen insanlar var. Kızlara, küçücük çocuklara tecavüz edenlere ne demeli peki? Ya da evli veya bekar adamlarla sürten kadınlara. Böyle bir toplumda insanlarla yaşamaktansa cinlere karışıp ''deli'' damgası yemeyi yeğlerim.
-Bu sözlerin cinlere olan bakış açımı değiştiriyor.
-Değişsin zaten. Sana cinlere karış demiyorum. Yalnızca sen iyi bir insana benziyorsun ve bu nedenle sakın benliğinden vazgeçme diyorum.
-Senin gerçekten deli olduğunu düşünüyordum. Ama sen kesinlikle deli değilsin. Peki bir ermişlik var mı sende?
-Yani rüyaların çıkması sayılıyorsa var. Ama bu genel bir şey.
Bu sefer gülen taraf ben oldum. Az sonra Bade'nin ablası huzursuzlanıp kalktı. Ve Bade' yi azarlayıp tekrar yattı. Biz de az sonra uyuduk zaten.
***
Sabah Selin'in seslenmesiyle uyandım. Ben genelde ya kendimden büyüklerle ya da yaşıtlarımla takılan birisiydim. Fakat artık Bade ile konuşmak istiyordum. Ben yirmi yaşındayım o ise on yedi yaşında. Aramızda üç yaş olmasına rağmen onunla konuşurken yetişkin birisi ile konuşur gibi hissediyorum. Bu nedenle onunla konuşmak güzel. Gözlerim kapalıyken aklımda kurduğum bu düşünceleri Selin'in tekrar seslenmesi böldü. Yataktan kalkıp lavaboya gittim. Lavabodan çıkınca Selin bana seslendi:
- Bade ile anlaşmışa benziyorsun. Senin adına sevindim.
-Evet beklediğim kadar kötü değildi.
-Gelenin çıldırmış bir deli olmasını beklemiyordun değil mi?
-Sanırım öyle birini bekliyordum. ''Uzak durun, dokunmayın bana!'' diyerek gözlerini sürekli kısan birini bekliyordum.
Selin gülmeye başladı. Ben de sonrasında ona eşlik ettim. Fakat gülüşümüz Bade'nin gelişiyle son buldu. Gözlerini kapattı ve derin bir iç çekip konuşmaya başladı:
-Baksana Selin, senin beni çekemediğini anlamam için cinlerin bana bunu söylemesi gerekmezdi. Ama şu an benim hakkımda konuştuğunu anlamam için söylemeliydiler. Sonuçta ben ermiş değilim.
Son cümlesini bana bakarak ve baskı uygulayarak söylemişti. Ondan tırsmıştım. Cinler ona bir şeyler söylüyorlardı. Selin' inde benim gibi tepki verdiğini görünce konuşmaktan çekinip odaya döndüm. Ardımdan Selin'de geldi. Kendimize çeki düzen verip salona geçtik. Bade ve Baran gülerek sohbet ediyorlardı. O ikisinin iyi anlaştığını Baran'ın onların geleceğini duyunca verdiği tepkiden anlamıştım. Az sonra Birgül teyze herkesi kahvaltıya çağırdı. Ev kalabalık olduğundan Bade, Baran ve Bade'nin erkek kardeşi ayrı yiyorlardı. Hikmet dayı gülümseyerek konuşmaya başladı:
-Dicle kızım ne yapmayı düşünüyorsun?
-Ben giderim artık diye düşünüyorum. Nasıl olsa kurtuldum artık.
Bade arkadan söze karışarak:
-Ne kadar zekisin bu gece ben olsam çarpılacak idin. Son kelimem mecaz oluyor.
-Nasıl yani? Ne oluyordu ki Bade?
-Ne olacak, rüyasına girmişler.
-Biz bu gün hocaya gidelim bir.
-Of dayı hocaya gitmeden önce ben bir şey denesem olur mu?
-Ne yapacaksın?
-Ya dayı sen bana güveniyor musun?
-Hayır.
Bade bu sözün üstüne gözlerini devirirken aile bireyleri gülüyordu. Yalnız ben, Hikmet dayı ve Emine teyze gülmüyordu. Bade sinirle konuşmaya başladı.
- Bana güvenme ama gidip üfürükçülere güvenin. İyi gidin o hocaya. İnşallah şifa bulursunuz.
-Ya ne yapacaksın söyle?
-Cin çağıracağım. ''Tövbe estağfurullah. Deli misin sen?'' dedi Hikmet dayı kendi şivesiyle.
-Ya dayı Müslüman olacak.
-Nereden biliyorsun?
-Sence nereden biliyorum? Of bir ''he'' de hiçbir sorun çıkmayacak.
-Hayır dedim. Bitmiştir. Uzatmaya gerek yok.
Bade sinirlenip kalktı ve odaya gitti. Baran'da peşinden gidince Selin ve Selen ''bunlar birbirini seviyor.'' diye söylenmeye başladı. Ben de kalktım ve Bade'nin peşinden gittim. Odaya girince Bade yatağa oturmuş, gözlerini dolabın aynasına dikmiş bir şekilde oturarak kendisinin adeta göz bebeğine odaklanmıştı. Sessizce fısıldadı ve : ''O cin çağrılacak.'' dedi. Baran ise sırıtıp:
-Evet kızı yine delirttiler. Peki çok zeki Bade, çağıracağın cini nasıl göndereceğini biliyor musun?
Bade konuşmak yerine gözlerini Baran'a dikti ve gözlerine bakıp alayla sırıttı. Baran bu bakışların üstüne kahkaha attı ve: ''Bu bakışlarla ancak bu saf ablamız gibi olanları korkutmayı başarırsın. Bana sökmez.'' dedi. Bade'de : ''Seni sevme nedenim de bu oluyor Baran. Neyse boş verin. Sonuçta akşama cin çağıracağız. Hazırlık yapalım.'' dedi.
#Bölüm Sonu#
Merhaba bölümü heyecanlı bitirmek istedim. Ve gerçeklerin arasında heyecan zor bulunan bir şey olduğundan biraz zorlanarak yazdım.
1-BADE HAKKINDAKİ FİKİRLERİNİZ NELER?
2-MÜSLÜMAN CİN ÇAĞIRMAK KONUSUNDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ NELER?
3-SİZCE BARAN NASIL BİRİ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİNE AŞIK
ParanormalAilesini kaybettikten sonra tek hayali avukat olmak olan Dicle'nin hayatında normal olmayan bazı şeyler var. Kabuslar,gölgeler, fısıltılar... Aylar sonra görünen bir umut ışığı ve ardından zifiri karanlık... Fırtına öncesi yaşanan sessizlikte...