Prensimiz çok yaşa!
Prensimiz çok yaşa!Blake Lloyd çok yaşa!
Blake Lloyd çok yaşa!Ve Vivian terler içinde yataktan sıçrayarak uyandı.
°•°•°•°
Saniyeler önce gördüğü rüyanın etkisiyle göğsü hızla yükselip alçalıyordu.Gözlerini, yanında hareketsizce yatan bedene çevirdi ve genç adamın düzenli nefeslerini dinleyerek kendini bir nebze de olsa sakinleştirmeyi denedi.
İşe yaramıştı.
Blake, onun çılgınca atan kalbini, elini bile kıpırdatmadan durgun bir denize çevirmeyi başarmıştı.Hep öyle olmaz mıydı zaten?
Genç kız usulca yastığına sinerken gözleri genç adamda, aklı ise demin gördüğü rüyadaydı.Blake'in ona küçüklükten beri anlattığı masalı genç adamla bir şekilde bağdaştırmış olmalıydı.-"Sadece bir rüya"... fısıltısıyla birlikte birleşmek için mücadele veren göz kapakları da titreşerek kapandı.
Kasabanın heybetli dağlarının ardına gizlenmiş güneş, saklandığı yerden çıkıp tüm canlıların iliklerini ısıtmaya başlarken, Bayan Chelsea'nın evinin etrafını sarmış ağaçlardan üveyik ve saksağan sesleri yükselmeye başladı.
Ormanın ferah havası çiçek kokuları eşliğinde vidası gevşemiş kendi kendine açılan yuvarlak pencereden içeri sızıyordu.Vivian hala derin bir uykudayken odanın ahşap kapısı çalındı ve bir çift ayak açık zeminde sessiz bir kaç adım attı.
-"Hanım efendi?"
-"Bayan Vivian, büyükanneniz sizi çağırıyor."
-"Hanım efendi?"Vivian mırıltılar eşliğinde gözlerini açıp anlamsızca odada gezdirdi ve ses kaynağına çevrildi bakışları.Ally çekingen bir tavırla kendini seyrediyordu.Vivian gülümseyerek yattığı yerden doğruldu.
-"Ah günaydın."
-"Size de günaydın.Büyükannenizin sizi beklediğini haber verecektim."
Bayan Chelsea'nın sözünü ederken Ally hafifçe ürperdi.Aynı sırada Blake homurtular çıkararak memnuniyetsiz bir şekilde kıpırdandı ve kolunu Vivian'ın üzerine attı.Genç kız Blake'in kolunu zorlukla iterken gülümseyerek Ally'i yanıtladı.
-"Tabi ki geliyorum şimdi."
Ally ufak bir baş selamıyla odanın kapısını kapatarak çıktı.Aşağı inerken merdiven basamaklarına temas eden ince topuklu terlikleri koridorda yankı yapıyordu.
İkinci kez kolunu Vivian'a dolayan genç adamın uykulu yüzü memnuniyetsiz duruyordu.Vivian kıkırdayarak erkeğin birbirine girmiş sarı saçlarını karıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKSİR PRENSİ
Fantasy"Blake" nam-ı diğer "İKSİR PRENSİ" kızıl bir cadının korkunç lanetine uğrayarak Araf'ın karanlığına mahkum edildi.Bu laneti sadece o soydan gelen bir diğer kızıl cadı, ruhunu feda ederek bozabilirdi.Ve 194 yıl sonra Blake'in beklediği o an geldi.Cad...