Daylight / Jeon Jungkook

15

Güne kuş cıvıltısıyla uyanmak varken tekrardan iğrenç alarmın sesiyle uyandım. En sevdiğim şarkıyı alarm sesim yapmışken o şarkıdan bu kadar çabuk iğrenmem.. Yatakta gerinip etrafı incelemeye başladım. Birkaç dakika sonra kalkıp rütin işlerimi hallettim. Ayakkabılarımı giyip, dışarı çıktım. Rüzgârın yüzüme değme hissi sanki tüm dertlerini yok ediyormuş gibiydi. Kapıdan çıktıktan birkaç adım sonrasında Jungkook'un orada olduğunu farkettim. Ona dönüp sorar şekilde bakmaya başladım.

"Seni bekliyordum. Sandığımdan erken çıktın."

"Beni neden bekliyordun?"

"Beraber gitmek için. Herneyse."

Elimi ellerinin arasına alıp yürümeye başladı. Soğuk ellerimin aksine onunkiler sıcaktı. Ellerimi, elleri ısıtıyordu. 2.şoktan hâlâ çıkamayıp ellerimizin uyumuna baktım. Benim ki küçük ve onunkiler büyüktü. Tam da olması gereken, idealdi. Heyecandan yanlış yapmamayı diledim. Kendimi yerin altına soksam kaç yıl orda yaşayabilirdim? Okulun önüne geldiğimizde durdum. Jungkook bana dönüp kaşlarını çattı.

"Ne oldu?"

Ellerimi ellerinden çektim.

"Bu doğru değil, Jungkook-ah."

"Sevgili olmamız mı normal değil?"

"Sevgili değiliz."

"O zaman oluruz."

Derince nefes verip, gözlerimi kapattım. Her şeyi ona anlatmaya karar verdim.

"Sana her şeyi anlatacağım. 10 dakikamız var." Kafasını sallayıp yakınlardaki parka doğru yürümeye başladık. Düşünür gibi bir hâli vardı sanırım konuşacaklarımızı düşünüyordu. Banka oturup onun oturmasını bekledim. Boğazımı temizleyip Hoseok'la olan her şeyi anlattım. Şaşkınca beni dinliyordu. Anlattıklarımı bitirince bir süre düşünüp yüzüme baktı.

"Hoseok hyung'ın herkese anlatacağı sırrın ne?"

__________________________

selam küçük bir açıklama yapacağım

kısa yazdığım için belki sinirleniyorsunuzdur amacım sizi sıkmak değil ayrıca 2 günde bir en kısa zamanda bölüm atmaya çalışıyorum bu yüzden kısa olmasına karar verdim umarım anlayışla karşılarsınız sizi seviyorum <3